Beylikdüzü Belediyesi stratejik plan hazırlıyormuş. Bununla
ilgili sivil Toplum örgütlerinin düşünce ve önerilerini almak istiyormuş. Bu
anlamda Belediyenin kurumsal bazda bazı çalışmaları olmuş. Bazı sivil Toplum
örgütlerine bir dosya gönderilmiş. Ben de bir sivil toplum örgütü yöneticisi
olmama rağmen bir arkadaşımın araması ile son anda, toplantı başlamak üzere iken
haberim oldu. Beylikdüzü adına bir çalışma yapılıyorsa, elimizden bir şey gelse
de gelemse de, duyarlı bir yurttaş olma adına orada olmayı bir görev
saydığımdan o toplantıya katılmaya çalışırım. Bu minval üzere toplantıya
katıldım.
Toplantıya katıldıktan sonra da gördüm ki benim gibi birçok
sivil toplum örgütü yöneticisinin bu toplantıdan haberi olmamış. Demek ki bazı
sivil toplum örgütlerini dışarda tutmak hedeflenmiş. Zaten aldığımız duyumlara
göre Başkan Ekrem İmamoğlu nezdinde bazı kesimler lobi çalışması yapmışlar.
Sanıyorum başkan da bu lobilerin etkisinde kalmış. Halbuki iyi ve akıllı bir
yönetici her söylenene göre davranmak yerine, bu lobilerin doğruluğuna,
işlevselliğine ve ne kadar doğru söylediklerine bakarak bir değerlendirme
yapar. Yani bir kenti temsil edeceksen herkesi, her kesimi dikkate almak, dinlemek
gerekir. Aksi durumda bir ayağın aksayarak yürümeye başlarsın.
Toplantının sunuculuğunu ünlü sunucu Korhan Abay yaptı.
Gerek slayt gösterisi ve gerekse başkan İmamoğlu’nun konuşmasından edindiğim
izlenim; seçime doğru bir belediye başkan
adayının projelerini sunması gibi bir çalışmasıydı. Gerek soru cevap bölümünde
ve gerekse Beylikdüzü Kaymakamı Ahmet Mesut Demirkol’un konuşmalarından sonra
çalışmanın amacının biraz daha ileri boyutta olduğunu gördüm.
Beylikdüzü Belediyesi, “ilçenin geleceği yönünde kenti
şekillendirmek, benzer kentler arasında önde olmasını sağlamak için bazı kalıcı
çalışmalara imza atmak, bu tür işleri hayata geçirmek” istiyordu. Bunun için, “kentteki
her kurum ve kuruluşun, sivil toplum örgütlerinin önerilerini almak” istiyor!
Hatta onların bu çalışmalarda yer almasını istiyordu.
Toplantı iki etaplı yapılmıştı. Birinci etap sunum etabıydı.
İkinci etap belirlenmiş alanlarda çalışma grupları oluşturmak ve bu çalışma
gruplarının önerilerini sunmasından ibaretti. Bu ikinci aşama Kültür merkezinin
üst kattaki biriminde yapıldı.
Belediyenin belirlediği alışma grup başlıkları şöyleydi:
1-Kentsel
Planlama, tasarım, Ulaşım çalışma grubu
2-Parklar,
yeşil alanlar, Çevre koruma ve sokak hayvanları Ç. G.
3-Ekonomik
gelişme (İstihdam, üretim, esnaflar, pazarlar) Ç. G.
4-
Dezavantajlı grup ( kadın, çocuk, engelli. Azınlıklar)
5- Kültür,
sanat ve sosyal yaşam Ç. G.
Bu beş gruba
toplantı sırasında bazı grup ilaveleri yapıldı. Demokratik çalışma mekanizma
çalışma grubu gibi.
Bu gruplar
kendileri ile ilgili alanlarda 3 – 5 dakikalık sürede, grup sözcüleri
aracılığıyla görüşlerini mikrofondan açıkladılar. Bu görüşlerin ne işe
yarayacağını başkan İmamoğlu şöyle açıkladı:
“Burada açıkladığınız
görüşleri arkadaşlarımız not aldı. Ayrıca bütün konuşmalar kayıt altına
alınmıştır. Biz bu düşünceleri tek tek irdeleyeceğiz ve hepsini dikkate
alacağız. Bunu ileriki zamanlarda da göreceksiniz.”
Bunlar ne
kadar dikkate alınır bilmiyorum. Zira katılımcıları tespiti etmek ve
devamlılığını sağlamak adına, imza ile belirleme çalışması yapılmadı.
En çok
eleştiri alan konu ise Kent Konseyi ile ilgili oldu. Zira yasa gereği Kent
Konseyi, yerel seçimlerden sonra üç ay içinde belediye başkanı tarafından
toplanması gerekirken, seçimlerin üzerinden beş ay geçmesine rağmen Kent
Konseyi halen toplanmadı. Başkan İmamoğlu,” bu konuda bazı çalışmalar
yapıldığını ve daha sağlıklı bir zeminde toplanmak için gecikildiğini”
açıkladı. Bize gelen haberlere göre önceki Belediye Başkanı Yusuf Uzun’un bir
kent konseyi üye listesi vardı. Şimdi ise yeni bir liste hazırlandığı ve bazı
sivil toplum örgütlerinin bilgilerinin güncellenmediği ve bu yapılacak
toplantıya çağırılmayacakları yönünde.
Hep birlikte
göreceğiz neler olacağını. Ancak bu toplantıların gösterişten öteye geçmesi
için bazı kriterleri olması gerekir. Yoksa ‘biz topladık, halkın ne istediğini,
halkla birlikte saptadıktan’ öteye geçmez. Zaten toplumsal olarak, sosyal
olarak katılımcı olma, birlikte iş başarma tecrübesi çok olmayan bir toplumuz.
Bunlar dikkate alınarak daha sağlıklı ve kalıcı birliktelikler
oluşturulmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder