29 Aralık 2013 Pazar

İTTİFAK BOZULDU SUÇLAR DÖKÜLDÜ

Bakan çocuklarının da tutuklandığı yolsuzluk soruşturmasında hükümet ve hükümeti savunmakla görevli basın, özellikle yolsuzluğu görmezden gelip, başbakanın söylemi olan devletteki paralel örgütlenmeye dikkat çekiyorlar. Bu kesime göre, "ortada bir yolsuzluk yoktur. Devlet içindeki paralel örgütlenmenin yargı ve polis ayağı hükümeti devirmek için bir kirli operasyon yapmıştır. Bu bir darbedir. Bu darbeyi yapmak için hükümet yolsuzlukla suçlanacak ve başbakan dahil herkes içeri alınarak ülkede hükümetin devrilmesi sağlanacaktır."
Hatta Başbakan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan yazdığı bir yazıda, "hükümeti devirmek isteyen bu güçler bu ülkenin milli ordusunu yıpratmak için iftira atmaktan çekinmemiştir" diyerek Ergenekon, balyoz gibi davaların aslında bu cemaat örgütü tarafından üretildiğini ve orduyu yıprattığını yazmıştır. Yani Akdoğan, bu davaların bir hikaye olduğunu söylemiştir.
Evet özellikle son altı yıldır yargı çok usulsüz, çok hukuksuz  işler yaptı. Yapılanların bir kısmında gerçek anlamda sorun vardı. Bu ülke askeri vesayetten gerçekten de çok çekmişti. Asker, sivil otorite üzerinde etkiliydi. Hükümetleri devirmek için bazı güçler çok insan öldürmüş, ülkenin karışması ve ihtilal yapmak için çok kan akıtılmıştı.  Bunu bu ülkede bilmeyen yok gibidir. Bundan dolayı bu derin güçlerin yargılanması birçok kesim tarafından desteklendi.
Ancak bu yargılamalar sırasında çok da haksızlıklar ve hukuksuzluklar yaşandı. Bir çok düzmece delil yaratıldı. Haksız yere çok insan hapse atıldı.
O gün bunları söyleyenlere başta başbakan olmak üzere bu hükümetin yetkilileri karşı çıkmakla kalmadı, bu davaların savcısı oldular.
Neden o gün bu hukuksuzlukların, bu kadar ateşli savunucusu oldular?
Birincisi işlerine geliyordu. Bu vesileyle toplumdaki destekleri artıyordu. İkincisi de, hükümet ile paralel devlet dedikleri güçler bir ittifak halindeydi. Bu paralel devletin yaptığı hukuksuzluklar hükümetin işine geliyor, güçlenmesini sağlıyordu. Ve bu paralel güç henüz hükümet için tehlike sinyali vermiyor, hükümete çalışan, birlikte yürünülen yol arkadaşıydı.
Şimdi bu paralel güç ile ittifak bozuldu. Çıkarları ortak değil. sadece dershane sorunumudur yoksa mesele daha mı derindir bilinmez, bu iki gücün yolları ayrıldı.
Yollar ayrılırken de bu paralel güç, hükümete karşı gücünü göstermek istedi. İşte hükümetin canı yanınca bu derin güce yüklenmeye başladı.
İyi ama derin gücün elinde birtakım belgeler var. Bu belgelere göre birileri suç işlemiş. Ve eğer hükümet daha fazla hukuksuzluk yaparak bu soruşturmayı engellemezse suçun boyutları daha da büyüyecek gibi gözüküyor.
İşte kıyamet burada kopuyor. şimdi hükümet ve yandaşları sadece buradaki hukuksuz paralel gücün görülmesini ve onun üzerine gidilmesini istiyor. Gerekçeleri de açık; "bu hukuksuz ve derin güçlerin ortaya çıkardığı yolsuzluk belgeleri gerçek değil ve  inandırıcı olamaz."
İyi de buna siz karar veremezsiniz. 6 yıldır bu derin güçlerin ortaya çıkardığı o güvenilmez belgelerle yüzlerce insan hapis yattı yatmaya devam ediyor.
Siz bunlara destek oldunuz. Şimdi de önce oradan başlamak, yapılmış olan ve devam eden yargılamaları temize çıkarmak gerekmez mi?
Peki şimdi ortaya çıkan bu sorun nasıl çözülür?
Yani bu iki eski ortağı barıştırarak bu sorunu ortadan kaldırmak mı gerekir? Yoksa bütün toplumun çıkarına olacak daha demokratik ve geniş boyutlu bir çözüm bulmak mı lazım?
Elbette bunun doğru cevabı var. Ama önce herkesin adil ve tarafsız olmayı bilmesi, benimsemesi lazım. Son yolsuzluk soruşturmasında bir paralel devlet parmağının olduğu açıktır. Ancak bunun böyle olması yolsuzluğun kapatılması için yeterli bir gerekçe olamaz.

Sorunun çözümünü de yeni bir yazıda yazalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder