26 Aralık 2010 Pazar

SİLAH ÜRETİCİLERİ GENÇLERİ SAVUNUYOR!

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir yasa tasarısı var. Silah ruhsatı alma yaşını 18’e indirilmesi öngörülüyor. Ayrıca isteyen 5 ruhsatlı silah alabileceği gibi, silah reklamları da serbest bırakılıyor.
İçişleri Alt Komisyon'dan geçen ve pompalı tüfek kullanma yaşını 21'den 18'e indiren tasarı tepki çekti. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçişleri Alt Komisyonu'nun kabul ettiği Silah Kanunu Tasarısı, uzun süre tartışılacak maddeler içeriyor. Pompalı tüfek bulundurma yaşını 18'e indiren ve ruhsat başvurusunda bulunan kişilere ruhsat alana kadar 'geçici izin' veren yasa tasarısı üst komisyon ve TBMM Genel Kurulu'nda da görüşülerek yasalaşacak.
Hükümet ‘’tarım arazilerinin korunması ve avcılık için 18 yaşın doğru olduğunu’’ savunuyor.
Tasarıda silaha erişimi kolaylaştıran bir diğer madde ise sağlık raporu ile ilgilidir. Yürürlükte olan yasa ve mevzuatlarda uzman birkaç doktorun imzaladığı sağlık raporu istenirken, yeni tasarıda tek bir doktorun imzası yeterli kabul ediliyor. Taslağın gerekçe bölümünde ise bu uygulamanın bürokrasiyi azaltmak ve ruhsat alma süresini kısaltmak için tek doktorun raporunun yeterli olduğu ifade ediliyor. AKP'li üyelerin ısrarla savunduğu bir diğer madde de silah reklamlarının serbest bırakılmasıdır. Taslağın ilk halinde av silahlı dışındaki tüm silahların reklamının yasaklanması öngörülüyordu ancak komisyonda bu konuda da değişiklik yapıldı. Silahların reklam ve tanıtımlarının fuar, gösteri ve basılı eser yoluyla yapılması yasak kapsamı dışına çıkarıldı.
Sivil toplum örgütleri, 'Bu durum kitle iletişim araçlarında aleni reklam yapılmaması ilkesine aykırıdır' diyor. Komisyonun CHP'li üyesi Hulusi Güvel de 'Silah bir ölüm aracıdır. Ölüm aracının reklamına izin verilir mi? Bu tümüyle iç piyasa tüketicilerine yönelik, vatandaşın silah almasını özendirici bir düzenlemedir' yorumunu yaptı.
‘Sigara öldürür’ diye yazıp sigara reklamını yasaklıyoruz. ‘Silah yaşatır’ diyerek silah reklamını serbest bırakıyoruz. Yoksa bu silahlar mermi yerine gül mü atıyor?
Amerikan silah üreticileri, Amerikan iktidarını zorladı ve ürettikleri yeni silahları Irak’ta denediler. Irak savaşı, Irak’ın kaynaklarını sömürme iştahı kadar, silah üreticilerinin silahlarını satma çabasının etkisi ile de çıkarılmıştır.
Şimdi de silah üreticileri Türkiye de hükümete baskı yapıyor. Gerekçeleri oldukça ilginç; ‘’neden gençlerimize güvenmiyoruz? Gençlerimize başbakanı, hükümeti seçme imkanı veriyoruz ama silah alma ruhsatı vermiyoruz.’’
Gençler, silah alımı gündeme gelirken kıymete bindi, gençlerin haklarına sahip çıkılıyor.
Gençlerin hakları kimler tarafından savunuluyor?
Silah üreticileri tarafından,
Sizce ilginç değil mi?
Ve bu hükümetin, bu yasa teklifini getirmesi, savunması da bir o kadar ilginçtir.
Yumurta atan gençlere düşman muamelesi yapılırken, aynı gençler ellerinde silah ile dolaşabileceğine göre, bu gençlerin yumurta yerine kurşun atması sağlanmaya çalışılıyor.
Gençlere kıymayın efendiler.
Gençleri silahlanmaya özendirmeyin.
Gençleri silah üreticilerinin hedefi, malzemesi haline getirmeyin.
Bu ülkede yeterince insan ‘’mağanda kurşunuyla’’ ölüyor. Yeni mağandalar yaratmaya, mağanda kurşunuyla ölenlerin sayısını artırmaya çalışmayın.
Hükümet, ‘’tarım arazilerinin korunması ve avcılık için’’ bu tasarıyı savunduğunu söylüyor.
Tarım arazileri pompalı tüfekle nasıl korunuyor anlamak zor. Eğer tarım arazilerine Zarar veren hayvanlara karşı korunmadan söz ediliyorsa; zaten her evde bir av tüfeği var. Bir de aynı evde 18 yaşına gelen gençleri özendirerek silah sayısını artırmanın bir anlamı yoktur.
Ava giden gençlerin de böyle bir sorunu yok. Avcılığı özendirmek de çok doğru bir karar değil zaten.
Hem köylerde gençler mi kaldı ki onlar için yasa çıkarılıyor.
Köy ve kasabalarda, hatta kentlerde pompalı tüfekle işlenen cinayetler az mı görülüyor acaba. Bakın büyük kentlerin varoşlarına, neredeyse her evde bir pompalı tüfek var.
Gençleri silah yerine okumaya özendirin.
Ders kitapları gibi diğer kitapları da ücretsiz hale getirin. En azından kitapta KDV’yi kaldırın. Silah üreticileri yerine, kitap üreticilerinin işini kolaylaştırın.
Ayrıca bu konuda yereldeki Sivil Toplum örgütlerinin de sesi çıkmıyor. Yoksa bu konu onları pek ilgilendirmiyor mu?
Not: Bu yasa, gelen tepkiler üzerine ve zamanın da yeterli olmaması nedeniyle(seçim nedeniyle parlamento bir iki ay sonra tatile gireceğinden) şimdilik ileri bir tarihe bırakıldı. İlerde tepkiler cılız olursa bu kez meclisten geçer. Sivil Toplum duyarlı olmalıdır.
Nusret Yılmazer
yilmazernusret@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder