19 Mayıs tarihinde açılışı yapılan
Beylikdüzü’ndeki Yaşam Vadisi’nin açılışı nedeniyle yazdığım yazıda üç belediye
başkanının bu vadiyle ilgili hayaller kurduğunu ancak 3 etaptan oluşan vadinin
ilk etabını hizmete açan başkan olarak da Ekrem İmamoğlu ve ekibini tebrik
etmiştim.
Bu vadinin ilk adı Yeşil Vadi olarak
Vehbi Orakçı döneminde konulmuştu. Bu vadi ile ilgili hayal kuran ilk belediye
başkanı olarak Vehbi Orakçı döneminde bir miktar çam ağacı ekildiğini
belirtmiştim. Sayın Orakçı bana attığı mesajda benim, kendi dönemi ile
yazdıklarımı azımsayıcı bulmuş ve “bizim o gün ürettiğimiz değerin yazınıza
göre küçültüldüğü kanaatindeyim” diye
yazmış.
Benim Yaşam Vadisi’nin açılışı üzerine
yazdığım yazı, daha çok vadinin bugünkü hali üzerineydi ve Beylikdüzü’nün güzel
bir yaşam alanına kavuşması üzerineydi. Hatta burası ile ilgili eksiklik, hata
ve yanlışlar olsa da bu yazıda bunlara değinmemek gerektiğini yazmıştım.
Dolaysıyla yazımda, önceki başkanların hayallerine ve emeklerine yeterince yer
verememiştim. Malum, bir köşe yazısına her şeyi sığdırmak pek mümkün olmuyor.
Yaşam Vadisi’nin 1. Etabının
hizmete açılmasından Beylikdüzü adına çok mutlu olduğunu yazan Orakçı; Yaşam Vadisini;
“20 sene önce, genç bir mühendis olarak Beylikdüzü’nde ölçüm yaparken hayalini
kurduğum projem” diye niteliyor. Büyükşehir Belediye meclisine Yaşam Vadisi’ni
onaylattığını yazan Orakçı, Yeşil Vadi ismini de “halka daha sıcak ve samimi
geleceği kanaatiyle” isimlendirdiğini anlatıyor.
Orakçı yazısında Yaşam
Vadisi’ni; “Türkiye’nin en büyüğü
ve 1 milyon metrekareyi aşkın alanlı ve 1 milyar TL'yi aşkın bedelli
arazisini satın alma, trampa, imar uygulaması ve bağış olarak tümden çözdüğümüz
projemiz...” diye tanımlıyor.
Gerçekten o günlerde bu vadideki
arsaların trampası bir hayli ses getirmiş, tartışılmış hatta başkan Orakçı bu
trampalarla çok da eleştirilmişti.
Bu kadar bedelli razı alınmasına, trampa yapılmasına
rağmen bgün baktığımızda Demir Romans’ın vadi tarafında özel mülk arsa var. Bundan
dolayı vadi buradaki yola kadar yapılamadı. Eğer o gün bütün özel arsalar satın
alındı veya trampa yapıldıysa, bu sorunlar tümden çözüldü ise nasıl oldu da
burada şahıs arsaları kaldı?
Yaşam Vadisi’ni kesintiye uğratan Teras
Park’ın arsası, hemen yanındaki Ekinciler’e ait arsa nasıl özel mülk olarak kaldı.
İmar uygulaması yapılmıştıysa Teras Park inşaatı nasıl yapıldı? Teras Park
binasının yapılması, Yaşam Vadisi ile ilgili benim eleştirdiğim noktalardan
biridir. Vadiye yakışmadığını, hem görüntüyü he de kullanımını kesintiye
uğrattığını düşünüyorum. Bu alanda başka imarlı parseller var mı bilmiyorum.
Ama madem bu kadar bedel ödenerek arazi satın alındığı, trampa yapıldığı ve
bağış yolu ile arazi alındı. O zaman bu şahıs parselleri neden kaldı? Bunların
imar durumları ne zaman değişti? Balıkçı Kenan tesisleri (her ne kadar yüksek
bina çirkinliği yoksa da) neden bu vadinin içinde kaldı?
Orakçı yazısında; 1 milyar TL ye yakın dere ıslahı, arıtma sistemi ve altyapı yatırımlarını Büyükşehir Belediyesine yaptırdığını” da yazmış. Ancak buradaki derenin ıslahına gerçekten ne kadar ihtiyaç vardı? Ben, bu konuda ki görüşlerimi o gün de Başkan Orakçı ile paylaşmıştım. Bu dere ıslahı yerine, derenin bazı bölümlerinde tabana ve her iki yana beton atılarak, önüne setler çekilerek kocaman göletler yapılabilirdi. Dereden çıkan sular buralarda sürekli bir akıntı sağlayacaktı. Kirlenmeyen göletlerde her türlü su canlısı olacaktı. İstanbul için, Beylikdüzü için muhteşem bir yaşam alanı oluşacaktı. Gerekirse bu göletlere, dere suları yerine motorlarla denizden kademeli olarak su da basılabilirdi. İstanbul’da bu konumda kaç yer vardır? Bu vadinin konumunun böyle bir projeye çok uygun olduğu kanısındayım.
“Orakçı
diyor ki; “ 2 Milyar TL' lik mülkiyet, altyapı ve kısmen de üstyapı olarak %95
lik kısmını gerçekleştirdiğimiz bu devasa yatırımdan geriye kalan yalnızca
%5'lik yaklaşık 100 milyonluk üstyapı imalatlarını Sn. Uzun’un devam ettirdiği
ve Sn İmamoğlu’nun sürdürdüğü projemiz...” dir.
Vehbi Orakçı’nın hakkını teslim etmemiz
gereken öncelikli nokta, bu alanın o
zamanın Yeşil Vadisi, bugünün Yaşam Vadisi olarak Vehbi Orakçı döneminde
düşünülmüş, projelendirilmiş olmasıdır.
Vehbi Orakçı zamanında vadinin 1.
Etabına çam ağaçları dikildiğini yazımda belirtmiştim. Bugün Bizimkent Yönetim
binası ile Buz pisti arasında yer alan bu çamlar kocaman ağaç olmuştur. O gün,
bu alana konulan tabelaya bir vaziyet planı da çizilmiş ve Aliya İzzet Begoviç
parkı ismi konulmuştu.
Ben buradaki eksiklikleri, yapılmayanları
eleştiririm. Yapılanı takdir etmek, yapılmayanı yazmak bizim görevimizdir. Bu
söylemlere rağmen buradaki özel parsellerin nasıl ve neden kaldığını sormak da
bizim hakkımızdır.
Yaşam Vadisini hizmete açtığı için Ekrem
İmamoğlu ve ekibine teşekkür ederken diğer emeği geçenleri unutmadık. Yazımda,
“üç başkanın hayal kurduğu vadi” diye bahsetmem de bunu gösteriyor.
Yusuf Uzun’un da buradaki çalışmasını
unutmadık. Yazımda bunlara yer vermiştim. Ayrıca bu vadinin devamı olan, eski
Beylik Pazarı’nın alt tarafında, villaların altındaki bir bölüme Osmanlı
Parkı’nı Büyükşehir Belediyesi’ne yaptırdığını da belirtmem gerekiyor.
Yaşam Vadisi yapılırken birçok yanlışlar
da yapılmadı değil. Buradan birileri para da kazandı. Mesela bu vadiye bir
zamanlar bol miktarda hafriyat toprakları döküldü ve birileri buradan para
kazandı. Vadi yapılırken plansız çalışmalar yapıldığından maliyet gereksiz
şekilde oldukça yükseldi. Aynı nedenle, Yusuf uzun döneminde yapılan çalışmalar
sonradan bozuldu.
Plansızlık vadinin maliyetini artırmanın
yanında hizmete açılmasını da geciktirdi.
Şimdi 2. Etap çalışması başlayacak. Burayla
ilgili planlar hazırlanmalı. Ne yapılacağı, nasıl yapılacağı belirlenmeli ve
mümkün olduğu kadar halka iyi anlatılmalı. Çalışmalar boz yap yöntemiyle
yapılmamalı. Zemin dikkate alınarak, zemine uygun proje üretilmeli.
Bizim işimiz kimseyi övmek veya yermek
değildir. Kimin yaptığı önemlidir ama asıl önemli olan işin doğru yapılmasıdır.
Her yapılan işin içinde doğrular da vardır, yanlışlar da. Yazanlar sadece doğruları
değil, elbette yanlışları, eksikleri de yansıtacaktır.
Beylikdüzü adına dünden bugüne hizmet
verenlere teşekkür etmek gerekir. Güzel bir yaşam adına hayal kuranları,
hayalleri gerçeğe dönüştürenleri, halkın geleceğini düşünenleri bir kez daha
tebrik ediyorum.