CHP Beylikdüzü İlçe Başkanı Ekrem İmamoğlu Pazartesi günü bir basın toplantısı yaptı. Toplantının konusu ‘’Beylikdüzü’nün son dört yılının değerlendirilmesi’’ idi. Beni de davet ettikleri için toplantıya katıldım.
Ekrem İmamoğlu ilk, ‘’Belediye nedir?’’ Sorusuyla başladı konuşmasına.
‘’Belediye, Şehri emindir, Şehrin emanet edildiği kişidir’’ dedi.
‘’İşte biz bu dört yılı yanlış bir kişiye emanet ettik. Bu kentin dört yılı boşa geçmiştir. Hatta boşa geçse iyi, yani bu kent, dört yıl önceki konumda olsa, buna sevineceğiz. Beylikdüzü dört yıl önceki konumdan daha kötü bir durumdadır’’ dedi.
Bunu da bugün yaşanan sorunlara atıfta bulunarak örnekledi.
Mesela, ‘’dört yıl önce, üç ayrı belde belediyesinin birleşmesinden dolayı toplamda 60 milyon borcu vardı Beylikdüzü’nün. Ama bugün Beylikdüzü’nde çok önemli bir yatırım olmamasına rağmen bu borç 120 milyonu aşmıştır. Onun için diyoruz ki, Beylikdüzü bu süreçte kaybetmiştir, kazanmamıştır.’’
‘’Peki bu süreçte hiçbir şey yapılmamış mıdır’’ diye soran İmamoğlu, ‘’inanın iyi bir şey yapıldığına inansak, bunu hiç rahatsızlık duymadan burada söylerdik. Ama biz çok da iyi yapılan bir şey göremiyoruz’’ dedi.
Belki gelecek soruları gördü ve bu sorular gelmeden kendisi, gelmesi muhtemel sorulara da cevap verdi.
‘’Diyeceksiniz ki bak Kültür Merkezi açıldı. Bu kötü müdür?
Elbette bu kötü bir şey değil ama bu kültür merkezi 7 yıldır yapılıyor. Önceki belediye başkanı döneminde yapımına başlanan ve açılışı yapılan kültür merkezi bu belediye yönetimi döneminde yeniden ihale edildi. Bağışlar bulundu ve 7 yıl sonra açılışı yapıldı. Şimdi bu başarımıdır?
Bu yaşananlar güzel bir şey midir? Burada yapılan bağışların ne olduğu da ayrı bir kondur. Onun için biz bunu iyi olarak değerlendiremiyoruz.’’
‘’Belediyenin bir etkinlik alanı var. Burayı kültür etkinlik alanı diye tanımlıyor. Burada ramazan etkinlikleri yapılıyor ve ramazan etkinlikleri bu belediyenin kültür faaliyeti olarak sunuluyor. Halbuki bir başında kokoreççi, diğer başında dönercinin konuşlandığı ve bunların satış yapmasına yönelik bir etkinlik kültür etkinliği olmamalıdır.’’
‘’Bunlar ellerlini nereye atıysa kuruttular’’ diyen İmamoğlu, Büyükşehir Belediyesinin yayınladığı kalın kitapçığın, sportif yatırımların grafiğini gösteren sayfayı açarak basın mensuplarına gösterdi ve ‘’bakın buradaki grafikte de görüldüğü gibi, Bu listede en az yatırımı alan bölgelerden biri 20 bin nüfuslu Şile, diğeri de 250 bin nüfuslu Beylikdüzü’dür’’ dedi.
Ekrem İmamoğlu, ‘’Beylikdüzü Belediyesinin Çorba evleri açarak bol, bol çorba dağıttığını ve hizmetten bunu anladıklarının’’ altını çizdi.
Konuşmasında daha önce Ali Tarakçının köşesinde yazdığı ve basın toplantısında da sorduğu; ‘belediye taşeron firmaların çalışanları da olsa, Beylikdüzü’ne hizmet eden işçilerin maaşlarını ödeyemiyor. Başkan da belediye meclisinden borçlanma yetkisi istedi ve siz buna karşı çıktınız. Belki bu yetkiyi alsaydı o insanların borcu ödenecekti. Siz niye buna karşı çıktınız?’’
Bu soruya Ekrem İmamoğlu’nun yanıtı şöyle oldu.
‘’Bir belediye düşünün ki meclisin büyük çoğunluğu muhalefetin elinde. Ama Belediye başkanı bu muhalefete bilgi vermiyor. Bu kentin eksikleri, yapılmak istenen faydalı işler hakkında hiçbir bilgi verilmiyor. Üstelik bizim talebimize rağmen verilmiyor. Sizden her şeyi saklıyorlar. Meclis gündemi ise; eğer pazartesi meclis oturumu yapılacaksa, gündem size Cuma günü akşam veriliyor. Siz bunu Cumartesi meclis üyelerinize yetiştireceksiniz ve bilgi sahibi olup, pazartesi mecliste konuşulacak. Biz de pazartesi meclise gidiyoruz ve bu borçlanma yetkisi talebiyle karşılaşıyoruz.
Bu işler böyle yürütülüyorsa, bunu yapan CHP’li belediye de olsa ona borçlanma yetkisi verilmemelidir.’’
Beylikdüzü’nde çok önemli bir proje vardı. Hani bir milyon m2 nin üzerinde bir yeşil alan, yaşam merkezi olacak bir ‘’Yeşilvadi’’ projesi vardı. Ne oldu?
Bir bölümüne ha bire bina yapıyorlar, Öğretmenevi, huzurevi, bilmem ne evi ve buz pisti yapıyorlar. Bir bölümüne Osmanlı bahçesi adı altında binlerce m3 toprak dökülüyor, henüz ne olacağını kimse bilmiyor. Halbuki bu proje iyi değerlendirilseydi, Beylikdüzü için çok güzel bir yaşam alanı ortaya çıkacaktır. Belki kentin akciğeri olacaktı.’’
‘’Beylikdüzü Belediyesinin Web sitesi, bir zamanlar bilbordlar, Beylikdüzü Hastanesi reklamlarıyla doluydu. Ne oldu? Hani ilk önce Adnan kahveci Mahallesi’ne yapılacak dediydiler, sonra Büyükçekmece olarak yeri değişti. Şimdi hastaneden hiç bahseden yok.
Anadolu’da 250 bin nüfuslu bir kentte 4 – 5 hastane var. Beylikdüzü’nde bir tane bile yok.
Bu halk sürekli olarak kandırılıyor. Bu hizmetler belki bir gün gelecek ama geç gelen hizmet, hizmet değildir.’’
Gürpınar’a gelmesi planlanan ve 300 bin m2 deniz dolgusu ile yapılacak Balık hal’ine de değinen İmamoğlu, ‘’Bu balık hali, zaten kilitlenmiş olan Beylikdüzü trafiğine çok önemli bir yük daha bindirecektir. Bu Beylikdüzü’nün çıkarına değildir. Zaten balık halinin illaki de deniz kenarına yapılması şart değildir. Çünkü hem balıklar hale denizyoluyla değil, karayoluyla geliyor, hem de dağıtımı karayoluyla yapılıyor. Bu yanlış bir uygulamadır. Biz bunu bu belediye yönetimine anlatıyoruz ama bize, ‘ bu sorun Büyükşehir Belediyesine aittir, balık halini onlar yapıyor’ diyorlar. Yani bu yönetim kentle bu kadar ilgilidir’’ dedi.
Bugün bu yazı fazla uzadı. Basın toplantısının bazı önemli bölümlerini ve Beykonakları meselesine yarınki yazımda değineceğim.
Nusret Yılmazer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder