Ak Parti hükümetlerinin en fazla övündüğü işlerin başında
sağlık sisteminde yaptığı iyileştirmeler ve yenilikler geliyordu. Eski hükümetler döneminde hastanelerdeki
doktor ve ilaç kuyruklarını hatırlatıp, “şimdi öyle mi, telefonla 182’den veya
internetten hemen randevunu alıp, doktorunuzu seçebiliyorsunuz. İlaçlarınızı öyle hastanedeki ilaç kuyruklarında
beklemeden, istediğiniz eczaneden alabiliyorsunuz” söylemi ile propaganda
yapılıyordu.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, rakibi olan ana muhalefet partisi lideri
Kılıçdaroğlu’na bu konuda alabildiğine yüklenmektedir. Kılıçdaroğlu’nun SSK
genel müdürü olduğu dönemde hastanelerde bu kuyrukların olmasından onu sorumlu
tutmakta, onu SSK’yı batırmakla suçlamaktaydı. Sanki kendileri döneminde sağlık
sistemindeki iyileşmenin mimarı siyasi iktidarları değil de SSK genel
müdürüymüş gibi, o dönemdeki başarısızlıktan genel müdür Kemal KIlıçdaroğlu’nu
sorumlu tutuyor.
Neyse biz gelelim sağlık sisteminin bugün yeniden SOS
vermesi konusuna.
Hani internetten veya 182’yi arayıp doktor seçip randevu
alıyorsun ya. Bilmem iktidardakiler ve yakınları son zamanlarda hiç bu yolla
hastanelerden randevu aldılar mı?
Muhtemelen almamışlardır. Zaten iktidara yakın olanların bu
tür zahmetli işlerle uğraşacaklarını da pek sanmıyorum. Zira bütün kapılar
onlara otomatik açılır. Parası olanlar sağlık sorunlarını, anlı şanlı özel
hastanelerde çözmeyi tercih ederler.
Ama biz bu yazıyı yazıyoruz ya; Onlardan birileri denesin
bakalım devlet hastanelerinden randevu alabilmeyi. Bakalım kaç gün sonraya
randevu alabiliyorlar. En basit bir muayene için kaç gün sonrasına randevu
veriliyor bir görsünler.
Bazı sağlık sorunları için aylar, hatta yıl ve yıllar
sonrasına randevu bile veriyorlar. Birçok hasta randevu verilecek o uzak tarihe
kadar ağrılar içinde kıvranacak.
İster 182 den, ister internetten randevu almaya kalkın, öyle
kolay randevu alma dönemi bitmiş. Hani bir gazete haberi vardı, randevu
alabilmek için 6 ay uğraştı” diye yazıyordu. Bir başka haberde 1 yıl sonrasına
ultrason randevusu, uyku testi için 27 ay sonrasına randevu. Diş teli sırası 6
yılda geliyor. Randevular aylar sonrasına veriliyor. O da yetmezmiş gibi muayene
vaktinde de içeri almıyorlar, saatlerce sıra beklemek zorunda kalınıyor. Doktor
kapısında kavgalar yaşanırken, öğlen yemeği yemeye fırsat bulamadan çalışmaya
devam eden doktorlar var.
Ben Liseye giden çocuğum için Beylikdüzü devlet
hastanesinden, internetten randevu alayım dedim. Ancak sistemden Beylikdüzü
hastanesi çıkmıyor. 182’yi aradım, bir
dahiliyeden, bir de Kulak burun boğaz doktorundan randevu istedim. Birine 19,
diğerine 20 gün sonrasına randevu alabileceğimi söylediler.
Yani öyle hemen 20 gün sonrasına randevu da vermiyorlar.
“Siz birkaç gün sonra yine arayın o zaman bu tarihe randevu alabilirsiniz”
dedi.
Ben telefondaki kızcağıza anlatmaya çalıştım; İyi de birkaç
gün sonra aradığımda yine bu tarihe randevu alamayacağım ki, daha ileri bir
tarih söyleyeceksiniz. Zira bu sürede başkaları da randevu isteyecek ve o
tarihler dolmuş olacak. Söylediğiniz tarih boş olarak beni beklemeyecek ki.
182 personeli, “haklısınız ama benim yapacağım bir şey yok”
diyebildi, sesini kısarak.
Telefonu kapattıktan sonra kendi kendime söylendim, hani
sağlık sisteminde devrim yaptık diyorlardı. Hani sağlık sitemi bu hükümetin en
iyi yaptığı işlerin başında geliyordu?
Benim çocuk okula gidiyor, yani hafta sonu devlet hastanesi doktoruna
götüremem. Onların vereceği tarihe kadar çocuk baş ağrısı çekecek. Haa aile
doktoru derseniz bu sorun uzman dokturun bakması gereken bir sorun
Üniversite hastaneleri derseniz onların hali içler acısı. Sayıştay
rapor hazırladı, bu rapora göre “üniversite hastaneleri iflasın eşiğinde.” Sadece Çapa hastanesinin borcu 500 milyon TL.
Böyle borcu olan 43 üniversite hastanesi var. SGK bu hastanelere paralarını
ödemediği için bu hastaneler iflasın eşiğine gelmişler. Yani SSK da kötü
durumda zira üniversite hastanelerinin alacağını ödeyemiyor.
Bunları hükümeti eleştirmek için söylemiyorum. Gerçekten
sağlık sistemi tıkanmaya başladı. Bu sorun öyle yeni hastane binaları yapmakla
çözülmüyor. Hele hastanelerin özele kiralanması anlamına gelen şehir
hastaneleri sistemi, bu işin iyice tıkanmasına neden olacak. Hastaların
cebinden sağlık için çıkacak paralar vatandaşın canına tak edince o zaman
sesler daha çok yükselecek. Zira şehir hastaneleri ücretli sistem olacak. Özele
kiralanacak hastaneler sistemi olacak. Ha bire hasta sevkleri yapılacak. Mevcut
devlet hastaneleri kapatılacak ki o şehir hastanelerine müşteri gitsin. Onlara
yeterli müşteri gitmez ise, yani müşteri sayısı azalırsa tıpkı köprülerdeki
gibi devlet onlara para ödemek durumunda kalacak. Bir taraftan cebinden fazla
para çıkacak vatandaşın isyanı, öte yandan sağlık hizmetinden yararlanacak hasta
sayısının düşmesinden dolayı devlete pahalı gelecek bir sağlık sistemi olacak.
Sağlıkta
Dönüşüm programı hastaları olduğu kadar hekimleri de isyan ettiriyor. Kamu hastanelerinde
bitmek bilmeyen kuyruklar, hastalardan alınan katkı-katılım paylarına her geçen
gün bir yenisinin eklenmesi, performansa dayalı ödemelerin nitelikli sağlık
hizmetini ortadan kaldırması gibi pek çok faktör sağlıkta gelinen noktayı da
gözler önüne seriyor. Yani sağlık sisteminde imdat sesleri yükseliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder