3 Şubat 2017 Cuma

İSTANBUL'U FELÇ ETTİLER

Bu söz cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ait. Cumhurbaşkanı Şehircilik Şurasında yaptığı konuşmada “İstanbul’u felç ettiler Boğaz yasası ele alınsın” dedi.
Dikey mimarinin altında çok para kazanma isteği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Boğazı felç ettiler. 5, 6, 7 kat binalar. Bunlar boğazın ön görünümde yer alıyor. Boğaz yasası yeniden ele alınmalı” dedi.
Konuyu kot yolsuzluğu olarak açıklayan Erdoğan, müteahhitlerin kot olayında acımasız bir şekilde yolsuzluk yaptıklarını, "kotu denizden verme" diye bir anlayışın getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Milli bir arazi, beyefendi nereden inşaatı alıyor? En yüksek noktadan alıyor. En yüksek noktadan 9.50'yi aldığında, denizden buna baktığında ortaya ne çıkar? İki, üç kat yerine bakıyorsunuz beş, altı kat bina çıkıyor. Bu işi kökünden kazımamız lazım. Bodrum diyorsun, adam bodrum yapmıyor zemin yapıyor, kalkıp etrafını açmak suretiyle bodrumu zemine dönüştüren anlayış bana göre ihanet içerisindedir"
Boğazı korumak için özel bir yasa olan 2960 sayılı Boğaziçi yasası çıkarılmış. Boğaziçi yasasının amacı, Boğaziçi alanının kültürel ve tarihi değerlerini, doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılaşmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir.
Bu kanunun 6. Maddesi ile Boğaziçi İmar Müdürlüğü kurulmuştur. 9 Mayıs 1985 tarihinde yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Kanunu ile bu müdürlük İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına bağlanmıştır.
Yani İstanbul boğazını korumak için yasa var. Bu yasayı uygulayacak müdürlük var. Peki, uygulanmış mı?
Hayır.  
Peki bu şehir nasıl bu hale geldi? Kimler yönetti bu şehiri?
1994 yılının Mart ayından itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesini Recep Tayyip Erdoğan yönetti. 1998 yılına kadar görev yaptıktan sonra görevi yine kendi arkadaşlarına bırakmıştır. Ali Müfit Gürtuna ve Kadir Topbaş İstanbul’u yönetmiştir. Yani bizatihi kendi partisi İstanbul’u yönetmeye devam etmiştir. Recep Tayyip Erdoğan da 2002 yılından itibaren bizatihi ülkeyi yöneten en yetkili kişi olmuştur.
Yani 22 – 23 yıl bu kentin yönetiminden sorumlu olduktan sonra kalkıp bu kentin, İstanbul Boğazının geldiği noktayı eleştirmek güzeldir ama yönetenleri kurtarmaz. Bu eleştiri bir nevi günah çıkarma sayılabileceği gibi taraftarlarının bir bölümünün hoşuna da gidiyordur.  Ancak bunlardan sorumluluk duymak yerine sadece eleştirmek aynı zamanda yönetilen insanları aptal yerine koymak anlamına gelir.
Bu durum, Fetöcüleri etkili ve yetili makamlarda iş başına getirip, sonra da onların devleti ele geçirme çabasından şikayet etmek gibidir. Hem ülkeyi, “alnı secdeye gidenlerden zarar gelmez” anlayışıyla kötü niyetlilere teslim edeceksin, liyakat sistemine uymayacaksın, hem de bunların yaptıklarından fena halde şikayet edenlerin başında olacaksın!
Bu durum, sorumluların kendini aklama çabasından başka bir şey değildir.
İnceleyip tek, tek açıklamak gerekir. 1994 yılından bu yana boğazda kaç inşaat ruhsatı verilmiş. Boğaz imar yasasına uymayanlar, göz yumanlar kim?
23 yıl boyunca inşaatta kot olayına hiç takılmayacaksın, bu kadar yıl sonra buna dikkat çekilecek. Biz de oh ne ala diyeceğiz!
Ben işim nedeniyle 1991 yılı dahil her gün İstanbul Boğaz köprüsünden karşıya gidip gelen biriydim. Çamlıca tepesinin Boğaz köprüsüne bakan yamaçları boştu. Yemyeşil alanlardı. 1994 yılından sonra nasıl bir betonlaşma yaşandı bir bakın. Bugün ne halde bir görün.
Sayın Cumhurbaşkanı bir ay kadar önce Esenyurt’ta toplu açılış törenine katıldı ve övgüler düzdü. İstanbul’un hem en dikey, hem de iç içe en yoğun yapılaşmasını yaşayan Esenyurt Belediye Başkanına tek bir eleştiri getirmedi. Esenyurt gibi bir garabet şehir örneği daha yoktur ama Cumhurbaşkanımız tek olumsuz bir duruma dikkat çekmedi.
İyi de Şehircilik şurasında dikey mimariden şikayet etti. Yatay şehirleşmenin gerekliliği konusunda çok güzel sözler söyledi.
Bu şuradan bir ay önce en çirkin dikey yapılaşma olan Esenyurt’ta neden bir şey demedin Sayın Cumhurbaşkanı.
 Yol su elektrik için felaket olan, alt yapısı taşımayan, rüzgarı esmeyen, nefes dahi alınmayacak yapılaşması ile en çirkin şehir unvanını alan Esenyurt’a geleceksin ve tek bir eleştiri yapmayacaksın bu olmaz.
İyi de bu şehir artık bitti. Hayat felç. Bunu Cumhurbaşkanı olarak söylemek güzel görünüyor ama bu şehrin neredeyse yağmalandığı son yirmi üç yılından sorumlu olanlardan hesap sorulmadığı ülkede bu şikayet bir şey ifade etmiyor. Bunu zaten halk yaşıyor.
 Kent i bu hale getirenler ne zaman hesap verecek?
Bütün bunların büyük rantlar getirdiğini bilmeyen var mı?
Bu rantlar elde edilirken güzel. Ama kent yaşanmaz hale geldikten sonra da ortada tek bir sorumlu bulamayacaksın, iğneyi kendine ve partiline batırmayacaksın. O zaman bu eleştirinin ne faydası var?
Cumhurbaşkanı’nın da dediği gibi birileri ihanet içindeler. İhanet edenler, göz yumanlar, rant elde edenler hesap vermeden hiçbir şey düzelmez.  Toplum olarak önce bunu öğreneceğiz.

İstanbul’u felç edenler ortaya çıkarılsın, ucu kime varıyorsa hesap versinler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder