Yargımızı ve yargıçlarımızı tartışalım. Ama bizim devletimiz de ne kadar hukuka uygun davranıyor sorgulamadan doğruları bulamayız. Ya da devlet ne kadar hukuktan yana.
Devlet, kendisinin yaptığı birçok proje ve uygulamada bizatihi kendisi bu hukuksuzluğun uygulayıcısı oluyorsa, varın gerisini siz hesap edin.
İşte size bir örnek;
Bir devlet bankası olan Emlak Bankası, adına uygun olarak emlak işiyle uğraşırdı. Arsalar, tarlalar alıp, bunlara konut yaparak halka satardı. Bu devlet bankasının yaptığı birçok projede haksızlıklar oldu. Kimi yargıya taşındı, kimi taşınmadı. Ama yargıya taşınanların çoğunu yerel mahkemede vatandaş kazansa da, Yargıtay’da kaybetti.
Yaptığı bu konut projelerinden biri de Beylikdüzü’ndeki, 4014 konutlu Bizimkent projesidir.
Bizimkent projesine bir bütün olarak bakıldığında yaklaşık 550 dönüm arazi üzerine projelendirilmiş bir sitedir. Bu proje kapsamındaki tüm araziler ve proje doğrultusunda yapılan tüm harcamalar, hiç kuşku yok ki maliyetlere eklenmiş ve bu bedeller buradan daire ve işyeri alanlardan tahsil edilmiştir.
Böyle bakınca şu anda site dışında kalmış gözüken ve site içinde kamuya bedelsiz terk edilmiş bütün alanlar(yaklaşık olarak sitenin yarısı kadardır.) Bizimkentlilerin gibi gözükmektedir. Bu aslında doğru bir bakış açısıdır ve haklılık payı yüzde yüzdür.
—Ancak projeyi yapan devlet kuruluşu olan Emlak Bankası bu alanlardaki bazı parselleri kendi yan kuruluşları üzerine devretmiştir. (Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı)
—Bir parseli tapuya’’ idari tesis alanı’’ (yönetim binası) şerhi ile kaydetmiş ve bağımsız bir parsel numarası verilmiştir.—Diğer bazı alanları okul, sağlık merkezi, kültür merkezi, ticaret merkezi vs adı altında ayırmıştır ve yine kendi yan kuruluşu üzerine olmak üzere tapuya kaydetmiştir.
—Binaların hemen yanında, orta yerinde kalan bazı ada ve parselleri ise bu projeye ruhsat veren belediyeye, bedelsiz olarak kamuya terk edilmiştir. Bu parsellerin bazılarının devri sonradan yapılmıştır.
Şimdi ilk maddedeki yerleri, söz konusu yan kuruluş ihale ile satışa çıkarmış ve satmıştır.
İkinci sıradaki ‘idari tesis alanı’ parseli; Emlak Bankasının mallarına konan TOKİ tarafından satışa çıkarılmış, kanuni ve ahlaki olmayan bir şekilde satılmıştır. Üstelik buradaki 4014 kişinin parasını ödediği bu alanı satarken Başbakanlığa bağlı olan TOKİ’nin gerekçesi; ‘’tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak’’tı.
Burada binlerce insanın hakkını yemek için, tüyü bitmemiş yetim edebiyatı yapıldı.
Bizimkent Yönetimi, uzun yıllardır mücadele ettiği bu satışın iptali davasını yerel mahkemede kazanmış, Yargıtay’da ise kaybetmiştir. Bu parselde idari tesis alanı şerhi, yani yönetim merkezi ibaresi olmasına rağmen bu parselle ilgili bir sonuç alınamamıştır. Üstelik bu ‘’idari tesisi alanı’’ şerhi varken burayı ihaleye çıkaramayan devlet, birilerine el altından bu şerhin üzerine kırmızı çizgi çektirmiştir. Bu aşamada satış ihalesi yapılmış ve yer satılmıştır.
Bununla ilgili dava açan Bizimkent yönetimi bu kırmızıçizgiyi sildirmiş ve bu satışın iptali için dava açmıştır. İşte halen devam eden bu davada vatandaşın kazanması halen çok zor gözükmektedir.
Üçüncü maddedeki okul, sağlık, kültür, ticaret merkezleri, Emlak Bankası tarafından yapılmamış, buralar da ilgili kamu kurumlarına terk edilerek imar değişiklerine gidilmiştir. Bu parsellerden bazıları belediyenin ukdesine geçmiş ve projenin amacı dışına çıkarılmıştır.
Mevcut site duvarı içinde kalan kamu terk alanları ise, tüm kamunun kullanımına açık hale getirilmiştir. Yani sadece Bizimkentlilerin hak iddia edebilecekleri bir alan olmaktan çıkarılmışlardır.
Emlak Bankası’nın tasfiye edilmesiyle, onun gayrimenkullerinin yeni sahibi olan TOKİ bu arsaları şartlı olarak belediyeye devir etmiştir. Bu şart da, bu parsellerin ‘amacına uygun olarak Kullanılması’dır.
Belediye ise bu alanların bazılarını amacına uygun kullanmamış, iki kat imarlı, kültür tesisi arsasına, yedi katlı bina ve ticaret merkezi yapmıştır. Üstelik burada üçüncü kişilere satış yapılamaz ibaresi olmasına rağmen, belediye bu arsayı kat karşılığı yaptırmış ve mütahit buradaki işyerlerini, doğal olarak üçüncü şahıslara satmıştır.
Ve bu arsayı belediyeye şartlı devreden TOKİ’nin, site yönetiminin itirazı olmasa, bu hukuksuzluğa sesi soluğu çıkmayacaktır. İdari mahkemede açılan bu davayı site sakinleri kaybetmiştir.Bu davadaki hukuki süreç tamamlanınca, bu dava AİHM’e gitse nasıl bir karar çıkar?
Aynı site ile ilgili, ‘idari tesis alanı’ yeri için ikinci bir dava var ki evlere şenlik. Ve yönetim bu davayı yakında kaybeder. Hukuki süreç tamamlanınca da AİHM’e gidilecek.
İşte AİHM’de yüzde yüz kazanılacak iki dava daha. İçerde kimse bu gidişe dur diyecek gibi görünmüyor.
Bu gidişle Türkiye daha çok tazminat öder.
Nusret yılmazer
yilmazernusret@hotmail.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder