24 Temmuz 2015 Cuma

GÜLE GÜLE SAYIN A. MESUT DEMİRKOL

Beylikdüzü Kaymakamı Sayın Ahmet Mesut Demirkol’un tayini çıktı, Manisa’ya Vali yardımcısı olarak gidiyor.
Bir süredir Beylikdüzü’ndeki sivil Toplum örgütleri kendisini ziyaret ediyorlar. Uğurlamaya, vedalaşmaya çalışıyorlar. 22 – Temmuz günü de Beylikdüzü Belediyesi bir yemek düzenleyerek, resmi vedalaşma töreni düzenledi. Hem kamu kurumları temsilcileri, belediye meclis üyeleri, hem de sivil toplum örgütleri yöneticileri, iş adamları Beylikdüzü’nde sadece kaymakamlık yapmamış, Beylikdüzü’nü benimsemiş olan, bir Beylikdüzülü olmuş A. Mesut Demirkol’u uğurlamaya gelmişlerdi.
Emniyet Müdüründen, Müftüsüne tüm kamu kurumları temsilcileri oradaydı. Muhtarlardan Beylikdüzü’ndeki nerdeyse tüm derneklere kadar hepsinin yöneticileri bu güzel insanı uğurlamaya gelmişlerdi.
Normalde kaymakamlar fiziki hizmet makamları değillerdir. Yapılan hizmetler, devlet işlerinin yürütülmesi ve diğer kurumlarla koordinasyonun sağlanması için yapılır. Dolaysıyla kaymakamların öyle pek öne çıkma imkanları olmaz. Kaymakamlar pek bir proje üretemez, üretilen projelerin işlemesi için çalışır. Yapılan hizmetlerle ilgili olarak,  devlet istedi yapıldı diye düşünülür. Ancak Kaymakamlar devlet kuruluşlarının uyumlu ve başarılı çalışmalar göstermesinde etkilidirler. İlçedeki en büyük mülki amir olması dolaysıyla vatandaşın her türlü derdinde başvuracağı en üst makamdır.  Dolaysıyla vatandaşın gördüğü ilgi ve alaka, sorunlarına yaklaşım biçimi o mülki amiri iyi veya kötü hissettirir.
A. Mesut Demirkol vatandaşla yakından ilgilenen bir kaymakam oldu. Vatandaşın sorununu dinlerken de onu anlamaya çalıştı ve o sorunun resmi ya da gayri resmi nasıl çözebileceği konusunda yardımcı olmaya çalıştı. Sorunlara sadece resmi devlet gözünden bakmadı. Ben buranın en büyük mülki amiriyim diye böbürlenmesi de hiç olmadı. O, sıradan vatandaş olarak Beylikdüzü’nde sporunu yaptı. Sevgili eşi Güneş hanımla birlikte yürüyüşünü yaptı. Akşamın bir saatinde kendilerini yanınızda görmeniz alışılagelmiş bir durumdu.
İşte bütün bunlar A. Mesut Demirkol’u farklı yapan, sıcak yapan, dost hissettiren davranışlardı. Beylikdüzü; en iyi, çalışkan, güler yüzlü mülki amirin yanında, iyi bir Beylikdüzü sevdalısı, Beylikdüzü dostu kazanmıştı.
Beylikdüzü’ne atandığı 2011 yılında, her yanına gittiğimde, Beylikdüzü’ne geldiği Silivri’den çok sayıda ziyaretçisi olurdu. Onlar da kolay kopamamışları A. Mesut Demirkol’dan. Şimdi de Beylikdüzülü bırakmakistemiyor kendisini. Belki de dostça davranışları ile bağımlılık etkisi bırakıyordu.
A.Mesut Demirkol Beylikdüzü’nü, Beylikdüzü de onu çok sevmişti. Kendisi devletin gülen ve sıcaklık hissettiren yüzü olmuştu.
Onun bu dost yüzünü görmek için onunla her konuda aynı fikirde olmanız gerekmiyordu. Farklı düşünseniz bile, devletin gözüyle sizi onaylamaz, sizin düşüncenize karşı çıksa bile, bu onun yüreğindeki sevgiyi bakışlarından esirgemiyordu. Evet, resmi olarak size destek vermez, sizin yaptığınızı onaylamayabilirdi. Ama bu, onun size karşı olduğu anlamına gelmiyordu. Ve bundan dolayı sizin de ona dostça bakışınızın önüne geçmiyordu.
Dün akşamki törende Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasında bu konu aynen vurgulanıyordu. “Biz sayın Kaymakamımızla her konuda benzer düşünmüyorduk. Hatta bazen yaptıklarımızı onaylamadığı oldu. Ama bu bizim dostluğumuza engel olmadı” dedi.
Belediye bir de sinevizyon gösterisi hazırlamıştı sayın A. Mesut Demirkol’la ilgili. Orada Demirkol döneminde yapılan hizmetler sıralanmıştı. Gece boyunca katılımcılardan bol bol alkış aldı Demirkol. Masalarda insanların kendi arasındaki konuşmalara baktığımda, herkes onun on numara bir devlet adamı olduğunu konuşuyordu. Onun için de alkışlar gönülden geliyordu.
Gecede bir konuşma da kendisi yaptı. Beylikdüzü’nü ne kadar benimsediğini bir kez daha anlamış olduk. Biraz kırgınlık, biraz da serzeniş vardı sesinde. Yaş haddinden emekliliğine 10 ay kalmıştı. Devlet 10 ay daha bekleyip de bu değerli insanın, bu benimsediği şehirde emekli olmasına müsaade etmemişti. Hadi onun yerine bir adamına yer açacaksın anladık ama bari İstanbul’da bir vali yardımcığı görevi verseydin de, Manisalara göndermeseydin. Demirkol’un konuşmasında da bu biraz sitem şeklindeydi. 10 ay için buradan Manisa’ya gideceksin. Ev tutacaksın, yerleşeceksin. Çoluk çocuğun düzeni var, bozacaksın vs. “Hani” diyordu; “bu tayin geçen yıl çıkmış olsaydı, iki yıl için bir düzen bozulur ve yeniden kurulurdu.”
Demirkol, sevgi ve saygıya çok önem verir, her şeyin ama her şeyin usulü dairesinde yapılmasını ister. Kavganın bile asil bir şekilde, insana yakışır bir şekilde yapılmasını ister. Kendisi de görev anlayışını severek yaptı. Resmi otoritenin yanında insanlara yardımcı olmak onu mutlu ediyordu. Onun için belki de doymadı mesleğine. Dün akşam ki konuşmasında “ben doymadım diyeceğim,  ama siz yuh diyeceksiniz. 40 yıl yetmedi mi doymana diyeceksiniz” dedi. Onun doymadığı hizmet aşkı ve insan sevgisiydi.
Biz kendisini çok sevdik. Güler yüzünü ve çözüm odaklı bakış açısını asla unutmayacağız. Biz gönülden güle güle diyoruz kendisine ama o bizden, biz de ondan ayrılmayacağız. O bir Beylikdüzülü olarak kalmaya devam edecek. Evi, düzeni değişmeyecek. Bu arada biraz zorluk çekecek ama Beylikdüzü’nü bırakmayacak. Emekliliğine az kaldı, bir sivil dost olarak sevdiği ilçede, Beylikdüzü’nde, Beylikdüzülülerle birlikte yaşamaya devam edecek.

İyi ki varsın A.Mesut Demirkol. İyi ki seni tanıdık. Bu resmi görevden sonra da sana yürekten diyorum ki, Yeniden hoş geldin aramıza.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder