Beylikdüzünün ana girişinde, Atatürk Bulvarının sağında ve solunda 14 metre genişliğinde yeşil bant var. Bu yeşil bant Beylikdüzü’nde çok konuşuldu, tartışıldı. Zira bu yeşil banda inşaat yapılması için çok uğraş verildi. Bulvarın simetrisi bozulur diye sonunda bu 14 metrelik yeşil bandın korunması başarılmıştı..
Baktım geçenlerde bir kepçe buraları kazıyor. Yaya kaldırımı burada iki parçadan oluşuyor. İki kaldırım arasındaki toprak alan gül ekilidir. Yol tarafındaki kaldırım geniş, iç taraftaki kaldırım daha dardır.
İşte kepçe bu dar kaldırımı da kazıyor. Ne oluyor diye merak ederken, Vehbi Orakçı dönemindeki başkan yardımcısı Mehmet Kül’le karşılaştım. Kül de buradaki bu çalışmayı merak etmiş, bana sordu. Ben de bilmediğimi ama Cumartesi günü Başkan Yusuf Uzun ile görüşeceğimi, bu konuyu da soracağımı söyledim.
Ben de Gerçek Gazetesinin orgunizasyonu ile bütün gün başkanla birlikte olunca bu konuyu kendisine sordum. Beycity’nin önündeki yeşil alanın, hatta kaldırımın bir bölümünün niçin kazıldığını çalışmanın ne olduğunu sordum başkana. Başkan burada yapılan kazıdan haberdarmış ve kendisinin de uygun gördüğünü söyledi.
‘’Bu yolun yanında BEYCİTY iş merkezi yapılmış ama işyerleri çalışmıyor. Çünkü bu iş merkezinin önüne kısa süreli park yapıp alışveriş yapma imkanı yok’’ dedi başkan. ‘’Benim de buna gönlüm razı olmadı. Bu devasa yatırım bizim ortak değerlerimizdir, atıl kalmamalıdır. Bunun için oranın kazılıp otopark yapılmasına müsaade ettim’’ dedi.
Ben de kendisine hatırlatma gereği duydum. Bir zamanlar Belediye meclisinde bu binadaki kaçak alanlar konusu çok tartışıldı. Ömer Süvari İmar Komisyonu başkanıydı, Ebru Habip de imar komisyonu üyesi. İmar komisyonu geldi bu binayı inceledi ve 4000m2 kaçak var diye rapor tutuldu. Ben o gün bu komisyon üyelerine sormuştum. Ne olacak şimdi bu kaçaklar diye? Onlar da biz onu bilmeyiz. O belediyenin sorunu’’ dediler.
Ve benim duyduğum orada kaçak gözüken yerler proje tadilatıyla otopark gösterildi. Bunlar da gözlükçülerin bulunduğu zemin kattı. Buradaki büyük alana da market açılacak bilgisini aldık. Şimdi bu kaçak alanlar için otopark mı yapılıyor’’ diye başkana sordum.
Başkan da ‘’vallahi ben senin bu söylediklerini bilmiyorum. Benim gönlüm razı olmadı o iş merkezinin iş yapmamasına, onun için uygun gördüm oraya otopark yapılmasını ‘’dedi.
O günkü imar komisyonu; ‘’ bu kaçakları çözmek belediyenin işi ‘’demişlerdi. Anlaşılan belediye bu binadaki kaçak inşaat sorununu çözmüş ve bunlara bir de otopark yapıyor. Hem de yaya kaldırımlarını yok etmek pahasına.
BEYLİKDÜZÜ’NDE İSKİ TAŞERONLARI AYRICALIKLI MI?
Beylikdüzü’nde İSKİ su borularını değiştiriyor. Beko’nun altından başladı Bizimkent’in etrafından aşağı doğru devam ediyor.
İSKİ bu kazıları taşeron firmalara yaptırıyor. Bu firmalar da önce yolu kazıyor, parke taşlarını kenara koyuyor, asfalt yerler de; kaba asfalt parçaları alıyor, moloz sayılacak cinsten olanları ise bir yerlere döküyor.
Birincisi bu yol kenarlarındaki boş alanlara dökülen molozlarla ilgili belediyeye çok sayıda şikayet yapıldı. Ancak bu firmaya hiçbir işlem yapılmadı. Mesela Bizimkent’in E 5 tarafındaki çamların altına kamyon kamyon moloz ve beton parçaları döküldü. Çok sayıda şikayet oldu.
Belediye ise bu molozların üzerine toprak döktü ve düzledi. O alanı düzlemek ve E 5 tarafına çim ekme uygulaması iyi ama çamların altındaki molozlar olduğu gibi toprağın altında kaldı. Bu asfalt parçaları ve kaldırım taşları çamların kökünü sıkıştırdı.
Yine İSKİ’nin taşeron firması Cumhuriyet mahallesi, Derviş Eroğlu caddesi, Nadir sokakta, Yılmaz konutlarına doğru kazı yaptı. Buradan çıkan molozlar yan taraftaki Tatlıcılara ait arsanın kenarına döküldü. Bununla ilgili çok sayıda şikayet olunca ne yapıldı?
Bir kepçe geldi ve bu molozları o arsaya serdi. Sonra da üzerine bir iki kamyon toprak serildi. Bu alanda iki kamyon toprak halen döküldüğü gibi duruyor.
Bizimkent Sitesi, ağaç budaması yapıyor veya kuruyan ağaçları kesiyor. Veya çimler biçilirken çim çuvalları bu yandaki arsada biriktiriliyor. Budama veya çim biçme bitince de bu ağaç dalları kaldırıyor. Ama bu ağaç dalları bu alana daha ilk konulduğu gün, Beylikdüzü Belediyesi Çevre koruma müdürlüğü ekipleri gelip bir tutanak düzenliyor. ‘’İki gün içerisinde bunları kaldırın yoksa cezai işlem yapılacaktır.’’
İyi de bu çevre koruma müdürlüğü ekipleri yalnızca Bizimkent’in o arsaya koyduğu dalları mı görüyor. Birçok şikayet olmasına rağmen neden bu taşeron firmaların yaptıkları görülmüyor? Bizimkent’in oraya koyduklarını gör, keseceksen ceza da kes. Ama başka ve daha büyük çirkinlikleri ve kanunsuzlukları da gör.
Sonra ikincisi; bu taşeron firmalar kazdıkları yolu asla eski haline getirmiyorlar. Bu konuda Beylikdüzü Belediyesi’ne birçok yazılı ve telefonla şikayet yapıldı. Ama bu konuda da çok fazla bir iyileşme sağlanamadı.
Bu yazdıklarımın hepsi belgelidir. Öyle belediyeyi karalamak için yazılmıyor. Mesela Atatürk Bulvarından Bizimkent Yönetim binası önünden geçen yan yola gelip bakın. Yol nasılmış, ne hale gelmiş? Ayrıca Derviş Eroğlu caddesinde halen kazı ve onarım devam ediyor. Gelip bakılabilir. Yollar ne alemde, kazılan yerler nasıl yapılmış görülür.
Nusret Yılmazer
22 Mayıs 2012 Salı
21 Mayıs 2012 Pazartesi
BEYLİKDÜZÜ’NÜ GEZDİK
Gerçek Gazetesi’nin, gazetenin yazarlarıyla birlikte tam kadro ilçe belediyelerini gezme, inceleme programında sıra Beylikdüzü’ndeydi. 19 Mayıs’a denk gelmesi nedeniyle Beylikdüzü programı biraz geç başladı. Ama Başkan Yusuf Uzun, başta Basın ve Halkla ilişkiler Müdürü Hüseyin Türkoğlu olmak üzere başkan yardımcıları Ali Gençbay ve Tahir Sert, Park ve bahçeler müdürü, fen işleri müdürü, plan ve proje müdürü, trafik müdürü ile tam kadro katıldı Beylikdüzü tanıtım programına.
Saat 13 gibi belediyenin önünden otobüsle yola çıkarak Ambarlı arıtma tesisini doğru yola çıktık. Başkan Yusuf uzun otobüste, elinde mikrofon bize hem bugünkü program hakkında, hem de Beylikdüzü ile ilgili bilgiler veriyor. Gezi boyunca da tıpkı bir gezi rehberi gibi bölgeyi tanıtıyor bizlere. Büyükşehir Belediyesi burada devasa bir arıtma tesisi yapıyor. Yaklaşık beş – altı yıldır bu tesisin yapımı devam ediyor. Ne zaman hizmet vermeye başlayacağı henüz tam olarak belli değil.
Ambarlı biyolojik arıtma tesisi Beylikdüzü, Avcılar, Esenyurt, Başakşehir ve Hadımköy’ün bir kısmı olmak üzere 2,5 milyon nüfusa hizmet verecekmiş.
Buradan Yakuplu bölgesine geçildi. Yakuplu’da 50 civarında yıkılan ve daha yıkılacak olan binalar hakkında bilgi aldık. Yakuplu sosyal tesislerine çıkarken sol tarafta yapılan diş sağlığı merkezi ile ek derslik yapılan okul binası gösterildi bize. Bunun hemen yanında başlayan park örnek olarak gösterildi. Bunun gibi dokuz park yapılmış Yakuplu’ya. Başkan ‘’siz sadece birini gördünüz’’ diye uyardı bizi.
Yakuplu ve Gürpınar’daki çorba evlerini gördük. Beylikdüzü merkezde, Fatih Sultan Mehmet Cami avlusundaki çorba evini zaten biliyoruz. Başkan bu çorba evlerinden ‘’zengin fakir, öğrenci olmak üzere her kesimin çorba içtiğini ve çocukların buradan çorba içerek harçlıklarının cebinde kaldığı’’ bilgisini veriyor.
Belediyenin Yakuplu Sosyal Tesislerindeki yemek molasından sonra Yakuplu merkezden Kavaklı’ya doğru gidiyoruz. Sahili gören tepedeki yoldan giderken, bakımsız yolun asfaltlandığını ve güzel bir yolun ortaya çıktığını görüyoruz. Buradan yat limanına iniyoruz. Hollanda firması Enelka’nın yaptığı yat limanı hakkında bilgiler alıyoruz. Burada, karada yapılmış raflara küçük yatların çekileceğini öreniyoruz. Bu limanın 300’ü karada, 600’ü denizde olmak üzere 900 yat kapasitesinde olduğunu, bu yat limanının maliyeye yıllık bir buçuk milyon TL vergi verdiği konusundaki bilgileri Marina genel müdürü Zdzislaw A. Janik’ten alıyoruz. Ve Janik bey, bu verginin çok yüksek olduğunu söyleyerek serzenişte bulunuyor.
Limandan yukarı çıkarken BEYAŞ’ın yaptığı beş bloklu binalar karşımıza çıkıyor. Başkan Uzun, ‘’buradaki sorunları çözdüklerini, eski mütahitle ilişkiyi bitirdiklerini ve yeni mütahitin inşaatları tamamladığı’’ bilgisini veriyor.
Buradan kavaklı bölgesine geçiyoruz ve Üneş’lerin yapıp iletteiği katı atık geri dönüşüm merkezine uğruyoruz. Kavaklı köyünden geçerken, buranın kentsel dönüşüm projesi kapsamında olduğunu ve konuyla ilgili çıkan sorunlarla ilgili bilgiler alıyoruz.
Buradan balık halinin yapılacağı ve halen balıkçı limanının olduğu yere geliyoruz. Ben, burada yapılan ‘’balık festivali’’ etkinliğine rağmen ilk kez geliyorum buraya. Aslında oldukça güzel bir yer burası. Burada balıkçılar derneği yöneticilerinden bilgiler alıyoruz. Çayımızı içip yola koyuluyoruz.
Gürpınar sahiline giderken Dere ağzı mahallesine geliyoruz. Bu bölgelerde yeni yollar yapılmış, asfalt dökülmüş. Beylikdüzü belediyesi nikah salonu burada yapılmış. Nikah salonunun buraya, iki katlı evlerden oluşan, nüfus yoğunluğu az olan bir mahalleye yapılmasının çok doğru olmadığını söylüyorum başkana. Başkan Uzun’dan önce Ali tarakçı cevap veriyor ve bana katılmadığını söylüyor. Yakuplu ve Beylikdüzü merkez buraya uzak kalıyor. Beylikdüzü nüfusu ise yüksek katlı imardan dolayı merkezde yoğunlaşmış. ‘’olsun’’ diyor başkan, ‘’Beylikdüzü’ünün her yerinden buraya geliş 15 dakika sürer. Çok da önemli değil.’’
Buradan sahile iniyoruz. Önce Büyükşehir Belediyesi’nin siyah taşlarla doldurduğu sahili görüyoruz. Ardından Beylikdüzü Belediyesi’nin düzenlediği bölgeye geliyoruz. Bazı yerlerde araba yolları oldukça geniş, yayaların yürüyeceği alanlar dar. Ama yapımı biten yerler çok güzel olmuş. Yapılan bu alanda vatandaşlar piknik yaptığı, mangal yaktığı için sahili gezmeye gelenler rahatsız olduğundan az ileride yeni bir piknik alanı düzenleniyor. Toprak dökümü, tesviyesi bitmiş ağaçlar dikiliyor.
Sahile beyaz çakıl dökülmüş, su oldukça berrak. Denizin temizliği hepimizin dikkatini çekiyor. Başkan Yusuf Uzun, bu sahile ‘’mavi bayrak asmak için müracaat ettiklerini’’ söylüyor.
Gürpınar sahilden yukarı doğru çıkarken Pınartepe mahallesinin Beylikdüzü’ne bağlanması gündeme geliyor. Başkan Uzun, ‘’bu mahalleyi Beylikdüzü’ne bağlayacağız ama bunun hastane konusu ile ilgisi yok’’ diyor. Arkadaşlardan biri soruyor; ‘’peki Pınartepe mahalle halkı ne diyor, bu halka hiç soruldu mu’’ diye? Yusuf uzun; ‘’sormadık ama mahalle halkı da büyük bir çoğunlukla Beylikdüzü’ne bağlanmayı istiyor’’ diyor. ‘O zaman anket yapılsın, çıkan sonuca razıyız diyebilir miyiz’ diye ben soruyorum.
Başkan uzun; ‘’yok, bunun için halka sormaya gerek yok. Bu işi düzenleyenler, sınırları belirlerken yanlış yapmışlar. Bu işi düzeltmek yine onların işidir. Onlarla görüşerek bu iş düzeltilmeli’’ diyor.
YOL ORTASINA EKİLMİŞ GÜLELR ÇOK GÜZEL BİR GÖRÜNTÜ OLUŞTURMUŞ
Yokuşu yukarı çıkarken, bakın diyor başkan Uzun; ‘’bu taraftaki orta refüjlere bakın. Bir de Beylikdüzü bölgesindeki alanlara bakın. Büyükçekmece bölgesinde iki yol ortasındaki alanlar kuru toprak, çiçek falan ekilmemiş. Beylikdüzü bölgesindeki yol ortalarında hep güller var. Güller alabildiğine açmış. Bu aşamadan sonra Başkan yardımcısı Tahir Sert hep yol kenarındaki açmış gülleri gösterip dikkat çekiyor.
Adnan kahveci mahallesindeki aile sağlığı merkezinin yanından geçerek, bu mahallede 23 Mayıs Çarşamba günü açılacak ve Çarşamba pazarı olacak olan kapalı pazara geliyoruz. Pazar yeri önünde beton atma çalışmaları devam ediyor. Tezgahlar tas tamam pazarcıları bekliyor.
Beylikdüzü hayvan rehabilitasyon merkezi de uğrak yerlerimizden biri. 1400 köpek kulakları sağır edercesine sürekli havlıyor. Acayip bir curcuna var. Bütün Köpeklerin önlerinin sosis dolu olması dikkatimizi çekiyor. Barınaktaki köpeklerin hepsi besili ve bakımlı görünüyor. Fabrikalar son kullanım tarihi yaklaşan sosisleri buraya getiriyorlarmış. Köpeklerin kimi tellerle çevrili alanlarda serbest ama sıkışık, kimi zincirle bağlı. Kimileri de barınak etrafında, çatıda özgür dolaşıyor. Bu kadar çok köpek herkesi şaşırtıyor.
Son uğrak yerimiz Kültür merkezi. Kültür merkezini 2008 yılının sonunda gezmiştim. O zamanki Belediye Başkanı Vehbi Orakçı burada basına kahvaltı vermişti. Kültür merkezinin bittiğini göstermek için. Elbette tam bitmemişti. Zaten bir süre sonra da Kültür merkezi açılışını kutlamak için bir konser verilmişti. Bu da soruluyor Başkan Uzun’a. ‘’Vehbi bey kardeşimiz biraz tez canlıydı. Ama biz bir hayli emek ve para harcadık burayı açmak için’’ diyor Yusuf Uzun.
Elbette başka anlatılanlar da vardı, başka gördüğümüz yerler de. Bir de ileride yapılması düşünülen işler vardı. Hepsini burada anlatmak mümkün değil. Gün de akşam oldu ve gezi bitti. Bu yazı da çok uzun oldu, sayfa bitti.
Nusret Yılmazer
Saat 13 gibi belediyenin önünden otobüsle yola çıkarak Ambarlı arıtma tesisini doğru yola çıktık. Başkan Yusuf uzun otobüste, elinde mikrofon bize hem bugünkü program hakkında, hem de Beylikdüzü ile ilgili bilgiler veriyor. Gezi boyunca da tıpkı bir gezi rehberi gibi bölgeyi tanıtıyor bizlere. Büyükşehir Belediyesi burada devasa bir arıtma tesisi yapıyor. Yaklaşık beş – altı yıldır bu tesisin yapımı devam ediyor. Ne zaman hizmet vermeye başlayacağı henüz tam olarak belli değil.
Ambarlı biyolojik arıtma tesisi Beylikdüzü, Avcılar, Esenyurt, Başakşehir ve Hadımköy’ün bir kısmı olmak üzere 2,5 milyon nüfusa hizmet verecekmiş.
Buradan Yakuplu bölgesine geçildi. Yakuplu’da 50 civarında yıkılan ve daha yıkılacak olan binalar hakkında bilgi aldık. Yakuplu sosyal tesislerine çıkarken sol tarafta yapılan diş sağlığı merkezi ile ek derslik yapılan okul binası gösterildi bize. Bunun hemen yanında başlayan park örnek olarak gösterildi. Bunun gibi dokuz park yapılmış Yakuplu’ya. Başkan ‘’siz sadece birini gördünüz’’ diye uyardı bizi.
Yakuplu ve Gürpınar’daki çorba evlerini gördük. Beylikdüzü merkezde, Fatih Sultan Mehmet Cami avlusundaki çorba evini zaten biliyoruz. Başkan bu çorba evlerinden ‘’zengin fakir, öğrenci olmak üzere her kesimin çorba içtiğini ve çocukların buradan çorba içerek harçlıklarının cebinde kaldığı’’ bilgisini veriyor.
Belediyenin Yakuplu Sosyal Tesislerindeki yemek molasından sonra Yakuplu merkezden Kavaklı’ya doğru gidiyoruz. Sahili gören tepedeki yoldan giderken, bakımsız yolun asfaltlandığını ve güzel bir yolun ortaya çıktığını görüyoruz. Buradan yat limanına iniyoruz. Hollanda firması Enelka’nın yaptığı yat limanı hakkında bilgiler alıyoruz. Burada, karada yapılmış raflara küçük yatların çekileceğini öreniyoruz. Bu limanın 300’ü karada, 600’ü denizde olmak üzere 900 yat kapasitesinde olduğunu, bu yat limanının maliyeye yıllık bir buçuk milyon TL vergi verdiği konusundaki bilgileri Marina genel müdürü Zdzislaw A. Janik’ten alıyoruz. Ve Janik bey, bu verginin çok yüksek olduğunu söyleyerek serzenişte bulunuyor.
Limandan yukarı çıkarken BEYAŞ’ın yaptığı beş bloklu binalar karşımıza çıkıyor. Başkan Uzun, ‘’buradaki sorunları çözdüklerini, eski mütahitle ilişkiyi bitirdiklerini ve yeni mütahitin inşaatları tamamladığı’’ bilgisini veriyor.
Buradan kavaklı bölgesine geçiyoruz ve Üneş’lerin yapıp iletteiği katı atık geri dönüşüm merkezine uğruyoruz. Kavaklı köyünden geçerken, buranın kentsel dönüşüm projesi kapsamında olduğunu ve konuyla ilgili çıkan sorunlarla ilgili bilgiler alıyoruz.
Buradan balık halinin yapılacağı ve halen balıkçı limanının olduğu yere geliyoruz. Ben, burada yapılan ‘’balık festivali’’ etkinliğine rağmen ilk kez geliyorum buraya. Aslında oldukça güzel bir yer burası. Burada balıkçılar derneği yöneticilerinden bilgiler alıyoruz. Çayımızı içip yola koyuluyoruz.
Gürpınar sahiline giderken Dere ağzı mahallesine geliyoruz. Bu bölgelerde yeni yollar yapılmış, asfalt dökülmüş. Beylikdüzü belediyesi nikah salonu burada yapılmış. Nikah salonunun buraya, iki katlı evlerden oluşan, nüfus yoğunluğu az olan bir mahalleye yapılmasının çok doğru olmadığını söylüyorum başkana. Başkan Uzun’dan önce Ali tarakçı cevap veriyor ve bana katılmadığını söylüyor. Yakuplu ve Beylikdüzü merkez buraya uzak kalıyor. Beylikdüzü nüfusu ise yüksek katlı imardan dolayı merkezde yoğunlaşmış. ‘’olsun’’ diyor başkan, ‘’Beylikdüzü’ünün her yerinden buraya geliş 15 dakika sürer. Çok da önemli değil.’’
Buradan sahile iniyoruz. Önce Büyükşehir Belediyesi’nin siyah taşlarla doldurduğu sahili görüyoruz. Ardından Beylikdüzü Belediyesi’nin düzenlediği bölgeye geliyoruz. Bazı yerlerde araba yolları oldukça geniş, yayaların yürüyeceği alanlar dar. Ama yapımı biten yerler çok güzel olmuş. Yapılan bu alanda vatandaşlar piknik yaptığı, mangal yaktığı için sahili gezmeye gelenler rahatsız olduğundan az ileride yeni bir piknik alanı düzenleniyor. Toprak dökümü, tesviyesi bitmiş ağaçlar dikiliyor.
Sahile beyaz çakıl dökülmüş, su oldukça berrak. Denizin temizliği hepimizin dikkatini çekiyor. Başkan Yusuf Uzun, bu sahile ‘’mavi bayrak asmak için müracaat ettiklerini’’ söylüyor.
Gürpınar sahilden yukarı doğru çıkarken Pınartepe mahallesinin Beylikdüzü’ne bağlanması gündeme geliyor. Başkan Uzun, ‘’bu mahalleyi Beylikdüzü’ne bağlayacağız ama bunun hastane konusu ile ilgisi yok’’ diyor. Arkadaşlardan biri soruyor; ‘’peki Pınartepe mahalle halkı ne diyor, bu halka hiç soruldu mu’’ diye? Yusuf uzun; ‘’sormadık ama mahalle halkı da büyük bir çoğunlukla Beylikdüzü’ne bağlanmayı istiyor’’ diyor. ‘O zaman anket yapılsın, çıkan sonuca razıyız diyebilir miyiz’ diye ben soruyorum.
Başkan uzun; ‘’yok, bunun için halka sormaya gerek yok. Bu işi düzenleyenler, sınırları belirlerken yanlış yapmışlar. Bu işi düzeltmek yine onların işidir. Onlarla görüşerek bu iş düzeltilmeli’’ diyor.
YOL ORTASINA EKİLMİŞ GÜLELR ÇOK GÜZEL BİR GÖRÜNTÜ OLUŞTURMUŞ
Yokuşu yukarı çıkarken, bakın diyor başkan Uzun; ‘’bu taraftaki orta refüjlere bakın. Bir de Beylikdüzü bölgesindeki alanlara bakın. Büyükçekmece bölgesinde iki yol ortasındaki alanlar kuru toprak, çiçek falan ekilmemiş. Beylikdüzü bölgesindeki yol ortalarında hep güller var. Güller alabildiğine açmış. Bu aşamadan sonra Başkan yardımcısı Tahir Sert hep yol kenarındaki açmış gülleri gösterip dikkat çekiyor.
Adnan kahveci mahallesindeki aile sağlığı merkezinin yanından geçerek, bu mahallede 23 Mayıs Çarşamba günü açılacak ve Çarşamba pazarı olacak olan kapalı pazara geliyoruz. Pazar yeri önünde beton atma çalışmaları devam ediyor. Tezgahlar tas tamam pazarcıları bekliyor.
Beylikdüzü hayvan rehabilitasyon merkezi de uğrak yerlerimizden biri. 1400 köpek kulakları sağır edercesine sürekli havlıyor. Acayip bir curcuna var. Bütün Köpeklerin önlerinin sosis dolu olması dikkatimizi çekiyor. Barınaktaki köpeklerin hepsi besili ve bakımlı görünüyor. Fabrikalar son kullanım tarihi yaklaşan sosisleri buraya getiriyorlarmış. Köpeklerin kimi tellerle çevrili alanlarda serbest ama sıkışık, kimi zincirle bağlı. Kimileri de barınak etrafında, çatıda özgür dolaşıyor. Bu kadar çok köpek herkesi şaşırtıyor.
Son uğrak yerimiz Kültür merkezi. Kültür merkezini 2008 yılının sonunda gezmiştim. O zamanki Belediye Başkanı Vehbi Orakçı burada basına kahvaltı vermişti. Kültür merkezinin bittiğini göstermek için. Elbette tam bitmemişti. Zaten bir süre sonra da Kültür merkezi açılışını kutlamak için bir konser verilmişti. Bu da soruluyor Başkan Uzun’a. ‘’Vehbi bey kardeşimiz biraz tez canlıydı. Ama biz bir hayli emek ve para harcadık burayı açmak için’’ diyor Yusuf Uzun.
Elbette başka anlatılanlar da vardı, başka gördüğümüz yerler de. Bir de ileride yapılması düşünülen işler vardı. Hepsini burada anlatmak mümkün değil. Gün de akşam oldu ve gezi bitti. Bu yazı da çok uzun oldu, sayfa bitti.
Nusret Yılmazer
7 Mayıs 2012 Pazartesi
SAHİLLERİYLE ÜNLÜ BÜYÜKÇEKMECE DOĞUYOR
ARAÇLAR İÇİN SAHİL YOLU DEĞİL, İNSANLAR İÇİN SAHİL YAPILIYOR
Gerçek Gazetesi’nin bölge belediyelerini inceleme organizasyonu devam ediyor. Bu gezi bizler için biraz külfetli oluyor. Evde çocuklar ve eşler sızlanıyor. Bir hafta sonu var, o gün de onları yalnız bırakıp gidiyorsunuz. Haklı olarak bir eleştiri geliyor.
Bu gezilerin dördüncüsü düzenlendi. Silivri, Çatalca, Esenyurt ve geçen hafta sonu da Büyükçekmece. Ben çatalca programına katılamadım. Gördüğüm ilçelerdeki çalışmaları beğendiğimi söylemek istiyorum.
Ben bu gezilerde o ilçede yapılan hizmetin çokluğu ve kalitesi yanında belediye başkanlarının yapılan işler hakkındaki bilgilerine, (anlatırken hangi iş hakkında ne kadar bilgili oldukları belli oluyor)heyecanlarına ve gelecekle ilgili projelerine (hayallerine)önem veriyorum.
Bazı belediye başkanları birkaç dönemdir başkanlık yapıyor. Elbette ilk dönem başkanlık yapanlardan daha çok hizmetler göstereceklerdir. Ama bu belediye başkanlarında bir heyecan kaybı olması da mümkündür.
Bir de bazı yeni belediye başkanlarının, kendisinden önceki başkanların hizmetlerine ne kadar sahip çıktıklarına dikkat etmek gerekir. Önceki dönemden yarım kalan işlerin tamamlanması bile yıllar alıyorsa, mazeret ne olursa olsun yeni başkana bir artı olmaz. Bence onun hanesine işlenen kocaman bir eksi oluşturur.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün yıllardır belediyecilik yapan bir başkan. Hem bölgeyi hem Büyükçekmece’yi iyi biliyor. Yıllardır belediyecilik yapmış. 1994 yılından beri de Büyükçekmece’de belediye başkanlığı yapıyor ama hızından ve azminden bir şey kaybetmemiş bir başkan olarak gördüm.
Gün hafta sonu olduğundan, spor ayakkabı ve kot pantolonla bizlerden oldukça hızlıydı. Zaten kendisi de bizi baştan uyarmayı ihmal etmedi; ‘’bakalım benim hızıma yetişecek misiniz’’ diye.
Başkan Akgün bize ilk olarak kahvaltıda anlatmaya başladı Büyükçekmece’de yaptıklarını. Ve elbette söze önce yat limanından başlıyor. ‘’Birçokları karşı çıkıyor, eleştiriyor ama burası dünyanın en büyük yat limanlarından biri olacak. On binin üzerinde insan çalışacak. Dünyanın her tarafından turist gelecek. Büyükçekmece’de Türkiye’nin en önemli yat limanı yapılıyor. Birileri eleştiriyor ama burayı ilk onlar gezecek’’ diyor.
Yat limanı Alman sermayesi ile ve yap – işlet – devret yöntemiyle yapılıyor.
Beylikdüzü’nde yaşayan biri olarak sık sık Büyükçekmece sahilinde gezer ve dinleniriz. Şimdi mevcut sahilin karşısına, Mimarsan bölgesine yeni bir sahil yapıyor Başkan Akgün. 12km’lik sahilin 6 km’si tamamlanmak üzere. Mimarsinan balıkçı restoranlarından başlayan sahil, Büyükçekmece’den görünen son noktadaki burunun, Bababurnu’nun ucuna kadar devam edecek.
Bu yeni sahil düzenlemesi yapılan ve yapılacak yerleri ben biliyorum. Gerçek anlamda bir çöplüktü. İşte bu çöplükten çok güzel bir yaşam ve dinlenme merkezi doğuyor.
Başkan bu sahili, sahiliyle de ünlü olan Nis ve Kan ile kıyaslıyor. ‘’ben onlardan esinlendim ama burası daha güzel olacak’’ diyor.
Ve Silivri sahilinde olduğu gibi bu sahil boyunca da öyle otoyol falan yok. Gerçekten bir yaşam ve dinlenme alanları olarak projelendirilmiş. Araçlar için sahil yolu yapılmıyor, insanlar için dinlenme alanları yapılıyor.
Hasan Akgün döneminde yapılmış birçok hizmeti görüyoruz. Bizi yaptırdığı camilere de götürüyor. Selçuk mimari tarzıyla yapılmış camiyi gezerken ‘’dikkat edin bu camiyi CHP’li belediye olarak biz yapıyoruz. Biz yurt dışında da dört cami yapıyoruz’’ bilgisini veriyor.
Caminin mimarisi güzel, camilere bu kadar yatırım yaptırması da güzel ama bize bir tane de cem evi gezdiremedi. Bunu da ben yaptım diyebileceği bir cem evi gezemedik. Bu ülkede yıllardır yok sayılan bir toplum, bu CHP’li başkan tarafından da yok sayılmış.
Mimaroba ve Sinanoba bölgelerine yeni yatırımlar gelmiş. Kamu terk alanlarından oluşan büyük alanlar yaratılmış ve bu alanlar birleştirilerek park yapılıyor. 155 dönümlük büyük bir park. İçinde su göleti de olan bir ‘’yaşam merkezi’’ yapılıyor.
Buradan Güzelce sahiline doğru gidiliyor. Yol kenarındaki birçok bahçe yıkılmış, yol genişletiliyor. Başkan ‘’buradan tehdit edildim’’ diye bir bina gösteriyor. Ne oldu peki diye sorulduğunda, ‘’iş biraz daha hızlandı’’ diyor. Sahilden Kumburgaz’a gidiyoruz. Burada da yol boyunca çok sayıda bina yıkılmış. Bazı binalar ortasından bölünüp yıkılmış, bazıları biraz geri çektirilmiş. Buradaki yol genişletiliyor. ‘’Bunlar yolu işgal etmiş, zapt etmiş’’ diyor Başkan. ‘’Burası da tamamen kamu arsası, adam gelmiş buraya bina yapmış.’’ Yol boyunca bisiklet yolu yapılacağı bilgisini alıyoruz.
Güzelce sahilinden Kumburgaz ‘a giderken sahildeki evlerin, E 5’in altında kalan bölgedeki evlerin tamamen yıkılacağını öğreniyoruz.
Başkan buralardaki eski belde belediyelerinin olduğu yerlere de götürdü bizi. Burada da çok yerler yıkılmış, köy meydanları oluşturulmuş. ‘’Buralarda hep AKP’li belediyeler vardı’’ diye de açıklama yapıyor. (Mimaroba, Kamiloba, Kumburgaz)Meydansız ve yolları işgal altında olan yerlerden bir nevi onarlı sorumlu tutuyor. Çok da haksız sayılmaz elbet.
Bizi yaptığı stadyuma da götürüyor Başkan Akün. İçinde her türlü hizmet var. Sadece kapalı tribünleri yok. Burada içinde şelalesi de akacak oturma ve dinlenme alanı yapılacağını söylüyor.
Başkan proje aşamasındaki ve ihale aşamasındaki işler hakkında da bilgi veriyor. Spor komplekslerinden, meydanlardan, nikah salonları ve düğün salonlarından bahsediyor.
Yılların belediye başkanı yeni başkan olmuş gibi heyecanlı ve hızlı.
Bence de bu başkan daha bir dönem rahatlıkla seçim kazanır.
Nusret Yılmazer
Gerçek Gazetesi’nin bölge belediyelerini inceleme organizasyonu devam ediyor. Bu gezi bizler için biraz külfetli oluyor. Evde çocuklar ve eşler sızlanıyor. Bir hafta sonu var, o gün de onları yalnız bırakıp gidiyorsunuz. Haklı olarak bir eleştiri geliyor.
Bu gezilerin dördüncüsü düzenlendi. Silivri, Çatalca, Esenyurt ve geçen hafta sonu da Büyükçekmece. Ben çatalca programına katılamadım. Gördüğüm ilçelerdeki çalışmaları beğendiğimi söylemek istiyorum.
Ben bu gezilerde o ilçede yapılan hizmetin çokluğu ve kalitesi yanında belediye başkanlarının yapılan işler hakkındaki bilgilerine, (anlatırken hangi iş hakkında ne kadar bilgili oldukları belli oluyor)heyecanlarına ve gelecekle ilgili projelerine (hayallerine)önem veriyorum.
Bazı belediye başkanları birkaç dönemdir başkanlık yapıyor. Elbette ilk dönem başkanlık yapanlardan daha çok hizmetler göstereceklerdir. Ama bu belediye başkanlarında bir heyecan kaybı olması da mümkündür.
Bir de bazı yeni belediye başkanlarının, kendisinden önceki başkanların hizmetlerine ne kadar sahip çıktıklarına dikkat etmek gerekir. Önceki dönemden yarım kalan işlerin tamamlanması bile yıllar alıyorsa, mazeret ne olursa olsun yeni başkana bir artı olmaz. Bence onun hanesine işlenen kocaman bir eksi oluşturur.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün yıllardır belediyecilik yapan bir başkan. Hem bölgeyi hem Büyükçekmece’yi iyi biliyor. Yıllardır belediyecilik yapmış. 1994 yılından beri de Büyükçekmece’de belediye başkanlığı yapıyor ama hızından ve azminden bir şey kaybetmemiş bir başkan olarak gördüm.
Gün hafta sonu olduğundan, spor ayakkabı ve kot pantolonla bizlerden oldukça hızlıydı. Zaten kendisi de bizi baştan uyarmayı ihmal etmedi; ‘’bakalım benim hızıma yetişecek misiniz’’ diye.
Başkan Akgün bize ilk olarak kahvaltıda anlatmaya başladı Büyükçekmece’de yaptıklarını. Ve elbette söze önce yat limanından başlıyor. ‘’Birçokları karşı çıkıyor, eleştiriyor ama burası dünyanın en büyük yat limanlarından biri olacak. On binin üzerinde insan çalışacak. Dünyanın her tarafından turist gelecek. Büyükçekmece’de Türkiye’nin en önemli yat limanı yapılıyor. Birileri eleştiriyor ama burayı ilk onlar gezecek’’ diyor.
Yat limanı Alman sermayesi ile ve yap – işlet – devret yöntemiyle yapılıyor.
Beylikdüzü’nde yaşayan biri olarak sık sık Büyükçekmece sahilinde gezer ve dinleniriz. Şimdi mevcut sahilin karşısına, Mimarsan bölgesine yeni bir sahil yapıyor Başkan Akgün. 12km’lik sahilin 6 km’si tamamlanmak üzere. Mimarsinan balıkçı restoranlarından başlayan sahil, Büyükçekmece’den görünen son noktadaki burunun, Bababurnu’nun ucuna kadar devam edecek.
Bu yeni sahil düzenlemesi yapılan ve yapılacak yerleri ben biliyorum. Gerçek anlamda bir çöplüktü. İşte bu çöplükten çok güzel bir yaşam ve dinlenme merkezi doğuyor.
Başkan bu sahili, sahiliyle de ünlü olan Nis ve Kan ile kıyaslıyor. ‘’ben onlardan esinlendim ama burası daha güzel olacak’’ diyor.
Ve Silivri sahilinde olduğu gibi bu sahil boyunca da öyle otoyol falan yok. Gerçekten bir yaşam ve dinlenme alanları olarak projelendirilmiş. Araçlar için sahil yolu yapılmıyor, insanlar için dinlenme alanları yapılıyor.
Hasan Akgün döneminde yapılmış birçok hizmeti görüyoruz. Bizi yaptırdığı camilere de götürüyor. Selçuk mimari tarzıyla yapılmış camiyi gezerken ‘’dikkat edin bu camiyi CHP’li belediye olarak biz yapıyoruz. Biz yurt dışında da dört cami yapıyoruz’’ bilgisini veriyor.
Caminin mimarisi güzel, camilere bu kadar yatırım yaptırması da güzel ama bize bir tane de cem evi gezdiremedi. Bunu da ben yaptım diyebileceği bir cem evi gezemedik. Bu ülkede yıllardır yok sayılan bir toplum, bu CHP’li başkan tarafından da yok sayılmış.
Mimaroba ve Sinanoba bölgelerine yeni yatırımlar gelmiş. Kamu terk alanlarından oluşan büyük alanlar yaratılmış ve bu alanlar birleştirilerek park yapılıyor. 155 dönümlük büyük bir park. İçinde su göleti de olan bir ‘’yaşam merkezi’’ yapılıyor.
Buradan Güzelce sahiline doğru gidiliyor. Yol kenarındaki birçok bahçe yıkılmış, yol genişletiliyor. Başkan ‘’buradan tehdit edildim’’ diye bir bina gösteriyor. Ne oldu peki diye sorulduğunda, ‘’iş biraz daha hızlandı’’ diyor. Sahilden Kumburgaz’a gidiyoruz. Burada da yol boyunca çok sayıda bina yıkılmış. Bazı binalar ortasından bölünüp yıkılmış, bazıları biraz geri çektirilmiş. Buradaki yol genişletiliyor. ‘’Bunlar yolu işgal etmiş, zapt etmiş’’ diyor Başkan. ‘’Burası da tamamen kamu arsası, adam gelmiş buraya bina yapmış.’’ Yol boyunca bisiklet yolu yapılacağı bilgisini alıyoruz.
Güzelce sahilinden Kumburgaz ‘a giderken sahildeki evlerin, E 5’in altında kalan bölgedeki evlerin tamamen yıkılacağını öğreniyoruz.
Başkan buralardaki eski belde belediyelerinin olduğu yerlere de götürdü bizi. Burada da çok yerler yıkılmış, köy meydanları oluşturulmuş. ‘’Buralarda hep AKP’li belediyeler vardı’’ diye de açıklama yapıyor. (Mimaroba, Kamiloba, Kumburgaz)Meydansız ve yolları işgal altında olan yerlerden bir nevi onarlı sorumlu tutuyor. Çok da haksız sayılmaz elbet.
Bizi yaptığı stadyuma da götürüyor Başkan Akün. İçinde her türlü hizmet var. Sadece kapalı tribünleri yok. Burada içinde şelalesi de akacak oturma ve dinlenme alanı yapılacağını söylüyor.
Başkan proje aşamasındaki ve ihale aşamasındaki işler hakkında da bilgi veriyor. Spor komplekslerinden, meydanlardan, nikah salonları ve düğün salonlarından bahsediyor.
Yılların belediye başkanı yeni başkan olmuş gibi heyecanlı ve hızlı.
Bence de bu başkan daha bir dönem rahatlıkla seçim kazanır.
Nusret Yılmazer
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)