23 Kasım 2013 Cumartesi

SEYİT ALİ DURMAZ

Bizimkent Derneği bir yöneticisini kaybetti. Bizimkent Derneği yönetimi olarak  onun yasını tutuyoruz.
Seyit Ali Durmaz Bizimkent Derneği ailesi için önemli bir kişilikti. Bizimkent Derneği ailesi kadar bütün toplum için önemli bir kişilik, önemli bir varlıktı.
Seyit Ali Durmaz'ı önemli kılan onun kişiliği, toplumun sorumluluk sahibi olan bir bireyi olması, duyarlı davranmasıydı.
Seyit Ali 1980 öncesi sosyal ve siyasal mücadeleye başlamış, ömrünün bir bölümünü hapishanelerde geçirmiş, bir dönem vatanından uzak kalmış, toplum ve vatanı için önemli bedeller ödemiş bir kişilikti.
O, 1970'li yıllarda, bu topluma hak etmediği bir düzeni dayatanlara karşı mücadeleye başlamıştı. Tüm toplumun insanca ve hakça yaşayabilmesi için, tüm çalışanların müreffeh bir hayat yaşayabilmesi için mevcut düzenin değişmesi gerektiğine inanmış, sınıfsız bir toplumun hayata geçirilmesi için mücadele ediyordu. Bu sadece, onun siyasal geçmişini özetleyen küçük bir tespittir.
Ama Seyit Ali sadece siyasi mücadele vermekle kalmadı.  O yaşadığı yerdeki sosyal sorunlara karşı da duyarlı davrandı. Doğduğu toraklarda, Elbistan da çocukların gençlerin okuması için çaba gösterdi.
Zaten siyasi mücadele alanında yaptı çalışmalardan dolayı hayatın ekonomik yönünde mücadele etmekten bir hayli uzak kalmıştı. Siyasal hayatın biraz durulmasından sonra iş hayatına atıldı. Tekstil sektöründe çalıştı. Kendi işini kurdu. Tekstil işi üzerinden ihracata başladı. Ekonomik şartlarını biraz düzeltti,  iki oğlunu büyüttü. Daha bir yıl önce Merter'de toptan olarak satış yapılan mağazasını açtı. Oldukça heyecanlıydı.
Seyit Ali ekonomik durumunu düzeltmesiyle birlikte doğduğu yeri, toplumu, insanları unutmadı. İlleri ayrı olmasına rağmen sınır komşusu olan Malatya'nın Akçadağ ilçesi ile Kahraman Maraş'ın Elbistan İlçelerini kapsayan ve bu ilçenin ilk iki harfinden oluşan AKEL Vakfının kurucuları arasında yer aldı. Bu vakfın yöneticisi oldu. Bu vakıf aracılığıyla bu toplumun sorunlarına sahip çıktı.
Yine bu vakıf aracılığıyla her yıl yüzlerce öğrenciye burs verildi, Doğduğu toprakların çocukları okusun diye emek verdi.
Seyit Ali kendi işinden çok bu vakfa emek veriyordu. Gecelere kadar çalışıyor, bu vakfın yayın organının çıkması, insanlara ulaşması için çalışıyordu.
Biz onu biraz geç tanıdık. Seyit Ali geç tanıdığımız ve çabuk kaybettiğimiz bir değerdi.
Seyit Ali siyasi çalışmalarına hemen hiç ara vermedi. Gezi direnişinin önemli bir destekçisi, katılımcısıydı. Beylikdüzü'nde de bu yöndeki çalışmalarda en başta yürüyenlerden oldu.
Bunun yanında Vakıfta sosyal alanda mücadeleye devam etti.
Kendi işi, siyasi mücadele ve sosyal sorumluluk olan Vakıf'ta çalışmakla yetinmedi. Yaşadığı yer olan Beylikdüzü'ünde 4014 konutlu Bizimkent Sitesi'nde de sorumluluk sahibi, duyarlı bir kişilik oldu. Yaşadığı 186 Ada'da kendi bloğundan yönetici oldu. Komşularının rahat etmesi için sorumluluk aldı. Son iki üç yıldır bu sorumluluğunu başarıyla yerine getiriyordu.
Bu da yetmedi Seyit Ali'ye; bir de yine bu sitenin derneği olan, Bizimkent Eğitim Kültür Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği'nde görev aldı. İki yıldır bu dernek çatısı altında kendisiyle birlikte çalışma şansı bulduk. Ben şahsen ve yönetim kurulu üyelerimizin tamamı kendisinden çok memnunduk.  Sanırım sadece biz değil görev yaptığı bütün arkadaşları, gerek siyasi alanda ve gerekse sosyal alanda birlikte görev yaptığı tüm arkadaşları ondan çok memnundular.
Seyit Ali hiç kimseyi kırmayan, serinkanlı, ağırbaşlı ve herkese saygıyı eksik etmeden, hep sevgiyle yaklaşan bir kişiydi.Fikirlerine kesinlikle katılmadığı kişilere karşı bile asla kırıcı olmadan yaklaşan, kendi fikirlerini onlara sevgi ile anlatan bir insandı.
Hiçbir koşulda mücadeleden vazgeçmeyen, geleceğe hep umutla bakabilen bir insandı.
Bizim için o; geç tanıdığımız çabuk kaybettiğimiz bir değerdi.
Babam açık kalp ameliyatı olmuş, yoğun bakımda yatıyordu. Doktorlardan ameliyatın başarılı geçtiğini öğrenmiş, sevinmiştik. Ama daha o sevinci yaşayamadan Dernek sekreterimiz Gönül Ak'tan bir telefon geldi ve "Güngören'de bir köprüde minibüsün alt geçite uçtuğu ve iki kişinin öldüğü, bunlardan birinin de bizim Seyit abi olduğu söyleniyor" dedi.
Babamı yoğun bakımda bırakıp kaza yerine koştum. Maalesef doğruydu ve Seyit'in cenazesi Yenibosna'daki Adli Tıp'a kaldırılmıştı.
Bu kısa süre içinde çok sayıda seveni Adli Tıp'ın önünde toplanmıştı. Oradaki herkesin yüreğinde bir ateş topu vardı. Herkes şaşkın, herkes acı içinde ve herkes bu ani ölüm karşısında şaşkın ve acizdi. İnsanlar söyleyecek bir şey bulamıyor, acı içinde kıvranıyordu.
Akşam saatlerindeAdli Tıptan aldık Seyitimizi ve Yenibosna Cem Evi'ne götürdük.
 Seyit her gün arabası ile işine giden bir işadamıydı. 20 Kasım Çarşamba günü, yöneticilerinden olduğu  Bizimkent Derneği'nin, 24 Kasım Öğretmenler günü nedeniyle yapacağı etkinliğin son durumunu gözden geçirmek için Dernek merkezine gelmişti. Dernekteki toplantı saat 10.20 gibi bitti. İşe geç kalmıştı. Arabasıyla gitmek yerine metrobüsle gitmek istediğini söyledi arkadaşlara. Öyle de yaptı. Merter'de indi metrobüsten ve minibüse binerek tekstil atölyesine gidiyordu, gidemedi. Minibüsçü onu atölye yerine uçuruma götürdü.
21 Kasım Perşembe günkü  cenaze merasiminden sonra Kavaklı mezarlığında toprağa verdik.  Mezarlıktan doğruca Bizimkent Dernek lokaline gelen sevenleri onun lokmasını yedi.
23 Kasım günü ise onun anısına etkinlik düzenledik.Onun planladığı öğretmenler gününü, onu anarak, onu anlatarak organize ettik. Sonrasında da Bizimkent Derneği Sosyal Tesislerinde ailesi yemek verdi.
Onu tanıyan herkes kendisinden gurur duydu. Biz de kendisinden hep gurur duyduk. Bizler çalışma arkadaşları olarak, onun yarım bıraktığı projelerimizi tamamlamayı bir görev biliyoruz.
Biz seyit Ali Durmazı kaybetmedik, onu yüreğimize gömdük. Onun vazgeçmediği azmi bize örnek olacak, topluma duyduğu sevgisini hep birlikte yaşatmaya çalışacağız. Biliyoruz ki o yas tutmak yerine çalışmayı, üretmeyi, paylaşmayı tercih ederdi.   Bizler onu yaşatmak için her zamankinden daha fazla çalışacağız. çalışacağız ki seyit yaşasın, Seyit huzurlu olsun. 
Güle güle sevgili dostum. Sen rahat uyu. Yarım bıraktıklarını tamamlamak için daha çok çalışacağımıza söz veriyoruz.


Nusret Yılmazer


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder