Gerçek Gazetesi’nin, gazetenin yazarlarıyla birlikte tam kadro ilçe belediyelerini gezme, inceleme programında sıra Beylikdüzü’ndeydi. 19 Mayıs’a denk gelmesi nedeniyle Beylikdüzü programı biraz geç başladı. Ama Başkan Yusuf Uzun, başta Basın ve Halkla ilişkiler Müdürü Hüseyin Türkoğlu olmak üzere başkan yardımcıları Ali Gençbay ve Tahir Sert, Park ve bahçeler müdürü, fen işleri müdürü, plan ve proje müdürü, trafik müdürü ile tam kadro katıldı Beylikdüzü tanıtım programına.
Saat 13 gibi belediyenin önünden otobüsle yola çıkarak Ambarlı arıtma tesisini doğru yola çıktık. Başkan Yusuf uzun otobüste, elinde mikrofon bize hem bugünkü program hakkında, hem de Beylikdüzü ile ilgili bilgiler veriyor. Gezi boyunca da tıpkı bir gezi rehberi gibi bölgeyi tanıtıyor bizlere. Büyükşehir Belediyesi burada devasa bir arıtma tesisi yapıyor. Yaklaşık beş – altı yıldır bu tesisin yapımı devam ediyor. Ne zaman hizmet vermeye başlayacağı henüz tam olarak belli değil.
Ambarlı biyolojik arıtma tesisi Beylikdüzü, Avcılar, Esenyurt, Başakşehir ve Hadımköy’ün bir kısmı olmak üzere 2,5 milyon nüfusa hizmet verecekmiş.
Buradan Yakuplu bölgesine geçildi. Yakuplu’da 50 civarında yıkılan ve daha yıkılacak olan binalar hakkında bilgi aldık. Yakuplu sosyal tesislerine çıkarken sol tarafta yapılan diş sağlığı merkezi ile ek derslik yapılan okul binası gösterildi bize. Bunun hemen yanında başlayan park örnek olarak gösterildi. Bunun gibi dokuz park yapılmış Yakuplu’ya. Başkan ‘’siz sadece birini gördünüz’’ diye uyardı bizi.
Yakuplu ve Gürpınar’daki çorba evlerini gördük. Beylikdüzü merkezde, Fatih Sultan Mehmet Cami avlusundaki çorba evini zaten biliyoruz. Başkan bu çorba evlerinden ‘’zengin fakir, öğrenci olmak üzere her kesimin çorba içtiğini ve çocukların buradan çorba içerek harçlıklarının cebinde kaldığı’’ bilgisini veriyor.
Belediyenin Yakuplu Sosyal Tesislerindeki yemek molasından sonra Yakuplu merkezden Kavaklı’ya doğru gidiyoruz. Sahili gören tepedeki yoldan giderken, bakımsız yolun asfaltlandığını ve güzel bir yolun ortaya çıktığını görüyoruz. Buradan yat limanına iniyoruz. Hollanda firması Enelka’nın yaptığı yat limanı hakkında bilgiler alıyoruz. Burada, karada yapılmış raflara küçük yatların çekileceğini öreniyoruz. Bu limanın 300’ü karada, 600’ü denizde olmak üzere 900 yat kapasitesinde olduğunu, bu yat limanının maliyeye yıllık bir buçuk milyon TL vergi verdiği konusundaki bilgileri Marina genel müdürü Zdzislaw A. Janik’ten alıyoruz. Ve Janik bey, bu verginin çok yüksek olduğunu söyleyerek serzenişte bulunuyor.
Limandan yukarı çıkarken BEYAŞ’ın yaptığı beş bloklu binalar karşımıza çıkıyor. Başkan Uzun, ‘’buradaki sorunları çözdüklerini, eski mütahitle ilişkiyi bitirdiklerini ve yeni mütahitin inşaatları tamamladığı’’ bilgisini veriyor.
Buradan kavaklı bölgesine geçiyoruz ve Üneş’lerin yapıp iletteiği katı atık geri dönüşüm merkezine uğruyoruz. Kavaklı köyünden geçerken, buranın kentsel dönüşüm projesi kapsamında olduğunu ve konuyla ilgili çıkan sorunlarla ilgili bilgiler alıyoruz.
Buradan balık halinin yapılacağı ve halen balıkçı limanının olduğu yere geliyoruz. Ben, burada yapılan ‘’balık festivali’’ etkinliğine rağmen ilk kez geliyorum buraya. Aslında oldukça güzel bir yer burası. Burada balıkçılar derneği yöneticilerinden bilgiler alıyoruz. Çayımızı içip yola koyuluyoruz.
Gürpınar sahiline giderken Dere ağzı mahallesine geliyoruz. Bu bölgelerde yeni yollar yapılmış, asfalt dökülmüş. Beylikdüzü belediyesi nikah salonu burada yapılmış. Nikah salonunun buraya, iki katlı evlerden oluşan, nüfus yoğunluğu az olan bir mahalleye yapılmasının çok doğru olmadığını söylüyorum başkana. Başkan Uzun’dan önce Ali tarakçı cevap veriyor ve bana katılmadığını söylüyor. Yakuplu ve Beylikdüzü merkez buraya uzak kalıyor. Beylikdüzü nüfusu ise yüksek katlı imardan dolayı merkezde yoğunlaşmış. ‘’olsun’’ diyor başkan, ‘’Beylikdüzü’ünün her yerinden buraya geliş 15 dakika sürer. Çok da önemli değil.’’
Buradan sahile iniyoruz. Önce Büyükşehir Belediyesi’nin siyah taşlarla doldurduğu sahili görüyoruz. Ardından Beylikdüzü Belediyesi’nin düzenlediği bölgeye geliyoruz. Bazı yerlerde araba yolları oldukça geniş, yayaların yürüyeceği alanlar dar. Ama yapımı biten yerler çok güzel olmuş. Yapılan bu alanda vatandaşlar piknik yaptığı, mangal yaktığı için sahili gezmeye gelenler rahatsız olduğundan az ileride yeni bir piknik alanı düzenleniyor. Toprak dökümü, tesviyesi bitmiş ağaçlar dikiliyor.
Sahile beyaz çakıl dökülmüş, su oldukça berrak. Denizin temizliği hepimizin dikkatini çekiyor. Başkan Yusuf Uzun, bu sahile ‘’mavi bayrak asmak için müracaat ettiklerini’’ söylüyor.
Gürpınar sahilden yukarı doğru çıkarken Pınartepe mahallesinin Beylikdüzü’ne bağlanması gündeme geliyor. Başkan Uzun, ‘’bu mahalleyi Beylikdüzü’ne bağlayacağız ama bunun hastane konusu ile ilgisi yok’’ diyor. Arkadaşlardan biri soruyor; ‘’peki Pınartepe mahalle halkı ne diyor, bu halka hiç soruldu mu’’ diye? Yusuf uzun; ‘’sormadık ama mahalle halkı da büyük bir çoğunlukla Beylikdüzü’ne bağlanmayı istiyor’’ diyor. ‘O zaman anket yapılsın, çıkan sonuca razıyız diyebilir miyiz’ diye ben soruyorum.
Başkan uzun; ‘’yok, bunun için halka sormaya gerek yok. Bu işi düzenleyenler, sınırları belirlerken yanlış yapmışlar. Bu işi düzeltmek yine onların işidir. Onlarla görüşerek bu iş düzeltilmeli’’ diyor.
YOL ORTASINA EKİLMİŞ GÜLELR ÇOK GÜZEL BİR GÖRÜNTÜ OLUŞTURMUŞ
Yokuşu yukarı çıkarken, bakın diyor başkan Uzun; ‘’bu taraftaki orta refüjlere bakın. Bir de Beylikdüzü bölgesindeki alanlara bakın. Büyükçekmece bölgesinde iki yol ortasındaki alanlar kuru toprak, çiçek falan ekilmemiş. Beylikdüzü bölgesindeki yol ortalarında hep güller var. Güller alabildiğine açmış. Bu aşamadan sonra Başkan yardımcısı Tahir Sert hep yol kenarındaki açmış gülleri gösterip dikkat çekiyor.
Adnan kahveci mahallesindeki aile sağlığı merkezinin yanından geçerek, bu mahallede 23 Mayıs Çarşamba günü açılacak ve Çarşamba pazarı olacak olan kapalı pazara geliyoruz. Pazar yeri önünde beton atma çalışmaları devam ediyor. Tezgahlar tas tamam pazarcıları bekliyor.
Beylikdüzü hayvan rehabilitasyon merkezi de uğrak yerlerimizden biri. 1400 köpek kulakları sağır edercesine sürekli havlıyor. Acayip bir curcuna var. Bütün Köpeklerin önlerinin sosis dolu olması dikkatimizi çekiyor. Barınaktaki köpeklerin hepsi besili ve bakımlı görünüyor. Fabrikalar son kullanım tarihi yaklaşan sosisleri buraya getiriyorlarmış. Köpeklerin kimi tellerle çevrili alanlarda serbest ama sıkışık, kimi zincirle bağlı. Kimileri de barınak etrafında, çatıda özgür dolaşıyor. Bu kadar çok köpek herkesi şaşırtıyor.
Son uğrak yerimiz Kültür merkezi. Kültür merkezini 2008 yılının sonunda gezmiştim. O zamanki Belediye Başkanı Vehbi Orakçı burada basına kahvaltı vermişti. Kültür merkezinin bittiğini göstermek için. Elbette tam bitmemişti. Zaten bir süre sonra da Kültür merkezi açılışını kutlamak için bir konser verilmişti. Bu da soruluyor Başkan Uzun’a. ‘’Vehbi bey kardeşimiz biraz tez canlıydı. Ama biz bir hayli emek ve para harcadık burayı açmak için’’ diyor Yusuf Uzun.
Elbette başka anlatılanlar da vardı, başka gördüğümüz yerler de. Bir de ileride yapılması düşünülen işler vardı. Hepsini burada anlatmak mümkün değil. Gün de akşam oldu ve gezi bitti. Bu yazı da çok uzun oldu, sayfa bitti.
Nusret Yılmazer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder