Necmi Kadıoğlu ‘nun, dışarıdan Esenyurt’un görüntüsünü bildiği için ve bu yargıyı yıkmak için ‘’Beylikdüzü’nden baktığınızda nasıl bir Esenyurt görüyorsunuz?’’sorusunu sorduğunu, biz Esenyurt’u gezince anladık.
Ben de zaman zaman Esenyurt’tan geçerek bir yerlere gidiyorum. Ama burada modern yaşam alanlarının olduğunu, yüzlerce dönümden oluşan parkların olduğunu görmüyordum.
Esenyurt’u gezince gerçekten ne kadar çok hizmetin yapıldığını yerinde gördük. İtiraf etmem gerekirse Esenyurt hakkında tamamen yanılmışım.
Ben başkan Kadıoğlu’na 18 katlı ruhsat alan ama 30 katlı bina yapan inşaat firmalarını da sormuştum. Çünkü biz dışarıdan bunları görüyorduk ve TÜKODER’e gelen şikayetlerden bunları biliyorduk.
Başkan; ‘’bunları boş verin. Bunların hepsinin çözümü var. Bunlarla ilgili ben gereğini yapıyorum. Bu firmaların yetkilileri araya çok da hatırlı adam koyuyorlar ama bunları görüşmeye kabul etmiyorum. Merak etmeyin gereği yapılıyor’’ diyor.
Bu binaların nasıl yapıldığı ve buradan daire alan yüzlerce vatandaşın mağdur olduğu ayrı bir yazı konusudur.Ve bunlar bugüne kadar benim Esenyurt’a bakışımı belirlemişti. Esenyurt hakkında güzel olan fazla bir şey de bilmiyordum. İşte Gerçek Esenyurt’u veya Esenyurt’un başka gerçeklerini de bu gezimizde öğrendik.
Esenyurt’un 20 mahallesi var. Neredeyse her mahallesinde spor tesisi var. Her mahallesinde devasa parklar var. Parka uygun olmayan mahallede araç trafiğine kapalı, caddeler yaratılmış. Güzel görüntüler ve modern ortamlar oluşturulmuş.
Esenyurt’ta okullara yapılanlarla birlikte 27 tane spor salonu var. Bunların 12’si bağımsız spor kompleksi şeklinde. Ve bu spor merkezlerinin 20 bin kişi civarında kayıtlı üyesi var. Yani bu alanlarda spor yapan kişi var.
İki devasa stad yapılmış. Hele ‘’Necmi kadıoğlu’’ stadı muhteşem bir stadyum.
Bu stadyuma kendi isminin verilmesinin etikliği de soruldu başkana. ‘’Ben o belediye meclisi toplantısına girmedim. Arkadaşlar böyle uygun görmüşler. Aynı şekilde Başbakan istemememsine rağmen, bizim meclis üyeleri ‘bu bizim irademiz dedi ‘ve aynı şekilde başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın istememsine rağmen, bir parka da Başbakan’ın ismini verdiler’’ dedi.
Spor salonları spor yapan Esenyurlularla dolu. Avcılar’dan bu salonlara spor yapmaya gelenler de var. Ve Mustafa Değirmenci’yi şikayet ediyorlar Kadıoğlu’na. Onun bu tür hizmetler yapmadığından yakınıyorlar. Kadıoğlu, Değirmenci aleyhinde tek kelime etmiyor. ‘’O da başka hizmetler yapıyordur’’ diyor.
Spor komplekslerinin çokluğu ve işlevselliği bizi bir hayli şaşırtıyor.
Ardından yapılan parklara bakıyoruz. Gaziler parkı, şehitler parkı, Tayyip Erdoğan parkı. Bunlar devasa parklar. Şehitler parkı 140 dönüm alan üzerine kurulmuş. Şehitler ve Gaziler parkları Haramidere kenarına kurulmuş, mezbelelik alanların cennete dönüştüğü alanlar. Gaziler parkında çok miktarda mangal yapma yerleri var. Üstü kapalı piknik masaları yerleştirilmiş. Vatandaş piknik yapmaya buraya geliyor. Parkın hizmetleri Roman vatandaşlar tarafından yapılıyor. Zaten roman vatandaşlara kurslarla eğitimler de veriliyor ve çiçekçilik ve bahçecilik meslekleri öğretilerek, bu vatandaşlar vasıflı hale getiriliyor.
Şehitler parkı ise spor yapma, gezi ve dinlenme alanları şeklinde organize edilmiş.,
Bütün parklara hiç yokken açlar dikilmiş. Yani gerçek anlamda mezbelelik alanlar ormana çevrilmiş. Ağaçların çok büyük bir bölümünü dışarıdan belediye getirtmiş. Bütün parklara rulo çim ekilmiş.
Her yerde devasa inşaatlar olduğu için buradaki binalar yaratılan bu güzellikten rant elde etmiş. Hatta Ali tarakçı Başkana, ‘’bu yaratılan ranttan dolayı belediyenin bu sitelerden bir şey alıp almadığını’’ bile sordu.
Bu devasa parkların yanında her mahallede birçok küçük parklar yapılmış. Hemen her parkın yanına spor yapma merkezleri açılmış. Esenyurt’taki spor merkezlerinin tamamında hizmetler tamamen ücretsiz veriliyor. Spor yapacak kişilerden sağlık raporu isteniyor.
Bir de Abdullah Gül parkı var ki dudak uçurtan cinsten. 310 dönüm arazi üzerine kuruluyor. Bu park henüz tamamlanmamış, çalışmalar devam ediyor. Ama gerçekten muhteşem bir park yapılıyor.
Ben başkana diyorum ki; ‘’Esenyurt’un denizle bağlantısı olsaydı denizi Esenyurt’un her mahallesine getirirdin herhalde. Bir tek deniziniz yok.
Bazı yerlere suni göller yapacağını söylüyor Başkan Kadıoğlu. 30 dönümlük bir suni göletten bahsediyor. ‘’İçinde marinası bile olacak’’ diyor.
Zaten Esenyurt’ta bol miktarda havuzlu fıskiyeler var. Birçok yerde akan ve fışkıran suları görüyorsunuz. Neredeyse Esenyurt’un sembolü haline gelmiş. Esenyurt’ renk katmış, buralarda bir belediye olduğunu hatırlatan çok hizmet yapılmış.
Esenyurt’ta termal su bile varmış.
Biz hemen her hizmetle tanıştığımızda parasal kaynaklarını sorguluyoruz. Bunu nasıl yaptırıyorsunuz, bunu belediye olarak siz mi yapıyorsunuz gibi sorularla başkanı sinirlendiriyoruz biraz da.
Ama o yine de her bir hizmetin nasıl yapıldığını anlatıyor.
Belediyeye ait alanları kat karşılığı vermiş. Buralardan gelen daireler karşılığında hizmetler yaptırıyorum diyor. Milli Emlak’ın yerine bina yaptırmış. Orada oluşan sorunu farklı yollarla çözerek oradan belediyeye rant yaratmış ve bu rantlarla hizmetler yapılıyor.
‘’Belediye başkanı olduğumda 20 milyon TL bütçemiz vardı. Şimdi 350 milyon TL bütçemiz var. Gerçekleşme oranı yüzde yüz. Ve yetmiyor, ek bütçe yapıyoruz’’ diyor başkan Kadıoğlu.
‘’Bu bütçenin 85 milyonu Emlak vergisinden geliyor.
Başkan diyor ki ‘’biz Esenyurt’u değerlendiriyoruz. Bu ranttan herkes faydalanıyor ve biz de bundan kazançlı çıkıyoruz.’’
Gün bitmek üzere ve Esenyurt’ta görülecek yerler henüz bitmedi. Metin Karakoç ‘’daha hizmetlerimizin %30’unu ancak gördünüz’’ diyor.
Esenyurt’ta gördüklerimizden daha yazacak çok şey var. Ancak iki yazı yazmamıza rağmen yazılar oldukça uzadı.
Belki bir başka gün fırsat buluruz ve diğer hizmetleri de görüp yazabiliriz.
Nusret Yılmazer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder