7 Nisan 2014 Pazartesi

BEYLİKDÜZÜ'NÜN İLK MECLİS'İNDE KOLTUKLAR CHP'NİN

Beylikdüzü'nde 2014 yılının ilk meclis toplantısı yapıldı. İlk meclis toplantısı, belediye meclis salonu yerine Yakuplu Sosyal tesislerinde yapıldı. Gerekçesini de belediye başkanı İmamoğlu "meclis salonunda tadilat yapılıyor" diye açıkladı.
Sanırım beş yıllık kullanımın ardından meclis salonunun hem bakıma ihtiyacı vardı, hem de daha önce üç partili,üç gruplu salon olarak dizayn edilmiş koltuk yapısı, iki partili ve iki gruplu salon olarak dizayn edilecek. Bundan dolayı hem bu toplantı, hem de devamı olan Perşembe günkü meclis toplantısı Yakuplu Sosyal tesislerinde yapılmış olacak.
Meclis toplantısının sunumunu yapan, eski Başkan Yusuf Uzun'un sunucusu,  dinleyicilere biraz karmaşık gelen bir hikaye anlattı. Bu hikayede kime ne söylemiş olduğu çok anlaşılmadı. Sanırım başkan İmamoğlu da bundan biraz rahatsız oldu.
Hikayeyi şöyle özetlersek, "bir Kızılderili kabile reisi, çadırının önünde biri siyah, diğeri beyaz olmak üzere iki köpek beslermiş.Bu İki köpek sürekli kavga edermiş. Bir gün torunu Kızılderili reise sorar:  "dede bunlar niçin hep kavga ediyor. Ve bu kavganın kazanını kim olur"?  Reis de, "köpeklerden birinin iyiliği, diğerinin de kötülüğü temsil ettiğini, bunun için sürekli kavga ettiklerini" söyler. "Kazanana gelince, ben hangisini iyi beslersem, o kazanır" der.
Sunucu ardından da şunu söyleyerek sözünü tamamladı. "her insanın içinde iyilik ve kötülük vardır. Biz hangisini beslersek o kazanır.Kızılderili reis de bu köpeklerin kavgasını, içindeki iyilik ve kötülüğü unutmamak için beslermiş."
Hikaye, seçim süreci üzerine anlatılınca ve bu sürecin sonunda oluşan ilk meclis açılışında böyle bir hikaye anlatılınca insanlar ister istemez çok şey düşündü. Bir çok kişi de bu hikayeden rahatsız oldu.
Kimler siyah köpekti, kimler beyaz köpek?
Kim, kimi besledi?
Kazanan iyilik mi oldu, kötülük mü?
Buna kim karar verecek?
Bu elbette bir hikayedir. Belki fazla üzerinde durmamak en iyisidir. Ancak anlatanın da bir gayesi olmalı demeden edemiyor insan.
Başkan İmamoğlu mikrofonu alınca bu hikayeye atıfta bulunarak "biz hep iyiliklerle çalıştık. Beylikdüzü'nde iyilik kazandı" diyerek konuşmasına başladı. İmamoğlu, bizim içimizde kötülük yok mesajı verdi.
Beylikdüzü'nde 30 Mart seçimini CHP büyük bir farkla kazandı. Bu fark bugünkü ilk meclis toplantısındaki; Meclis başkanvekili ve encümen seçimlerinde kendisini iyice hissettirdi. Meclis 1. başkanvekili ve 2. başkanvekili ile divan katiplikleri ile encümen üyeliklerine AKP hiç üye veremedi. Komisyon  seçimlerinde ise 5 üyenin 3'ü CHP'den, 2'si AKP'den olmak üzere seçildi.
Gerçi 2009 - 2014 döneminin ikinci yarısında CHP'li Ömer Şatır MHP'nin desteğiyle Meclis başkan vekili seçilmişti ama sadece bir oturumun kısa bir bölümüne başkanlık yapabilmişti. İlk dönemde neredeyse hiç meclise gelmeyen Yusuf Uzun, ikinci dönem CHP'li vekil oturmasın diye, her meclis toplantısına katılmış ve meclisi bizzat kendisi yönetmişti. Şimdi yeniden Meclis 1. başkan vekili seçilen Ömer Şatır'ın sanırım bu tür bir sorunu olmayacak.
Tabii önceki dönemde MHP de 5 üye ile mecliste temsil ediliyordu. Ve mecliste kilit rolü oynuyordu. MHP, AKP'den yana oy kullanırsa AKP'nn dediği oluyor, CHP' den yana oy kullanırsa o kazanıyordu. Nitekim meclis üye sayısı çok az olmasına rağmen hemen her  komisyonda üyesi vardı.
Şimdi kozlar CHP'de. Ve bunun  sonucu olarak CHP elindeki ezici çoğunlukla her koltuğa kendi adamlarını seçti. Bu bazı kişiler tarafından eleştirilse de, AKP'nin başka yerde ve TBMM'de yaptığının aynısıdır. Hem iktidara susamış bir partiye de fazla çok görülmez. Seçimi kazanıp koltukları AKP'ye niçin versinler ki?
Fazlasını beklemek bizim demokrasi kültürümüz için lüks sayılır!
Başkan Ekrem İmamoğlu'nun sürekli hoşgörülü tavrı ortamı rahatlatsa da tartışma yaratacak konular henüz görüşülmedi. 2013 yılı faaliyet raporlarının görüşülmesi önemliydi. Ve 2013 yılı denetim raporunun görüşülmesi de.
Eski dönemle ilgili bu iki gündem maddesinin görüşülmesi gerginlik yaratacaktır diye düşünüyorum. Zira geçen yıl CHP'nin en çok itiraz ettiği harcamalar ve uygulamalar buradaydı. Bakalım Perşembe günü neler yaşanacak?
Geçmişe sünger çekilip, her şey unutulacak mı?

Yoksa, varsa yanlışların hesabı sorulması yöntemi mi tercih edilecek?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder