7 Nisan Cuma
günü Beylikdüzü Belediye Meclisini izlemeye gitmiştim. Meclis toplantısı
bittikten hemen sonra haber geldi, Beylikdüzü Metrobüs Meydanı’nda kurulmakta
olan CHP’nin hayır çadırı “Büyükşehir Belediyesi zabıtaları tarafından yıkılıyor.”
Biz de bazı
Meclis üyeleri ile birlikte meydana gittik. Gördük ki kurulmakta olan bir çadır
zabıtalar tarafından yıkılmaya çalışılırken CHP’lilerde buna engel olmaya
çalışıyor. Bir itiş kakış, bir arbede mevcut. Zaman ilerledikçe meydandaki CHP
kalabalığı iyice arttı. Bu arada Toma geldi, otobüslerle polis geldi vs.
Sorun nedir
derseniz; Bu meydanda daha önce CHP’nin küçük bir HAYIR çadırı vardı. Ancak
gerek, geceleri şahıslar tarafından ve gerekse hava şartlarından zarar
görüyormuş. CHP’de alüminyum profilleri daha kalın olan ve dışardan bakınca
büyük gibi duran ama m2 olarak AKP’nin çadırından büyük olmayan bir çadır.
İBB
zabıtaları bu çadıra gecekondu muamelesi yapıyor. Benim yanımda CHP ilçe
başkanına “775 sayılı gecekondu muamelesi yapacaklarını, bunun bir prefabrik yapı
olduğunu, burada ikamet edilebileceğini, kermes düzenleneceğini” falan
söylediler.
Ben bu
yetkiliye; “Referandum çadırı konusunda bir kriter var mı?” diye sordum. Sadece
“sabit olmayacak” dediler. İyi de bu alandaki bütün çadırlar yere vidalarla
sabitlenmiş. Üstelik bütün çadırların vidaları aynı kalınlıkta.
İşin özü şu:
CHP yeni çadır kurarken Ak Parti Beylikdüzü ilçe İBB’ye haber veriyor, bu
çadırın yıkılmasını istiyor. İBB de bunu uyguluyor. CHP’lilerde haklı olarak
soruyor, “siz emirleri Ak Parti ilçeden mi alıyorsunuz?”
Bu
referandumunda iki seçenek var. Ama EVET demek serbest. Devletin bütün
olanakları bu yönde seferber edilmiş. HAYIR diyenler ise bin bir türlü engelle
karşılaşıyor.
Çadır
meselesi de kurtla kuzu misali, kurt kuzuyu yemeyi kafaya koymuş, gerekçe
uyduruyor. Zaten bu çadır yıkmak eylemi bu alanda ne ilktir, ne de son
olacaktır. Bu çalışmalarda neler yaşandı neler. Gözü açık olanlar, kulaklarını
tıkamayanlar bunları gördü. Nitekim Beylikdüzü’nde de Evet ’in dediği oldu. O
çadır yıkıldı, yerine daha küçük bir çadır kurduruldu.
Ülkemizdeki demokrasi bir devlet,
ülke demokrasisi olmaktan çıktı. Aynen bu örnekteki çadır gibi, çadır
demokrasisi oldu.
Gücü yeten de istediği çadırı yıkıyor. Türkiye artık, bağımsız ve tarafsız
kurumları olan, kanunlarla, kurallarla yönetilen bir ülke değil. Tam bir çadır
devletinde, çadırın reisinin emirleri ve direktifleri ile yönetilen bir durum
yaşanıyor. Bu ülkede huzur içinde yaşamak, güven içinde yaşamak gittikçe
zorlaşıyor. Bu kadar aleni haksızlık yapılıyor. Bu kadar taraflı uygulamalar
yapılıyor. Bu ülkenin dindar, muhafazakâr, vicdanlı insanları bunları
seyrediyor. Kimse itirazını yüksek sesle dile getirmiyor, getiremiyor.
Herkes
devletten korkar oldu. Ak Parti bu ülkenin mağdurlarının sesi, temsilcisi
olarak iktidara geldi. 15 yıldır bu mağduriyet hikayesiyle engelsiz iktidar
oldu. Bugün devletin kendisi oldu ve diğer kesime mağduriyet yaşatıyor. Hem de
katmerli mağduriyet.
Mevcut,
halen geçerli Anayasamıza göre Cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım. Bir
parti ile bağı olamaz. Ama bizim Cumhurbaşkanı geldiği günden beri parti genel
başkanı gibi davranıyor. Ne anayasa, ne de bir yasa tanınıyor. Ülkede
olağanüstü hal ilan edilmiş, bir siyasi partinin genel başkanı, milletvekilleri,
belediye başkanları, il, ilçe başkanları hapiste. Devletin korkusu herkesi
sarmış. Vatandaş referandum anketlerinde korkusundan hayır vereceğini
açıklamaktan çekinir olmuş. Biz bu ortamda referandum yapıyoruz. Demokrasicilik
oynuyoruz.
İnsan
olmanın, Müslüman olmanın, vicdanlı olmanın kriteri adil olmaktan geçer. Bugün
siyasi alanda yaşadıklarımız kimin vicdanına sığar? Kimseye cevap vermeden,
herkes kendisi ile hesaplaştığında, bu yaşananlar için adil ve demokratik bir
uygulamadır diyemiyor. Ama yine de kendisini temsil ettiğini düşündüğü bu
iktidara itiraz edemiyor.
Bari bu
itirazınızı sandığa gittiğinizde yapın da gelecek kuşaklara karşı suçlu
olmaktan kurtulun. Zira sonrası geri dönüşü oldukça riskli bir yol.
Demokrasi
şekil olarak varken ve size son kez soruluyorken, kararınızı vicdanınızda
tartarak verin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder