Yine terör can aldı. İstanbul, Beşiktaş’da biri bomba yüklü araç,
diğeri canlı bomba olarak iki patlama oldu. Şimdilik 38 can yok oldu. Bu ülkede
38 aile ile birlikte yüreği insanca atan tüm insanların ocağına yangın
düştü. Acı oldukça büyük.
Bu tür olaylardan sonra bildik beylik laflar hep sıralanır.
Bu laflar kimsenin acısını hafifletmez. Milletin derdine derman olmaz.
Bizlerin elinden bu menfur saldırıyı kınamaktan başka bir
şey gelmiyor. Lanet olsun teröre diyoruz. Terörden beslenenleri lanetliyoruz. Ama
biz böyle söyleyince terör sona ermiyor.
Terör birilerinin işine yarıyor. Mutlaka birileri terörden çıkar
sağlıyor. Biz zavallı kullar bunun farkında olmuyoruz yalnızca. Kimlerin nasıl bir
amacı vardı, bu terörden nasıl bir çıkar sağlandı bunu toplum şimdilik
bilmiyor. Hatta bunu bilmeden belki bu amacın gerçekleşmesine katkı bile
sağlanıyordur.
Bu ülke 12 Eylül 1980 öncesinde terörden çok çekti. Kardeşin
kardeşi öldürdüğü günler yaşadık. Öyle bu ülkede yaşayan herkesin kardeş
sayıldığı ve bu yüzden kimin kimi öldürse kardeş sayılacağı bir kardeşlikten
bahsetmiyoruz. Aynı anne ve babadan olma kardeşlerin birbirini öldürdüğü,
kardeş kanının helal sayıldığı günleri yaşadık.
O günlerde ülkede sıkıyönetim denilen OHAL vardı. Yani asker
ve polisin her türlü müdahale yetkisi vardı. Terörü tespit etmek ve önlemek
askerin göreviydi. Ama asker terörü önlemekte yeterli olmuyordu.
Ama 12 Eylül askeri darbesi olunca, o güne kadar terörü
önlemekle görevli olan aynı asker terörü bir günde bitirdi. Sihirli değnek
değmiş gibi terör şak diye kesildi.
Halk bunun nedenini, niyesini düşünemedi. Sadece ülkedeki
terör bitti diye sevindi. Öyle sevindi, öyle sevindi ki bunun arkasında ne
vardı, bu terör niye bu kadar etkili oldu. Bu kadar etkili terör nasıl oldu da
bir gecede bitti diye düşünemedi.
Ama şu oldu; o günkü siyasiler zaten darbeciler tarafından
tutuklanmıştı ve halkın gözünden düştüler. Günah keçisi oldular. O güne kader oy
verdikleri siyasi liderler halkın gözünde suçlu oldular ve hiç destek
görmediler.
Ama aynı liderlere daha sonraki yıllarda oy vermeye devam
ettiler. Hatta iktidara getirdiler, Demirel’i Cumhurbaşkanı bile seçtiler.
12 Eylül darbesinin yaptığı anayasayı bu halk %92 ile kabul
etmişti.
12 Eylülde suçlu ilan edilen hapse atılan ve yıllar sonra
tekrar halktan oy alan, iktidar olan liderler, 12 Eylül önce terörden askerleri
suçlu saydılar. Askerin darbe yapmak için terörü bizatihi desteklediklerini
ilan ettiler.
Ve halk o gün yapılan bu tespite inandı. İnandı ama iş işten
geçmişti. İnandığı için de onları tekrar iktidara getirdi. O darbecilerin yaptığı anayasayı halen
değiştirme gücü oluşmuyordu. Halk ve yeni siyasi liderler adam gibi demokratik
bir anayasa yapmaya yanaşmıyordu. Yanaşmıyordu çünkü her birinin amacı
farklıydı. Ülke amacı etrafında, halkın demokratik hakları için tarafsız bir
anayasa yapmak birlik için yetmiyor, kişisel amaç ve çıkarlar buna engel
oluyordu.
Buğun yine ülkede terör var. Yine ülke nerdeyse ikiye bölünmüş
durumda. Halkın yarısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan etrafında birleşmiş.
O ne derse onun doğru olduğuna inanıyor. TBMM’nin ezici çoğunluğu ve halkın en
az yarısı öyle düşünüp, buna göre davranıyor.
Halkın diğer yarısı veya buna yakını ise ülkedeki her türlü
olumsuzluğu bu lidere bağlıyor. Bunun siyasi hırsı yüzünden ülkede iyi,
demokratik hakları içeren bir anayasa yapılamadığını dile getiriyor.
Siyasi iktidar oldukça güçlü gözüküyor. Buna rağmen terör
bir türlü bitmiyor, bitirilemiyor. Her terör olayından sonra operasyonlar yapılıyor.
“Terörün beli kırılıyor, ses çıkaramaz hale getiriliyor” ama yeni terörler
eksik olmuyor.
Devlet yetkilileri, terörde yitirdiğimiz canların
çocuklarını kendine emanet sayıyor. Sanki terörde yitirdiklerimiz kendilerine
emanet değilmiş gibi. Onları koruyamayan devlet kalanları nasıl koruyacak?
Etrafımızda düşmanlar çoğaldı. İçerde ve dışarda siyasi
istikrar yok oldu. “Teröre kimler destek veriyor ”un cevabı oldukça çoğul. Ve
yine terör seçimlerde etkileyici, hatta belirleyici oluyor.
Unutmamak gerekir ki terörün bir amacı vardır ve mutlaka
birilerinin işine yarıyordur. Terörün kimin işine yaradığına bakmak, kısa veya
uzun vadede kime nasıl fayda sağladığını doğru analiz eder ve beklenenin
tersini yapabilirsek, terörü etkisiz hale getirmemiz de o kadar kolay olur.
Terörün bitmesi için ülkede demokratik havanın olması
gerekir. Ülkede yaşayanlar birbirine saygılı olmalı. Kimse kimseye üstün
olmamalı. İnsan haklarının ve hukukun tarafsız uygulanması gerekir. Herkese
eşit uygulanan hukuk kuralları geçerli olmalı. Bunların uygulandığı ülkede
hiçbir şekilde teröre destek verilmemeli, teröre destek verenler hukuk
karşısında mutlaka hesabını vermeli.
Eğer bunu yapmayı beceremezsek terörün kimin işine
yaradığının, terörden kimin ne çıkar sağladığının farkına da varamayız. Ve
sormaya devam ederiz; 12 Eylül darbesinden sonra nasıl birden bire bitmişti terör.
Acaba bugün nasıl biter terör?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder