28 Ağustos 2014 Perşembe

BEYLİKDÜZÜ'NÜN SAHİBİ OLUN!

Beylikdüzü Belediyesi, Beylikdüzü’nün geleceğini planlamak amacıyla, ilçedeki her türlü kurum ve kuruluşun davet edildiği iddiasıyla bir toplantı düzenledi. (İddiası ile diyorum çünkü Beylikdüzü’ndeki bazı sivil Toplum örgütü temsilcileri bu toplantıya davet edilmemişti.) Belediye bir stratejik plan taslağı hazırlamış ve Beylikdüzü’ndeki kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile sivil toplum örgütleri temsilcilerinin bu taslağa katkı sunması isteniyordu.
Her şeyden önce belirtmek gerekir ki iyi, güzel, faydalı ve doğru bir çalışmadır.
Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu toplantının amacını uzun uzun anlattı. “Böyle bir toplantının İstanbul’da ve hatta Türkiye’de ilk defa yapıldığını” söyleyince salondan itirazlar geldi. Hatta soru sormak üzere söz alan bazı konuşmacılar bu stratejik plan hazırlama işinin 5018  sayılı yasa ile belediyeler için zorunlu hale getirildiğini söylediler. Bu yasa da 2003 yılında çıkarılmış, 2005 de yürürlüğe girmiş.
Stratejik plan, geleceğe dönük hedef, amaç ve projelerin planlamasıdır. Belediyeler açısından 5018 sayılı yasa ile nüfusu 50.000 üzeri olan belediyelere stratejik plan hazırlama zorunluluğu getirilmiştir. Bu çerçevede stratejik plan hazırlamakla yükümlü olan belediyeler ilk planlarını hazırlamışlardır. Belediyeler günün tespitini yaparak ileriye dönük amaç ve hedeflerini ortaya koymuştur. 
Bu Kanunun amacı; kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu mali yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanamsını, uygulanmasını, tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve mali kontrolü düzenlemektir.
Bu Kanun, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin malî yönetim ve kontrolünü kapsar.
Kanun amaç ve kapsamı böyle olmasına rağmen Kanun yürürlüğe gireli neredeyse 10 yıl olmuş. Ama her belediye böyle bir çalışma içine girmemiş. Ama söylendiği gibi ne İstanbul’da ilktir, ne de Türkiye’de. Şöyle kısa yoldan bir inceleme yapsan, bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu günümüzde hemen göze çarpacak birçok çalışmanın olduğu görülür.
Stratejik plan uygulayan, resmi kurum ve kuruluşlarla sivil toplum örgütlerini bu işe katan belediyeleri görmek mümkündür. 
Mersin Akdeniz belediyesi, Mardin Belediyesi, Mardin Nusaybin belediyesi, Denizli Belediyesi (bu konuda ödül almış), İstanbul Güngören Belediyesi’nin stratejik planı 2012 de en iyi seçilmiş., İstanbul Sarıyer belediyesi 2010 – 2014 stratejik planı yapmış. Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Ancak Beylikdüzü’nün son on yılında böyle bir çalışma yapılmadı. 2008 yılında ilçe olduysa da belde belediyesi iken de nüfusu 50.000 den fazlaydı. Hatırladığım kadarıyla Vehbi Orakçı zamanında Silivri’de bir toplantı yapıldı ama kapsamı bu kadar geniş değildi. Daha çok kamu kurum temsilcilerinin verdikleri bilgilerden ibaretti.
Şimdi CHP’li belediye başkanı Ekrem İmamoğlu da Beylikdüzü için fikrini söyle Beylikdüzü’nün sahibi ol gibi bir sloganla yola çıkmış. “Beylikdüzü geleceğine yürüyor” gibi sloganlar üretiyor. Belediyenin resmi Web sitesinde bu haber şu başlık ve spotla verilmiş.
“KİM BU KENT İÇİN BİR FİKİR ÜRETİR, BEYLİKDÜZÜ’NÜN SAHİBİ ODUR”
Beylikdüzü Belediyesi, ilçeyi baştan aşağı dönüştürmek, her alanıyla güçlü, iddialı ve uluslararası standartlarda çağdaş bir kent yaratmak vizyonuyla toplumun önde gelen isim ve kuruluşlarıyla bir araya geldi. Beylikdüzü’nün geleceğinin masaya yatırıldığı 2014-2019 Stratejik Plan Hazırlık Toplantısı’nda katılımcılardan gelen yeni fikirler ve öneriler enine boyuna değerlendirildi ve halkın, bundan sonra Beylikdüzü’nün inşasında söz sahibi olacağını Belediye Başkanı İmamoğlu, “Kim bu kent için bir fikir, bir eser, bir değer üretir, Beylikdüzü’nün sahibi odur” şeklindeki sözleriyle ifade etti.
Sanırım başkan bu görüşü kentine sahip çıkma anlamında shiplikten söz ediyor. Yaşadığın yere sahip çıkmıyorsan sahibi de değilsin anlamında kullandı.
Çünkü bu ülke insanının en büyük sorunu, yaşadığı yere sahip çıkamama sorunudur. Yaşadığı küçük bir apartmanın yönetimine katılmayan, site yönetim toplantılarına gitmeyen insan kitlesinden kentine sahip çıkmasını beklemek ve bir sonuç almak zor bir iştir. Maalesef bu ülke insanları bir kişisel çıkarı olmadan pek duyarlı davranmıyor.
Son yıllarda ‘Hes’lere ve doğaya karşı devletin ve özel şirketlerin vahşi uygulamalarına karşı önemli sayılacak tepkiler yaşandı. Ama bunu toplumun geneline yaymak zor bir iştir.
Evet bunu başarmak önemlidir. Yani insanın kentine sahip çıkmasını sağlamak, birlikte iş başarmayı sağlamak veya buna katkı sunmak önemli bir çabadır

Bunu başarmak için de biraz daha sistematik çalışmak gerekir. Hatta bazen biraz zorlayıcı olmak gerekir. Ve elbette bir hayli planlı programlı ve mümkün mertebe hatasız yapmak önemlidir. Ayrımcı olmadan, “ötekiyi” oluşturmadan yapılabilirse daha iyi ve hızlı başarı elde edilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder