25 Mayıs 2011 Çarşamba

SİYASETTE SEVİYESİZLİK VE KİRLİ TEZGAHLAR

Bu seçim sürecinde çok da iyi şeyler olduğu söylenemez. Seçim sürecinde ard arda yayınlanan MHP kasetleri adeta bir şova dönüştü.


Bu MHP’li milletvekili adayları ve yöneticilerin kasetlerini kim çektirdi? Neden çektirdi ve neden şimdi yayınlanıyor?

İşte bu sorulara verilecek cevaplar bizi yaşananları anlamaya doğru yöneltir.

Hani Başbakan Erdoğan eski derin devleti anlatır ya; ‘’devlet herkesi dinlerdi, devlet herkese komplo kurardı’’ diye. İşte derdi, ‘’biz böyle bir devlet yapısına rağmen iktidar olduk ve bu ceberut devlet anlayışını değiştirdik.’’

Eğer o derin devlet yok olduysa veya değişti ise; O zaman sormak gerekmez mi, peki şu anda yaşananları kim yapıyor?

Yeni bir derin devlet mi?

Derin devlet dediğin iktidara karşı komplo kurar. Siz hiç muhalefetin önüne set çeken bir derin devlet gördünüz mü? Derin devletin hedefi iktidardır. İktidarı etkisiz kılmak ister.

Başbakanın anlamak istemediği ve anlatamadığı da sanırım budur.

Elbette bütün bunların amacı bellidir. MHP’yi barajın altında bırakmak ve AKP’nin büyük oranda milletvekili çıkarmasını sağlamaktır. Eğer MHP barajın altında kalırsa buradan en karlı çıkacak parti AKP’dir.

Bu yapılan hiç de ahlaki ve dürüst bir siyaset anlayışı değildir. Ve sanırım yapılmak istenenin tersine Ülkücü kesimin, küskünlerin MHP’ye sahip çıkmasını sağlamaya katkı sunacaktır.

Ayrıca bu seçim sürecinde Başbakan resmen dini politikaya alet ediyor. Halkın dini duygularını harekete geçirme gayreti içine girmiştir.

Sık sık Kemal Kılıçdaroğlu’nun alevi olduğunu vurgulayan Başbakan’ın amacı ne olabilir acaba?

İnsanlar arasında ayrım yapmadıklarını sık sık vurgulayan bir parti ve liderine bu yakışıyor mu?

Ne yani, alevi birinin siyasi parti genel başkanlığına gelmesi suç mu?

Çoğunluğu Sünni ve muhafazakar olan topluma Kılıçdaroğlu’nun alevi olduğunu vurgulaması hangi amaca yöneliktir ve hangi demokratik kalıba sığıyor?

Bununla da yetinmeyip, Sanki 60 – 70 yıl önce yapılanların sorumlusu ‘’Yeni CHP’’nin alevi başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ymuş gibi; CHP’nin camileri ahıra çevirdiğini propaganda yapması, camileri kapatan parti söylemlerine ağırlık vermesi neyin göstergesidir ve nasıl bir gelişen, değişen Türkiye politikasıdır?

Öyle sanıyorum ki bu süreçte AKP’nin oy oranında önemli bir düşüş yaşanıyor. Bundan dolayı da İktidar partisi saldırgan, horlayan, ötekileştiren ve hiç de ahlaki olmayan söylemlere sarılıyor.

AKP bugüne kadar bütün seçimlerde hep mazlum rolü oynadı. Ezilen, hor görülen, önüne set çekilen bir siyasi parti konumundaydı.

İlk defa böyle bir ortam yok. Ve tam tersine iktidar gücünü elinde bulunduran AKP ezen, engelleyen, hor gören bir konuma gelmiştir.

CHP ise tam tersine özgürlüklerden yana bir tavır sergilemeye başlamıştır. AKP ve CHP’nin rolleri değişmiştir. Referanduma kadar özgürlüklerden yana gözken AKP, gittikçe milliyetçi ve tutucu bir çizgiye çekilmiştir. Buna paralel olarak da önemli oranda da toplum desteğini kaybetmiştir.

Ayrıca genel olarak AKP politikasında siyasetin ve siyasetçinin değerlendirmesindeki ‘’hizmetkarlık’’ anlayışı gitmiş, bunun yerine emreden, hor gören ve aldırmayan bir dil ve üslup hakim olmuştur.

‘Her şeyin doğrusunu ben bilirim. Bana itaat etmeyen, beni eleştiren haindir’ anlayışı ağırlık kazanmıştır. Yani hoşgörü ve kabullenme anlayışı kaybolmuştur.

Bu yıllardır iktidar olmanın ve karşısında doğru dürüst muhalefet bulamayan AKP’nin, tabiri caiz ise şımarmasına neden olmuştur. Bu aşırı kendine güven AKP’ye önemli hatalar yaptırmaktadır.

Bu anlayış, yerel seçimlerde Urfa’da AKP’ye seçim kaybettirmişti.

Bu anlayış, bu kez de Türkiye genelinde sonuçlarını gösterecek ve AKP’ye seçim kaybettirmese bile, önemli ölçüde oy kaybettirecektir.

Nusret Yılmazer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder