Beylikdüzü Belediyesi 10 Ocak Çalışan gazeteciler günü
nedeniyle 8 Ocakta bir toplantı düzenledi. Toplantıya bölgemizde hizmet veren
gazetecileri davet etti. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ile 50 ve 66 yıllık
gazetecilik yapmış iki duayen isim, Tufan Türenç ile Oktay Ekşi de bu
toplantıya davet edilmişlerdi. Bu gazeteciler, dünden bugüne Türkiye’de gazetecilikle
ilgili bilgilerini ve deneyimlerini paylaştılar.
Bölgemizdeki yerel gazetecilerin temsilcisi olan iki örgüt
temsilcisi; İstanbul Yerel gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Mert ve Yerel
Basın Birliği Derneği Başkanı Nezir Karayün de bu toplantıya katılarak birer
konuşma yaptılar.
Beylikdüzü Belediyesi toplantıyı Gürpınar’da bulunan Zübeyde
Hanım Kültür Merkezi’nde düzenlemişti. Öncelikle bu binanın hizmete alınışı ile
ilgili bir video izletildi. Bir mezbelelik haldeki binanın nasıl güzel bir
sosyal tesis haline geldiğini izledik ve takdir ettik.
Toplantının açılış konuşmasını Mehmet Mert yaptı. İkinci konuşmayı ise Nezir Karayün yaptı. Mert
konuşmasında “gazetecilerin hallerinden şikayet etmekten vazgeçip, bir araya
gelerek bir yayın çıkarmasını tavsiye etti. Gazetecilerin işsiz kalmalarının
sorumlusu olarak, bir nevi yine kendilerinin sorumlu olduğunu” söylemeye
getirdi. Karayün ise daha çok “yerel basının sürekli yerli ve milli bir duruş
sergilediğinden, 15 Temmuz hain darbe girişiminde yerel basının rolünden” bahis
etti. Zaten toplantıya katılan yerel gazetecilerin neredeyse hepsi aynı zamanda
gazete patronu idi.
Her iki yerel meslek örgütü temsilcisi de gazetecilik
yapmanın zorluğundan, gazeteciler üzerindeki baskıdan, mesleklerini yaptıkları
için halen hapis yatan 150 civarındaki meslektaşlarından hiç bahsetmedi. Ne
siyasi baskıdan, ne bağımsız gazetecilik, gerçek gazetecilik yapmanın
zorluğundan bahsedilmedi. Zira yerel gazeteciler arasında, (gazete sahipleri
dışında) gazetecilik yapıp, hayatını bu işten elde ettikleri maaşla geçindiren
kimse yok gibiydi.
Bu iki yerel meslek örgütü temsilcisinden sonra kürsüye
belediye başkanı Ekrem İmamoğlu geldi de hapisteki gazetecileri andı ve “En özgür ortamda mesleklerinizi icra etmenizi ve tutuklu
gazetecilerle ilgili yaşanan utanç duyduğumuz sürecin bir önce sona ermesini
diliyorum. Umuyorum ki başınıza hiçbir sıkıntının gelmediği, mesleki etik
kurallarına uygun bir biçimde mesleğinizi yerine getirdiğiniz günlerde bir
arada oluruz. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününüz kutlu olsun.” diye konuştu.
Belediye başkanının konuşmasından sonra üç duayen gazeteci
konuşmaya başladı. Ve dünden bugüne
gazeteciler üzerindeki baskılar hakkında ve özellikle günümüzdeki baskılarla
ilgili epeyce bilgi verdiler.
Tufan Türenç” artık özgür ve bağımsız bir habercilikten
bahsetmenin mümkün olmadığını” anlattı.” Öyle ki darbe dönemlerinde bile basın
üzerinde uygulanmayan baskıların bu dönemde uygulandığına dair örnekler” verdi.
” Bugün anlı şanlı TV kanalları canlı yayın yaparken bile
aniden yayını kesip Cumhurbaşkanı veya başbakanın konuşmasını yayınlıyorlar. Bu
öyle çok yapılıyor ki, artık gelenek oldu sanki. Bu kanallar keyfinden yapmıyor
bunu. Saray’dan gelen talimatla, baskıyla
yapmak zorunda kalıyorlar. Yoksa ağır cezalar, ağır bedeller ödetiliyor. “
Gerçekten milyonlarca insanın tepki duyduğu bu olayı ve
bütün televizyon kanallarında ve gazetelerde sürekli boy gösteren iktidarın
baskısını kimse dile getirmiyordu. Bu durum yerel basını etkilememiş ve
dikkatini çekmemiş olacak ki yerel temsilciler bundan hiç bahsetmedi.
Bugün basının “gazeteciler günü” olarak andığı, dünün
gazeteciler bayramı olarak kutlandığı, 10 Ocak çalışan gazeteciler günü, bu ülkede
darbe döneminde çalışan gazetecilere verilen bir haktır. Normalde 4 Ocak 1961
de verilen bu hak, dokuz gazete patronunun karşı çıkması nedeniyle bekletilip
10 Ocak 1961 de, 212 sayılı yasa ile yayınlanıp yürürlüğe girmişti.
Ve bir darbe dönemi olan 27 Mayıs 1961 de çalışan gazetecilere
getirilen bu basın bayramı, başka bir darbe döneminde, 1980 de kaldırılıyor.
Sonraki yıllarda bu bayram geri getirilemiyor, bugün “bir gün” olarak
anılabiliyor sadece.
Bu toplantıda duayen gazeteciler, yaşamış oldukları o süreci
de anlattılar. Ve bol bol Abdi İpekçi’yi rahmetle andılar. Çünkü bu günün
hayata geçmesi için Abdi İpekçi’nin çok emeği geçmiş. İpekçi, basın emekçileri tarafından kendisine
duyulan saygıyı, büyük çabası sonunda hak etmiştir.
Toplantıda Abdülhamit döneminde basındaki Jurnalcilerin çokluğundan,
tek parti döneminde kurulan Türk basın birliğine ve günümüzde yaygınlaşmış,
basının %80’ini kapsayan yandaş gazeteciliğe kadar her konuda bilgi verildi.
Basın Konseyi başkanı Pınar Türenç gazeteciliği zor ve
meşakkatli bir meslek olarak anlattı. Tamimiyle özveriyle yapılan bu mesleğin
çilesinden örnekler verdi. Halbuki bugün çoğunlukla geçerli olan, bu meslekten
para kazananların makbul, saygın gazeteci sayıldığıdır.
Kimi gazeteciler işadamına, yöneticiye haberleri ile şantaj
yapar, parasını alır, para kazanır. Kimisi
siyasilere ve yerel yöneticilere yaptıkları yandaşlıkla paralarını kazanırlar.
Halkın haber alma özgürlüğü mü; o başta çoğunluk gazeteciler
ve halk olmak üzere henüz çok kimsenin umurunda değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder