Bir 29 Ekim’i daha kutladık. Toplumun bir
kesimi sokaklarda “Yaşasın Cumhuriyet” diye bağırdı özgürce!
Toplumun bir kesimi Yaşasın Cumhuriyet diye
slogan attı, kısmen rahatladı ama daha da karamsarlığa gömüldü. Yanındaki yüzlerce,
binlerce, ülkedeki on binlerce insanı gördükçe kendi gibi çırpınan, kendini
güçlü hissetmeye çalıştı ama yüreği daralmaya devam etti.
Kalabalıktan çıkıp evine gittiğinde yine
ülkede olanlar onu derin düşüncelere sevk etti.
Çünkü Cumhuriyeti kuranlar, ülkeyi muasır
medeniyete, çağdaş uygarlığa kavuşturmak istiyordu.
Bu uygarlığa erişmek için çağdaş, bilimsel
eğitimi kurmak temel esastı. Yeni nesiller bilimi temel almalıydı. Bilim ile
aydınlanacak, sanayi gelişecek, her alanda ülkenin kendi üretimi olacak, kendi
kendine yeten, dünyaya mal ve hizmet satan bir ülke olunacaktı.
Uygulanacak eğitim politikasıyla soran,
sorgulayan, uygulayarak öğrenen, deneyerek geliştiren bir nesil
yetiştirilecekti. Her söyleneni kabul etmeyen, kendinden önceki nesile saygı
duyan, öğrendikleri ve uyguladıkları ile önceki nesilden saygı gören yeni bir
toplum yaratılacaktı.
Köy enstitüleri bu amaçla kurulmuştu. Yeni
nesiller öğrenirken, öğrendiklerini toplumla uygulayan bir eğitim yapılıyordu.
Bunun sonucunda toplumun tamamı aydınlanacak ve dünyayı tanımanın yanında
dünyaya katkı sunan, kimsenin oyununa da gelmeyen bir toplum yaratılacaktı. Böylece
dünyanın cirit atabildiği bir ülke olmayacaktık. Dünya bizi karıştıramayacaktı.
Bilimsel bilgilerle donanmış yeni toplum, her
şeyi sorgulayan yeni nesil, olan biteni daha doğru yorumlayacaktı.
Halbuki şimdi, yani Cumhuriyetin
kuruluşundan, bu hedeflere yönelişin üzerinden tam 93 yıl geçmişti. Ülkenin
bilimsel eğitim veren, soran, sorgulayan öğrenci yetiştiren eğitim kurumları;
ülkenin en iyi sayılan, her ailenin çocuğunun o okulları kazanması için çırpındığı
eğitim kurumları bizatihi eğitim bakanlığı tarafından yok ediliyordu. Buradaki
başarılı öğretmenler ve yöneticiler, “ bu başarıları başka okullarda da
yaşatsınlar!” gerekçesi ile dağıtılıyor başka başka okullara gönderiliyordu.
Bu başarılı okullara da İmam hatip
okullarından yeni öğretmenler ve yöneticiler atanıyordu.
Zaten ülkedeki tüm okulları İmam Hatip
yapmak amacı olan siyasi iktidar adım adım projesini uyguluyor, İdeolojik
sistemini her geçen gün biraz daha kalıcı hale getiriyor. Çıkarılan kanunlarla
güçlü bir polis devleti konumuna gelen ülkede ses çıkarabilenlerin sayısı ise
her geçen gün azalıyor.
Elbette bu siyasi ekibin bir amacı var.
Daha az sorgulayan, tepeden söyleneni kabul eden nesiller yetiştirilmek isteniyor.
Böylece toplum daha kolay yönetiliyor olacak.
İtiraz edene polis engel olacak, içeri
tıkılacak, gazete ve dergiler kapanacak.
Özellikle son aylarda yapılan uygulamalar,
kapanan TV ve gazeteler bunun göstergesidir.
İşte Cumhuriyetin 93. Yılını kutladığımız
bu günde, bütün bunların farkında olan vatandaş sokakta yaşasın Cumhuriyet diye
bağırırken, yanındakilerle kendini güçlü hissetmeye çalışırken eve geldiğinde
bütün bunları düşünüyor ve karamsar oluyor.
Bu çaresizlik içinde sokaklarda Cumhuriyet
kutlamalarına katılan vatandaş sayısı her geçen yıl artarken, karamsarlık
yaşayan vatandaş sayısı da aynı oranda artmaktadır.
Çocuğuna iyi bir gelecek hazırlayamayan
vatandaş, çocuğuna bilimsel eğitim veremeyen vatandaş ülkesinin geleceğini de
parlak göremiyor. Çocuklarını bekleyen ülkenin geleceğinden endişesi her geçen
gün artıyor.
Sanayide gelişemeyen, dünyada sayılı tarım
ülkeleri arasında olmasına rağmen ülkedeki emtia fiyatlarının artmasını önlemek
için üretimi artırmayı düşünmeyip sadece, “bak bu malın ithalatını serbest
bırakırım” diye satıcıları tehdit eden bir yönetime sahip olmanın çaresizliğini
yaşayan vatandaş karamsarlığa kapılıyor.
Kendisi gibi düşünenlerin sayısının artmasını,
ülkesinin geleceğini görüp de doğru yolda olmadıklarını anlayan insanların
çoğalmasını beklemekten başka çaresi olmayan vatandaş karamsar oluyor.
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın özgürlük, yaşasın
bilimsel eğitim ve elbette yaşasın soran, sorgulayan eğitim ve bu eğitimle
yetişecek yeni nesillerin kuracağı, ayırımsız bütün insanların kendini mutlu,
huzurlu hissedebileceği Çağdaş, Laik, demokratik Cumhuriyet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder