Yeni
bir yılın başlangıcındayız. 2012 yılı bitti, 2013 başladı. Dünyada herkesin
yeni yıldan beklentileri var. Beklentiler yeni yılda ne kadar karşılanır onu
şimdiden bilmek zor. Zor olduğu için de herkes birbirine iyilik, güzellik,
sağlık ve başarı temennisinde bulunuyor.
Yeri
gelmişken biz de sizlerin yeni yılınızı kutlayalım. Yeni yılda sizlere önce
sağlık diliyorum. Sonra sevgi dolu bir yaşam ve başarılar diliyorum.
Herkesin
herkesi sevmesi çok mümkün değil. Ancak hoşgörü göstermesi mümkündür. Allah
kimseyi hoşgörüsüz yapmasın. Hoşgörü olmazsa huzur olmaz, barış olmaz.
Hoşgörüsüz
bir ortamda sevgi yeşermez. Bu ülkenin belki de en fazla ihtiyaç duyduğu
eksikliktir hoşgörü.
Sizi
seven birini veya sevdiğiniz birini azıcık eleştirin de görün bakın neler
oluyor. O birbirini çok seven insanlar arasında nasıl soğuk rüzgarlar esiyor.
Şu
anda Başbakan Erdoğan bu alanda gösterilecek en büyük örnektir. Eleştiriye hiç
tahammülü yoktur. Buna rağmen birçok gazetede eleştiri yazıları yayınlanıyor
elbette. Başbakan da televizyonlara çıkıp bu eleştiri yazılarını yayınlayan
gazetelerin patronlarına sesleniyor. ‘’Niçin bu adamlara yazı yazdırıyorsunuz’’
diye.
Muhalefet
de hemen bu duruma tepki gösteriyor. ‘’bakın bu adam mı demokrasi getirecek.
İşte demokrasiye tahammülü bu kadar’’ diyorlar.
Yerelde
muhalefet yapan siyasetçiler de bunu çok kullanıyor.
Özellikle
geçen referandumda ‘yetmez ama evet’ diyenlere örnek gösteriyorlar, başlarına
kalkıyorlar.
Sanki
kendileri çok demokratmış, çok demokrasiden yanaymış gibi bir rol kesiyorlar.
Halbuki
biz bunun böyle olmadığını yerelde yaşıyoruz.
Beylikdüzü
Belediyesi Aralık ayı meclis toplantısında Belediye Başkanı Yusuf Uzun’un meclis gündemine bir madde ilave
etmesi sonucunda muhalefet partisi meclis üyeleri meclis salonunu terk
etmişlerdi. Biz de bunu eleştiren bir yazı yazdık. ‘’Bu mudur muhalefet’’ diye
sorguladık. Mecliste büyük çoğunluğa sahip olan muhalefetin bütün kozları
azınlık olan AKP’ye vermelerinin doğru olmadığını yazdık. Çünkü bu tavır da
gündeme alınması istenmeyen (!) maddenin üstü kapalı olarak meclisten geçmesi
anlamına geliyordu. Bu doğrultuda oldukça eleştiri de yapıldı.
Bu
eleştiri doğrudur veya yanlıştır. Eğer yanlışsa muhalefet çıkar doğrusunu
anlatır. Bizim bu yazıda ele aldığımız konu o günkü tavrın yanlışlığı veya
doğruluğu değil. Bugün sadece hoşgörü meselesini işliyoruz.
Hani
Başbakan Erdoğan’ı hoşgörüsüzlükle suçlayan muhalefetin nasıl davrandığına
bakalım istedik.
İşte
Beylikdüzü muhalefeti bu eleştirilerde bulunanlara veryansın etti. Herkesin
kendine göre bir tepkisi oldu. Bu eleştirilere hiç de hoşgörülü davranmadılar.
Kimisi sözleriyle gösterdi bu tepkiyi, kimisi tavırlarıyla.
İşte
yerelde bile en küçük eleştiriye hoşgörü göstermeyen, ‘demokrasinin gereği
budur, o halde biz kendimizi iyi anlatamamışız. Bir basın toplantısıyla,
özellikle bu konuda eleştiri getiren yazarlara bir açıklama yapalım’ diyen
olmadı. Tam tersine, bu yazıyı yazanlar tu kaka ilan edilip, görmezden gelindi.
Demek
ki başkalarında görülüp de hoş karşılanmayan bu tavrı herkes gösteriyormuş.
İşte
bundan dolayı ben bu yeni yıl mesajımı içeren yazımda bu konuyu işlemek
istedim.
Özellikle
muhalefete sevgi, saygı ve hoşgörü diliyorum.
Neden
özellikle muhalefete?
Çünkü
iktidarı değiştirmek istediğimizde bu özelliklere sahip bir muhalefet bulmak,
görmek isteriz. Yoksa zaten neden değiştirelim ki hoşgörüsüz iktidarları?
Bunun
iyice düşünülmesini isterim.
Herkese
sağlıklı, mutlu, umutlu, sevgi ve başarı dolu, engin hoşgörülü bir yıl
diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder