Yaşadığımız kentlerde sivil toplum örgütlerinin bir
araya gelerek bir platform oluşturmaları kent için yararlı olacaktır. Denebilir
ki zaten kent konseyleri bu işi yapıyor, buna ne gerek var. Benim gördüğüm kadarıyla
birçok il ve ilçedeki Kent Konseyleri bu anlamda pek bir işe yaramıyor. Sivil
Toplum örgütlerini güçlendirmek yerine onları güçsüz ve etkisiz kılan bir
yapıya büründürüyor.
Her bir sivil toplum örgütünün kendine özgü bir
kuruluş amacı vardır. Farklı veya benzer amaçları olan bu sivil toplum
örgütlerinin en ortak noktaları, aynı kentte olmalarıdır. Dolaysıyla kendi “özel
amaçları” doğrultusunda kurumsal çalışmasını yaparken, diğer yandan kentteki diğer
sivil toplum örgütleri ile birlikte, bir şemsiye altında, kentle ilgili
düşündüklerini, kentin önemli sorunlarını ve çözüm önerilerini birlikte
üretebilir, yetkililerin ve tüm kent sakinlerinin bilgisine sunabilirler. Bu
birlikte hareket, onların gücüne güç katacak ve savsaklanan, yeterince performans
göstermeyen kent konseylerine bağlı olmaktan kurtaracaktır. Yani, Kent Konseyi
gibi resmi bir şemsiye olmadan da sivil toplum örgütleri birlikte çalışma
imkanı bulacaktır.
Neden bunu böyle söylüyoruz? Çünkü birçok kentte,
Kent Konseyi işlevsel değil. Mesela Beylikdüzü’nde Kent Konseyi, son 6 yıla
yakındır ne yaptı? Kentin hangi sorununa, hangi zeminde ne kadar dikkat çekti?
Beylikdüzü Kent Konseyi’nin son toplantısı, yerel seçimlerden kısa bir süre önceydi. Birçok
sivil toplum örgütünün huzurunda faaliyet raporu diye bir şeyler açıklandı. Oradaki
sivil toplum örgütlerinin hiçbirinin anlatılanlardan bilgisi yoktu. Zaten
dikkate değer bir faaliyeti de yoktu. Ama anlatılan şeylerden üyelerin bile
haberi yoktu. Kentin nasıl haberi olacak?
Kent
Konseyi kanunla öngörülmüş diye yerel yönetimler tarafından kuruluyor. Ancak
pek de Kent Konseyinin kuruluş amacına uygun gelişmeler sağlanamıyor.
Sanıyorum
bu amaç sağlansın diye! Esenyurt’ta Kent Konseyi Başkanlığına belediye başkanı Necmi
Kadıoğlu seçilmiş. Peki, Kadıoğlu o kentin belediye başkanı değil mi? Zaten
görebildiklerini uygulamakla görevli kişi. Farklı bir göz olarak nasıl bakacak,
ne katacak kente?
Büyükçekmece’de
yıllardır kent Konseyi kurulmuyor. Sevgili Köksal Çebi ve bir avuç gönüllü, kurulsun
diye uğraşıp duruyor. Nihayet kurulacak ve bir gündemi olacak. İyi de kurulmuş
olan ilçelerde ne işe yaradı bu kent konseyleri?
Kent Konseyleri belediye başkanlarının gölgelerinde
kaldığı sürece çok fazla da bir işe yarayacağını sanmıyorum. Kent konseylerinin
İlk toplantılarında ve her toplantının başında kaymakam, belediye başkanı ve
resmi kurum ve kuruluş temsilcileri katılır. Belli konuşmalar yapılır ve o
resmi ortamda da pek bir şey yapılmaz. Sadece iyi dilek ve temennilerde
bulunulur. Sonra da yapılacak seçimde kimi işaret edecek diye ve yapılacak her
çalışmada belediye başkanının ağzına bakılır. Konseyin her türlü sorununu o
çözecek, o yönlendirecek. O yoksa konsey de yok, çalışma da yok.
İşte Kent konseylerini bu bağlılıktan kurtarmak
gerekiyor diye düşünüyorum. Sivil toplum örgütleri bir araya gelmeli, kendi
projelerini kendileri üretmelidir. Bu zor ve zahmetli bir iştir. Ancak bu işe
gönül veren örgütler bir araya gelmeli ve elini taşın altına koymalıdır. İşin
kolaycılığından kaçınmalı, az da olsa, özlü çalışmalar yapılmalıdır.
Bu yazdıklarım kent konseyinden vazgeçelim anlamına
gelmiyor. Kent Konseyinin yararlı çalışmalar yapması için her türlü gayret sarf
edilmelidir. Ancak yukarıdaki olumsuzlukların tekrarlanması halinde ve her halükarda güçlü sivil toplum örgütleri, örgütlü örgütler hem bu olumsuzlukları önler, hem
de olumsuzluk durumunda karamsarlık içinde beklenmez ve olumlu çalışmalar
yapabilirler.
Beylikdüzü Kent Konseyi 15 Aralık’ta toplanacak. Yerel
yönetim seçimlerinin üzerinden 9 ay geçti. Halbuki seçimlerden sonra 3 ay
içerisinde Kent Konseyinin toplantıya çağrılması gerekirdi. Üstelik bu ilçede daha önceden Kent Konseyi olduğuna ve bir yönetim kurulu olduğuna göre
toplantıya çağırma görevi de bu yönetimindir. Halbuki 15 Aralık toplantı
çağrısını belediye yaptı.
Ayrıca demokratik ve işlevsel bir Kent Konseyi için
bu genel kuruldan önce, Kent konseyini oluşturan sivil Toplum örgütlerinin bira
araya gelmesi, tanışması ve kent hakkında fikir alışverişinde bulunması
gerekliydi. Bu tür bir çalışmanın çok yararlı olacağını düşünüyorum. Ama
maalesef bu tür bir çalışma yapılmadı. 15 Aralık günü yine kimse bir şey
anlamadan muhtemelen, işaret edilenler seçilecek ve hikaye kaldığı yerden devam edecek.
Bizimkent Eğitim Kültür Çevre Koruma ve
Güzelleştirme Derneğinde bu amaçla, 17 sivil
toplum örgütünün katıldığı bir toplantı yaptık. Yani Kent Konseyini yürütmekle
görevli olanların yapması gereken bir toplantıydı. Ancak biz çok daha az bir
grupla yapabildik bu toplantıyı. Zira geniş kapsamlı bir toplantıyı yapmak, çok
iyi organize olunmadığında başka problemler yaratabilirdi. Sivil toplum
örgütlerinin bir platform oluşturması amacıyla bu toplantıyı yaptık. Ama Kent
Konseyi seçimlerinin yakınlığı dolaysıyla gündemin önemli bir kısmını yine bu
konu oluşturdu. Bizim amacımız; bu tür toplantıların kalıcı olması ve hem daha
sağlıklı çalışmalar yapılmasının sağlanması, hem de yapılacak yanlışlara karşı
daha etkili çalışmalar yapılmasının önünü açmaktı.
İkinci
toplantı 11 Aralık Perşembe günü, saat 14’de Maya Restoran’da yapılacak.
Bu kez toplantının ev sahibi Kars, Iğdır, Ardahan Derneği olacak. Umarım bu
toplantıların devamı gelir ve kalıcı olur.
Yoksa kurumsal ve kişisel olarak ne kimseye karşı
olduğumuzdan, ne de kimseyi desteklemek için toplanmadık.
Bir kez daha söylemek gerekirse; Kent Konseylerinin
ve sivil toplum örgütlerinin etkili, faydalı olması için bu tür Sivil Toplum
Platformlarına ihtiyaç var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder