21 Aralık 2014 Pazar

HİKAYEDEN KENT KONSEYİ OLMAYIN

Bu söz Beylikdüzü Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu’na ait. Bu sözü seçimler sürecinde söylese belki çok önemli olmaz. Ama bir belediye başkanı bu sözü Kent Konseyi’nin ilk toplantısında söylüyorsa, bu önemlidir.
Beylikdüzü Kent Konseyi seçimleri yapıldı. Toplanması biraz gecikmeli de olsa, üyelerinin tespiti ve ön hazırlıkla ilgili çeşitli eleştiriler de olsa Kent Konseyinin toplanması, seçim yapılması iyi bir başlangıçtır.
Kent Konseyi’nin seçimleri üzerine yoğun bir eleştiri gelmedi. Kent Konseyi başkanlığına aday olanların, seçim sürecinde eleştirileri oldu. Bu eleştiriler önceki dönemde de vardı ancak eleştiriyi yapanlar farklıydı.  Herkes kendi yandaşının hatasını görmezden geliyor. Tam demokratik tavırları bu ülkede görmek belki uzun bir zaman alacak.
Kent Konseyi’nin önümüzdeki süreçte ne yapabileceği konusu üzerinde yazmak istiyorum. Kent Konseyi başkanı seçilen Elif Necla Türkoğlu ismi belki fazla bilinmiyor. Kendisi ile daha önce çalışmış olanların, onun hakkında oldukça pozitif düşünceleri var.
Kent Konseyi, ilk toplantısı sayılacak birlikteliğini geçen hafta sonu bir kahvaltı ile gerçekleştirdi. Ben de davet edildiğim için katıldım ve orada hem kent konseyi başkanının, hem de yürütme kuruluna seçilen üyelerin bakışlarını öğrendim. Ve öğrendiğim kadarıyla da umutlandım.
Necla Türkoğlu; Kent Konseyine seçilenlerden çalışma istiyor. Fikir ve proje üretilmesini, kentin her bölgesine karşı duyarlı olunmasını ve tam anlamıyla bir sivil inisiyatif anlayışı ile her üyenin kendi çevresine, mahallesine karşı ilgili olmasını istiyor. Gerek sorunların tespitinde ve gerekse çözüm üretilmesine katkı sunulması gerektiğinin altını, kalın çizgiyle çiziyor. Kent Konseyi’nin çalışmasına katkı sunmak için mutlaka seçilmiş olunması gerekmediğini, kentle ilgili tespit ve projesi olanları da dinleyeceklerini ve onlardan faydalanmak istediklerinin de altını çiziyor.
Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da kent Konseyinden çok şey beklediğini belirterek başladı konuşmasına. Kent konseyi, “şekilsel varlığından çok işlevsel olmalı” diyor.
“Mahalle kurulları çok önemlidir. Burada her siyasi parti temsil edilmelidir. Sadece partiler düzeyinde değil, onun dışında da Kent Konseyi her figürü kapsamalıdır. Belki yürütme kurulunda resmi olarak herkesin yer alması mümkün değil. Ama fiili olarak bütün ilçeyi temsil edecek şekilde örgütlenmeli ve çalışılmalı. Yani siz hikayeden bir kent konseyi olmayın. Lütfen belediye başkanı olarak da benim samimiyetime inanın. Bu kent konseyinin bir bütçesi olacak. Başarılı çalışmalar yapabilmeniz için gerekli fiziki ortamı biz sağlayacağız. Siz bu konseyin gençlik, engelli, kadın kurullarını oluşturun. Raporlarınızı belediyeye ulaştırın. Hem de her ay belediye meclis toplantısından hemen önce ulaştırın. Sizin raporlarınız mecliste görüşülecek ve dikkate alınacaktır.”
Belediye başkanı bu sözleri söyleyince, geçen dönem de Kent konseyi yürütme kurulunda olan Beylikdüzü Sanayici ve İş Adamları Dernek Başkanı Nuri Arslan heyecanlanıyor. “Sayın başkan, önceki dönemde belediye, Kent Konseyi’nin arkasında bu kadar kararlı durmamıştı. Siz burada ‘maddi, manevi arkanızdayım’ diyerek baştan bu olumsuzluğu yok ettiniz. Emin olun ki bu sefer bu kent Konseyi başarılı çalışmalar yapacaktır” dedi.
Ben gördüğüm bu kararlılıktan etkilendiğimi belirtmek istiyorum. Bu sözleri hem belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’dan ve hem de Kent Konseyi Başkanı Elif Necla Türkoğlu’ndan duyuyorsam önemsiyorum. Zira bu sözler seçim sürecinde söylenmiş olsa belki aynı derecede önem arz etmezdi. Seçim sürecinde söylenmiş sözlerdir der ve geçerdik. Ancak bu sözler Kent Konseyi’nin ilk toplantısında söyleniyorsa önemlidir. Şimdi hamaset zamanı değil, iş yapma zamanı. İş de bakışa göre oluşacaktır. Bu bakış umut vericidir.
Aynı toplantıda Beylikdüzü Kaymakamı Sayın A. Mesut Demirkol da konuştu. Kent Konseyi’ne seçilenlerden samimiyet istedi. Demirkol, “Siz çalışın, fikir ve proje üretin. Ürettiğiniz projeler belediye meclisinden geçmiyorsa bir anlamı olmaz belki. Ancak sayın başkan arkanızda sağlam duruyor. Bu kent Konseyi’nin üç yıl görev yapacağını düşünüyorum. Önünüzde üç yıllık bir süre var. Bu süreyi iyi değerlendirin” dedi.
Hem belediye başkanı, hem de Kent Konseyi başkanı, Kent Konseyine çok pozitif bakıyor ve iş üretilmesi için herkesin çalışmaya destek vermesini istiyorlar. Bu taleplerinde samimi olduklarını gördüm. Şimdi Kentle ilgili projesi olanların, seçilmiş olup olmamasına bakmadan Kent Konseyine katılma zamanı. İsteyenler çalışma kurullarında görev alacağı gibi, hiçbir kurulda görev almdan da her çalışmaya katılabilir ve katkı sunabilirler.

Kim, nasıl bir Beylikdüzü hayal ediyorsa, Beylikdüzü’nde hangi güzellikleri görmek istiyor, hangi sorunların çözümüne katkı sunmak istiyorsa, şimdi sıra sizde. Mazeretlere sığınmadan projelerinizi Kent Konseyine ulaştırın. Bu ekmekte benim de tuzum olsun diyebilen herkes bu hamura bir değer katabilir.

7 Aralık 2014 Pazar

SİVİL TOPLUM PLATFORMLARI OLUŞTURULMALI

Yaşadığımız kentlerde sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek bir platform oluşturmaları kent için yararlı olacaktır. Denebilir ki zaten kent konseyleri bu işi yapıyor, buna ne gerek var. Benim gördüğüm kadarıyla birçok il ve ilçedeki Kent Konseyleri bu anlamda pek bir işe yaramıyor. Sivil Toplum örgütlerini güçlendirmek yerine onları güçsüz ve etkisiz kılan bir yapıya büründürüyor.
Her bir sivil toplum örgütünün kendine özgü bir kuruluş amacı vardır. Farklı veya benzer amaçları olan bu sivil toplum örgütlerinin en ortak noktaları, aynı kentte olmalarıdır. Dolaysıyla kendi “özel amaçları” doğrultusunda kurumsal çalışmasını yaparken, diğer yandan kentteki diğer sivil toplum örgütleri ile birlikte, bir şemsiye altında, kentle ilgili düşündüklerini, kentin önemli sorunlarını ve çözüm önerilerini birlikte üretebilir, yetkililerin ve tüm kent sakinlerinin bilgisine sunabilirler. Bu birlikte hareket, onların gücüne güç katacak ve savsaklanan, yeterince performans göstermeyen kent konseylerine bağlı olmaktan kurtaracaktır. Yani, Kent Konseyi gibi resmi bir şemsiye olmadan da sivil toplum örgütleri birlikte çalışma imkanı bulacaktır.
Neden bunu böyle söylüyoruz? Çünkü birçok kentte, Kent Konseyi işlevsel değil. Mesela Beylikdüzü’nde Kent Konseyi, son 6 yıla yakındır ne yaptı? Kentin hangi sorununa, hangi zeminde ne kadar dikkat çekti? Beylikdüzü Kent Konseyi’nin son toplantısı, yerel  seçimlerden kısa bir süre önceydi. Birçok sivil toplum örgütünün huzurunda faaliyet raporu diye bir şeyler açıklandı. Oradaki sivil toplum örgütlerinin hiçbirinin anlatılanlardan bilgisi yoktu. Zaten dikkate değer bir faaliyeti de yoktu. Ama anlatılan şeylerden üyelerin bile haberi yoktu. Kentin nasıl haberi olacak?
Kent Konseyi kanunla öngörülmüş diye yerel yönetimler tarafından kuruluyor. Ancak pek de Kent Konseyinin kuruluş amacına uygun gelişmeler sağlanamıyor.
Sanıyorum bu amaç sağlansın diye! Esenyurt’ta Kent Konseyi Başkanlığına belediye başkanı Necmi Kadıoğlu seçilmiş. Peki, Kadıoğlu o kentin belediye başkanı değil mi? Zaten görebildiklerini uygulamakla görevli kişi. Farklı bir göz olarak nasıl bakacak, ne katacak kente?
Büyükçekmece’de yıllardır kent Konseyi kurulmuyor. Sevgili Köksal Çebi ve bir avuç gönüllü, kurulsun diye uğraşıp duruyor. Nihayet kurulacak ve bir gündemi olacak. İyi de kurulmuş olan ilçelerde ne işe yaradı bu kent konseyleri?
Kent Konseyleri belediye başkanlarının gölgelerinde kaldığı sürece çok fazla da bir işe yarayacağını sanmıyorum. Kent konseylerinin İlk toplantılarında ve her toplantının başında kaymakam, belediye başkanı ve resmi kurum ve kuruluş temsilcileri katılır. Belli konuşmalar yapılır ve o resmi ortamda da pek bir şey yapılmaz. Sadece iyi dilek ve temennilerde bulunulur. Sonra da yapılacak seçimde kimi işaret edecek diye ve yapılacak her çalışmada belediye başkanının ağzına bakılır. Konseyin her türlü sorununu o çözecek, o yönlendirecek. O yoksa konsey de yok, çalışma da yok.
İşte Kent konseylerini bu bağlılıktan kurtarmak gerekiyor diye düşünüyorum. Sivil toplum örgütleri bir araya gelmeli, kendi projelerini kendileri üretmelidir. Bu zor ve zahmetli bir iştir. Ancak bu işe gönül veren örgütler bir araya gelmeli ve elini taşın altına koymalıdır. İşin kolaycılığından kaçınmalı, az da olsa, özlü çalışmalar yapılmalıdır.
Bu yazdıklarım kent konseyinden vazgeçelim anlamına gelmiyor. Kent Konseyinin yararlı çalışmalar yapması için her türlü gayret sarf edilmelidir. Ancak yukarıdaki olumsuzlukların tekrarlanması halinde ve her halükarda güçlü sivil toplum örgütleri, örgütlü örgütler hem bu olumsuzlukları önler, hem de olumsuzluk durumunda karamsarlık içinde beklenmez ve olumlu çalışmalar yapabilirler.
Beylikdüzü Kent Konseyi 15 Aralık’ta toplanacak. Yerel yönetim seçimlerinin üzerinden 9 ay geçti. Halbuki seçimlerden sonra 3 ay içerisinde Kent Konseyinin toplantıya çağrılması gerekirdi. Üstelik bu ilçede daha önceden Kent Konseyi olduğuna ve bir yönetim kurulu olduğuna göre toplantıya çağırma görevi de bu yönetimindir. Halbuki 15 Aralık toplantı çağrısını belediye yaptı.
Ayrıca demokratik ve işlevsel bir Kent Konseyi için bu genel kuruldan önce, Kent konseyini oluşturan sivil Toplum örgütlerinin bira araya gelmesi, tanışması ve kent hakkında fikir alışverişinde bulunması gerekliydi. Bu tür bir çalışmanın çok yararlı olacağını düşünüyorum. Ama maalesef bu tür bir çalışma yapılmadı. 15 Aralık günü yine kimse bir şey anlamadan muhtemelen, işaret edilenler seçilecek ve hikaye kaldığı yerden devam edecek.
Bizimkent Eğitim Kültür Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneğinde  bu amaçla, 17 sivil toplum örgütünün katıldığı bir toplantı yaptık. Yani Kent Konseyini yürütmekle görevli olanların yapması gereken bir toplantıydı. Ancak biz çok daha az bir grupla yapabildik bu toplantıyı. Zira geniş kapsamlı bir toplantıyı yapmak, çok iyi organize olunmadığında başka problemler yaratabilirdi. Sivil toplum örgütlerinin bir platform oluşturması amacıyla bu toplantıyı yaptık. Ama Kent Konseyi seçimlerinin yakınlığı dolaysıyla gündemin önemli bir kısmını yine bu konu oluşturdu. Bizim amacımız; bu tür toplantıların kalıcı olması ve hem daha sağlıklı çalışmalar yapılmasının sağlanması, hem de yapılacak yanlışlara karşı daha etkili çalışmalar yapılmasının önünü açmaktı.
İkinci toplantı 11 Aralık Perşembe günü, saat 14’de Maya Restoran’da yapılacak. Bu kez toplantının ev sahibi Kars, Iğdır, Ardahan Derneği olacak. Umarım bu toplantıların devamı gelir ve kalıcı olur.
Yoksa kurumsal ve kişisel olarak ne kimseye karşı olduğumuzdan, ne de kimseyi desteklemek için toplanmadık.

Bir kez daha söylemek gerekirse; Kent Konseylerinin ve sivil toplum örgütlerinin etkili, faydalı olması için bu tür Sivil Toplum Platformlarına ihtiyaç var. 

2 Aralık 2014 Salı

BEYLİKDÜZÜ MECLİSİNDE İÇKİLİ YERLER TARTIŞMASI

Beylikdüzü Belediye Meclisi’nin 1 Aralık tarihli toplantısından notları aktarmaya devam ediyoruz. Gündemin 14-15-16. maddeleri Destek Hizmetleri Müdürlüğü’nden gelmiş ve üç maddede de araç tahsisi ve tahsis edilen araçlara yakıt verilmesi talep ediliyordu.
14. Madde; Kaymakamlık Toplum sağlığı Merkezine 2015 yılı için bir adet araç tahsisi ve bu araca aylık 80TL yakıt verilmesi talebi vardı. Bu madde oy birliği ile kabul edildi. 15. Madde ise Emniyet Müdürlüğüne bir araç tahsisi ile ekli listedeki araçların yakıt ihtiyacının karşılanması talebi vardı. Daha önce de haftada 500 litre yakıt veriliyormuş. Başkan bu miktarı 550 litre olarak oylattı ve oy birliği ile kabul edildi. 16 Madde de, Beylkikdüzü ilçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bir araç tahsisi ve bir diğer araçla birlikte yakıt tahsisi talebi vardı.  İlçe Milli Eğitim Müdürünün aracının yakıtı limitsiz karşılanıyor. Diğer aracına ise aylık 70 litre yakıt verilecek. Bu da oy birliği ile kabul edildi.
Aslında bunlar belki rutin denilen gündemler anacak sokaktaki vatandaş bunları bilmiyor. Bu tür haberler de pek vatandaşa ulaşmaz. Vatandaşın, belediyenin bu tür harcamaları ve hizmetleri olduğunu bilmesi açısından bu yazıda bunlara yer veriyorum.
Gündemin dört maddesi ise (17-18-19-22) parsel bazında plan değişikliği ile ilgiliydi. 3 madde imar komisyonuna havale edildi. Bir madde ise komisyondan geldiği haliyle kabul edildi.
Gündemin en hararet yaratan maddesi ise 23. Madde idi. Daha önceki toplantıda meclis gündemine gelen bu konu Harita komisyonuna sevk edilmişti. Komisyon tarafından, Beylikdüzü’nde toplamda 18 cadde, sokak ve bölgenin içkili yer bölgesi olarak tespitine, oy çokluğu ile onay verilmiş. Bugün de bu rapor oylanacak.
AKP’den ilk sözü Ebru Habip aldı ve komisyondaki şerhlerini hatırlattı. “Vicdanlara seslenmek istiyorum. İçkili yerlerin sayısını artırmayalım. Konut altlarına ve alışveriş merkezlerine içkili yerleri sokmayalım. 18 sokak ve caddenin 14’üne Emniyet ve Kaymakamlık olumsuz rapor vermiş. Bu asayişin bozulmasına ve ailelerin rahatsız olmasına yol açar. Bakanlık tarafından ruhsat verilen 5 içkili yeri bile kontrol edemiyoruz. Rapor komisyona iade edilsin” dedi.
AKP grup sözcüsü Mücahit Birinci söz aldı; Komisyon toplantılarına sivil toplum örgütlerinin ve Yeşilay’ın alınmamasını eleştirdi. “İçkili yerler toplumun kılcal damarlarına kadar girmesin” dedi. Birinci’de CHP’li meclis üyelerinin vicdanlarına seslendi.
İçkili bölgelerin tespitini inceleyen Harita komisyonunun başkanı söz aldı. “Bölgede çalışma yaptıklarını, Kanunun öngördüğü cami, okul, cemevi gibi yerlerle ilişkilerini incelediklerini” söyledi. “Denetimi yapılamayan yerler, bakanlık tarafından izin verilen yerlerdir. Konut altlarında içkili yer açabilmek için kat mülkiyetine göre orada oturanların %51’inden izin almaları gerekiyor” dedi.
Ebru Habip buna itiraz etti. “Eğer yönetim planına içkili iş yeri işlenmiş ise bu %51 şartı aranmıyor” dedi. Buna da Başkan İmamoğlu itiraz etti. “Her hâlükârda %51 şartı aranıyor” dedi.
CHP grup sözcüsü Mülayim Demirtaş söz aldı. “CHP’nin her üyesi vicdanlıdır. 2009 yılında ben hukuk komisyonundaydım. Orda da yine bu konu gündeme geldi. Orada verilen karar; anayasanın öngördüğü her yer uygundur dendi. Bu komisyon kararı, mecliste AKP’li üyelerin oylarıyla da oy birliği ile geçmişti. Şimdi bir bardak suda fırtına kopartıyorsunuz. Bizim burada 16 yerin 5 – 6 tanesi zaten Turizm Bakanlığının izin verdiği yerlerdir. Bu yerlerde olay olmadıkça zaten polis de buralara giremiyor.”
Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “yeterince görüş açıklandığını” söyledi. “Zaten yasada mesafeler konmuştur. Kent büyüyor. Nüfusumuz her yıl 10 – 15 bin artıyor.  İçkili yerler belediyenin kontrolünde olacaktır. Burada vicdanlar yarıştırılmasın. Herkes vicdanına ve alacağı inisiyatife göre görüşünü ortaya koyacak ve buna göre oyunu kullanacaktır” dedi.
Bu müzakerelerden sonra yeni içkili yerlerin tespiti için oylamaya geçildi. AKP’lilerin karşı oylarına rağmen oy çokluğu ile kabul edildi.

Gündemde görüşülecek olan tek bir madde kaldı. Bu da Tarife komisyonu ile Kültür ve turizm komisyonunun; 2015 yılında uygulanacak olan ücret tarifelerini içeren raporuydu. Meclis başkanı bunu oylamaya sunmadı ve bu maddeyi 4 Aralık’ta görüşmek üzere toplantıyı bitirdi.

1 Aralık 2014 Pazartesi

BEYLİKDÜZÜ'NÜ KIRLANGIÇ UÇURACAK

Beylikdüzü Belediye Meclisi 1 Aralık günü saat 10 da toplandı. Başkan İmamoğlu’nun Aralık ayındaki özel günleri anmasından sonra AKP’li meclis üyesi Ebru Habip gündem dışı söz aldı.
“Sayın başkan; bugüne kadar verdiğimiz önergeler başkanlık makamına havale edilmişti ve bu önergelere verilen cevaplar biraz önce elime geçti. Verilen cevaplara baktığımda oldukça yetersiz görünüyor. Bu cevaplara encümen kararları eklenmemiş. Üstelik zamanı geçmiş uygulamalar var ama belediyemiz bunlara bir işlem yapmamış. Mesela, Beylikdüzü’nün hemen girişindeki çarşının Cumhuriyet Caddesi tarafındaki bir işyerinin kaçak çıkıntıları var. Bununla ilgili yıkım kararları alınmış, bu kararların uygulanma süreleri geçmiş ama halen yıkılmıyor. Yıkmak için neyi bekliyorsunuz?
Biz düzenlediğiniz festivalin maliyetini sormuştuk. Siz, sponsora yaptırdık cevabını vermişsiniz. Sponsora da yaptırılsa bir maliyeti var. Zaten her yıl bu işler sponsorlara yaptırılıyor ama yine de bir bütçeleri var. Ama sizin cevabınızda bu bütçenin rakamı yer almıyor.
Ayrıca Cumhuriyet Mahallesi muhtarlık binası ile ilgili sorularımızın da cevabı yok. Bu binanın projesi, ruhsatı nerede? Bu alana ancak prefabrik bir bina yapılması mümkün iken siz, derin temel kazdınız ve kocaman bir betonarme bina yaptınız. Üstelik kaçak bir bina yaptınız. Muhtarlığın yapıldığı yer için yeşil alan diyorsunuz. Halbuki bu alan parktır ve parklara yapılacak inşaatın şartları bellidir.
Ebru Habip’in bu gündem dışı konuşmasına ne Başkan İmamoğlu, ne de CHP’den kimse cevap vermedi.
AKP’Lİ ÜYELER KOMİSYONDA EVET OYU VERDİ, MECLİSTE HAYIR DEDİLER
Belediye Başkanı İmamoğlu, 23 maddeden oluşan meclis gündeminin birinci maddesi olarak görüşülmesi için başkanlık makamı olarak yeni bir madde eklemeyi teklif etti. Bu madde Beylikdüzü Belediyesinin yeni logosunun karara bağlanması talebi idi.
Belediye Meclisi’nin 02-10-2014 tarihli toplantısında görüşülen ve Kültür ve Turizm Komisyonuna havale edilen “Beylikdüzü İlçe Belediyesinin yeni logosunun belirlenmesi” yönünde Basın Yayın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğünün 29-9-2014 tarihli yazısı komisyonda görüşülmüş ve 3 CHP ve 2 AKP’li üyenin oylarıyla, oy birliği ile kabul edilmiş.
Ancak komisyonda AKP’lilerin de oylarıyla, oy birliği ile kabul edilen talep, mecliste AKP’li üyeler tarafından kabul görmüyordu. Hem de komisyonda evet oyu kullanan üye şimdi bu maddenin tekrar komisyona gönderilmesini talep ediyordu.
AKP’liler tarafından dile getirilen bir diğer eleştiri ise “konunun, neden gündem maddesi olarak gelmeyip, başkanlık önergesi olarak geldiği” yönündeydi. Ayrıca Beylikdüzü’nün kırlangıçla bir ilgisinin olmadığını savunuyorlardı. Sonra, galiba AKP’li üye Ali Gürsel Ovalı “logonun renklerinin PKK’nın renklerini çağrıştırdığını” söyledi.
Belediye logosunun değişmesi için mecliste 2/3 çoğunluk gerektiği yönünde itirazlar oldu. Başkan Ekrem İmamoğlu, “yeni ilçe logosunun belirlenmesi için Belediye kanunun 81. Maddesine göre salt çoğunluk yeterlidir” dedi.
“Beylidküzü’nde ilçe olarak ilk defa logo yapılıyor. Yusuf uzun zamanında böyle bir çalışma yapıldı ama yarım kaldı. Beylikdüzü İlçesini oluşturan üç belde belediyesinin de logoları vardı. Ancak ilçe olduktan sonra Beylikdüzü Beldesi’nin logosu kullanılmaya devam edildi. Bu beldenin logosuydu. Dolaysıyla Beylikdüzü İlçesi ilk defa bir logo çalışması belirliyor. Bunda da 81. Maddeye göre salt çoğunluk yeterlidir” dedi.
Mücahit Birinci; “bu bir logo belirleme değil, logo değişimdir. Dolaysıyla 2/3 çoğunluk gerektirir. Siz oldu bittiye getiriyorsunuz” dedi
TBMM de 3.7.2005 tarihinde kabul edilen yasaya göre Ad verme, tanıtıcı amblem ve flama kullanımı ile ilgili 81. madde aynen şöyle;
Madde 81: “Cadde, sokak, meydan, park, tesis ve benzerlerine ad verilmesi ve beldeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerinin tespitine ilişkin kararlarda; belediye meclisinin üye tam sayısının salt çoğunluğu, bunların değiştirilmesine ilişkin kararlarda ise meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı aranır. Bu kararlar mülkî idare amirinin onayı ile yürürlüğe girer.”
Yaşanan hararetli tartışmalar arasında oylama yapıldı ve 20 ye 12 oyla Kırlangıç Beylikdüzü’nün yeni logosu oldu. Artık mahkemeye giden olur mu bilmiyorum. Böylece 3 aydır gündemde olan bu amblem meselesi de şimdilik karara bağlandı.

Kırlangıç Beylikdüzü’ne hayırlı olsun. Olsun olmasına da gelelim bizim başlıktaki Beylikdüzü’nü kırlangıç uçuracak cümlesine. Konu uzun, yazı ise fazla uzadı. Onu da bir başka yazıda açıklayalım.