Hükümet yeni bir BDDK taslağı hazırladı. Bu taslakla,
bankaların vatandaştan aldığı 60 çeşit gider kalemini 20 ye düşürdüğünü
söylüyor. Görünürde de öyle ama her şey göründüğü gibi değil. TÜDEF (Tüketici Dernekleri
Federasyonu ve TÜKODER (Tüketiciyi Koruma Derneği) böyle düşünmüyor. Bu yasa
ile daha önce bankaların 60 kalemde aldığı giderler bu kez 20 kalem başlığı
içinde alınıyor. Üstelik önceki haliyle tüketiciler mahkemeye giderek
kendilerinden alınan bu haksız masrafları mahkeme kararları ile geri
alabiliyordu. Şimdi bu yasa çıkarsa alınan bu masrafların yasal dayanağı olacak
ve mahkemeye de gidilemeyecek.
Türkiye’de vatandaş, her türlü satıcının hazırladığı, uzun
ve küçük harflerle yazılmış sözleşme metinlerini okuyamadan imzalayarak mal -
hizmet veya kredi alır. Sonra da bununla ilgili birçok gereksiz gideri ödemek
zorunda kalır. Kaldı ki bankadan kredi almaya şiddetle ihtiyacı olan vatandaş, o metni okuyabilse de o kredi şartlarını kabul
ederek, o parayı alacaktır. Birçok insanın tefecilere muhtaç olarak onlardan
kredi alması buna iyi bir örnektir.
Devlet dediğimiz aygıt, vatandaş bu tür haksızlıklar
yaşamasın diye oluşmuştur. Kanunlar, toplumun fertleri, zayıf kesimleri
ezilmesin, haksızlığa uğramasın diye yapılmıştır. Ve devleti temsil edenler,
yönetenler gelişen toplumun ihtiyacına göre bu kanunları güncel hale
getirirler.
Bazen hazırlanan yasalarda boşluklar ortaya çıkar. Daha
doğrusu dikkatli hukukçuların ve tüketici örgütlerinin dikkatleri sonucunda
tüketici lehine birtakım maddeler olduğu görülür ve bunların üzerine gidilir.
Toplum çoğunluğunun, tüketicilerin hakları savunulur ve aynı hukuktan be
kesimin lehine kararlar alınması sağlanır.
İşte bu aşamada hükümetlerin çıkardıkları yasalar dikkat
çeker. Tüketicinin lehine kanun çıkardıklarını söyleyen hükümetlerin bu yeni
kararları aslında halkın, tüketicinin aleyhinedir. Ama iktidarlar ustalıkla
bunları tersine göstermeyi başarırlar. Son tüketici yasası buna iyi bir
örnektir.
Hani bankalar kredi verdikleri müşterilerinden dosya masrafı
alıyorlar. Kredi kartı aidatı alıyor, hesap işletim ücreti alıyorlar. Böyle 60
kalem masraf alınıyordu tüketicilerden. Tüketici dernekleri de bankaları
mahkemeye vererek bu masrafları geri alıyordu. son zamanlarda tüketici lehine
mahkemelerden ardı ardına kararlar çıkmaya başladı. Hükümet de yeni hazırladığı bir yasa ile
bunlara bir çeki düzen vermek istediğini söyledi ve tüketicinin lehine olacak
düzenlemeler içeren tasarıyı hazırladı.
Ancak gelin görün
ki bu tasarı tüketicinin lehine olmaktan uzak. Bunu da Tüketici derneklerinin
yayınladıkları bildirilerden anlıyoruz. TÜDEF genel başkanı Hasan Atak ve
başkan yardımcısı Ruhi Orhan İmzası ile yayınlanan bildiride buna dikkat
çekiliyor. Bu bildiride Tükoder diyor ki; “BDDK
taslağı tüketicilerin değil, banakların kazanımıdır. Tüketiciler yolunacak kaz
değildir.BDDK yönetmeliği ile tüketici hakları geriye götürülmüş ve gasp
edilmiştir.Tüm tüketicileri ve duyarlı örgütleri bu soygunu karşı mücadele
etmeye çağırıyoruz.”
“Bilindiği
üzere 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden
sonra Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu’nun hazırlamak zorunda olduğu
“Finansal Tüketicilerden Faiz Dışında Alınacak Ücret, Komisyon ve Masraflara
İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Taslağı” kurumun İnternet sitesinde
yayımlanarak Kamuoyunun görüşüne sunuldu. Taslak incelendiğinde tüketici
yasasında olduğu gibi Yönetmelik taslağının da tamamen Bankaların talepleri
doğrultusunda hazırlandığı görülmektedir. BDDK,
Bankaların aldığı ücret, komisyon ve masrafları 20 kalem ile sınırlandırmıştır.
Ancak söz konusu 20 kalem alınacak ücretlerin neredeyse tamamı aslında
tüketicinin hukuk mücadelesi ile elde ettiği kazanımlarıdır. Taslaktaki
düzenlemeler tüketicinin, bu konudaki beklentilerine yanıt vermekten uzaktır.
Örneğin, kredi sözleşmelerinden dosya masrafı kaldırılmış yerine kredi tahsis
ücreti konulmuştur. Tüketici kredi ister, banka da krediyi tahsis eder. Burada
ücret almayı haklı kılacak bir hizmet bulunmamaktadır. Bu taslak, mevduat
hesaplarından alınan hesap işletim ücretini yasal hale getirecektir. Bankalar
tacir sıfatlarıyla 'Bu masrafı alabilir' denmektedir. Tüketiciyle sözleşme
yapan diğer mal ve hizmet satan şirketler de kayıt tutmaktadır. Onlar niye alamıyor
da bankalar bu ücreti alıyor. Bankaların kendi kayıtlarını tutma sorumlulukları
yok mu? Bunu tüketiciye fatura etmeleri hangi hukukla bağdaşmaktadır. Yine bu
taslakta kredi veren kuruluşlar yıllık yüzde 20'ye kadar uyguladıkları
ücretlerde artış yapabilecekler. Memur ve ücretlilere yıllık yüzde 3+3 zam reva
görülürken bankalara bu bonkörlük hangi hukuka dayandırılmaktadır.
TÜDEF
olarak hem yasanın hem yönetmeliğin hazırlanması aşamasında görüşlerimiz
dikkate alınmadığı gibi uzun süreden bu tarafa olayın bu noktaya gelebileceğini
anlatmaya çalıştığımızı sesimizde duyulmazdan gelinmiştir. Bankalarca yapılan
haksız kazançlar yasal hale getirilmiştir. Ve adeta hırsızlık kılıfına
uydurulmuştur.
Hükümete
ve Gümrük ve Ticaret Bakanına sesleniyoruz: bu vurgun ve soyguna biran önce son
veriniz. Tüketici haklarına saygı duyunuz ve gereğini yerine getiriniz. Tüm
tüketicilere sesleniyoruz: Sevgili tüketiciler, yeter artık, bu vurgun ve
soyguna sessiz kalmayınız, sesinizi çıkartınız. Tüketici Dernekleri Federasyonu
olarak bankaların yasal hale getirilecek bu vurgun ve soygunlarına karşı tüm
yasal yolları kullanarak sonuna kadar mücadele edeceğimizi tüm kamuoyuna ve
basınımıza saygıyla duyururuz.”
Haydi,
sivil toplum örgütleri ve tüketiciler, size de bu mücadeleye destek vermek
düşer.