29 Kasım 2017 Çarşamba

BEYEFENDİ BÖYLE İSTİYOR

Cumhurbaşkanı 28 Kasım Salı günü grup konuşması yapıyor. Dert yandığı konulardan biri de bürokrasi.
Diyor ki, “son zamanlarda öğrendiğim bir şey var. İşini iyi yapamayan birileri sürekli benim adımı kullanarak ‘beyefendi böyle istiyor’ diyerek oradaki işini kotarmaya çalışıyor. Kendi yapmadığını da ‘beyefendi böyle istiyor’ diye yapmıyor.  Devlette bürokratik oligarşi oluşmuş.”
“Ben bir bakanı, bir bürokratı arayıp direk bir şey istemiyorsam, benim böyle bir emrim, talebim yoktur.”
“Ben şimdi buradan açıkça söylüyorum. Ben bir şey istersem açar kendim söylerim. Aracı kullanmam. Senden birisi de benim adıma bir şey istiyorsa aç bana sor. Bakalım gerçekten ben böyle bir şey istemiş miyim?”
Bunu bu ülkenin en yetkili kişisi söylüyor. Cumhurbaşkanı, Saray, Külliye böyle istiyor diye işler yaptırıldığından şikayet ediyor.
Bu bir bakışta iyi bir şey gibi geliyor insanın kulağına. Öyle ya, bir ülkenin tek güçlü adamı bürokrasideki adam kayırmacılıktan şikayet ediyor. Cumhurbaşkanı bunu görmüş, duymuş ve rahatsız olmuş,  bundan da şikayetçi oluyor. Bundan halkın memnun olması gerekir diye düşünüyorsunuz.
Ama ben öyle düşünmüyorum.
Ben diyorum ki ülkede bütün işler kanun ve kurallar çerçevesinde yürümelidir. Öyle Cumhurbaşkanı öyle istedi diye, Bakan böyle istedi diye olmaz işler olura dönmemelidir. Tersi de olmamalı. Yani hukuk çerçevesinde olması gereken işler zaten yapılmalıdır. Bunu yapmayan bürokrat suç işlemiştir ve cezasını çekmelidir.
Ama Cumhurbaşkanımızın dediği bunlar değildir. Cumhurbaşkanı bunları uyarıyor.  Öyle birileri varsa, bunlar sana kadar gelmişse, neden bunlar cezasını çekmemiş, gereği neden yapılmamış diye yetkilisinden hesap sorulmalıdır.
Ülkeyi yöneten partinin, AK Parti’nin genel başkanı, bazı belediye başkanlarının istifa etmesini isterken de, yani onları görevden alırken de benzer bir yol izledi. İstifa etmek istemeyen belediye başkanları ne ile korkutuldu. Haklarında soruşturma açmakla. Hatta Balıkesir Belediye başkanı bizatihi tehdit edildiğini de söyledi.
Hâlbuki normal bir hukuk devletinde böyle işler olmaz, olamaz. Bir partinin belediye başkanını bizatihi genel başkan da belirlemiş olsa, onları halk seçtiği için, başkanı istifaya zorlamamalıydı. O ilin kaderi o partinin genel başkanının iki dudağından çıkacak cümlelere bırakılmamalıydı.
Eğer o başkanların suçları varsa içişleri bakanlığı haklarında soruşturma yaparlar. Zaten muhalefete ait belediyelerden müfettişler hiç eksik olmuyor. İktidar partisinin genel başkanı da memnun olmadığı belediyesini soruşturan müfettiş raporuna bakarak, suç işlenmiş ise gereği yasal olarak yapılmalıydı. O kişiler gidip hesap vermeliydi.
Ülkemizde işler hukuk ve demokrasi çerçevesinde yürümüyor. Bu yaşananlar bunu açıkça gösteriyor. Ülkede birçok işin “Beyefendi böyle istiyor” diye yapıldığını bizatihi en tepedeki yetkili söylüyorsa orada demokrasinin olmadığı da tescillenmiş oluyor.
Ama Cumhurbaşkanı bir algı yaratmak istiyor. Halk desin ki ‘bu ülkede adam kayırmacılık var, torpil var ama bu işler Cumhurbaşkanımın bilgisi dışında yapılıyor. Bak Cumhurbaşkanı da bundan şikayetçi.’ Bu algı tutar mı? Bu ülkede tutar.
Ülke beyefendinin istediği gibi yönetiliyorsa, ben sınav istemiyorum deyince sınav kalkıyor, ben bu başkanı istemiyorum deyince başkan, başbakan değiştiriliyorsa, o zaman herkes işini “beyefendi böyle istiyor” diyerek çözer.
Birçoğumuz unutmuşuzdur. Bir zamanlar yüce divanda yargılanmasını istenen dört bakan vardı. Bunlardan biri de Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar idi. Bayraktar bakanlıktan istifa ettiğini açıklarken bir televizyona yaptığı açıklamada şöyle demişti. “Ben suçluysam Başbakan da suçludur.. Ne yaptımsa Başbakanın bilgisi dahilinde yaptım. Hatta memleketin rahatlaması için Başbakanın istifa etmesi gerekir” demişti. Gerçi sonradan sular duruldu ve Bayraktar da özür diledi. Ama o bakanlar da yüce divana gönderilmedi, yargılanmadı. O günkü Başbakan, bugünkü Cumhurbaşkanı idi.

Yani “Beyefendi böyle istiyor” şifresi hem yeni değil, hem de çok boş gibi durmuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder