Önceki
yazımda Beylikdüzü’nde trafik sorununu anlatırken Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu’nun belediye meclisindeki konuşmasını aktarmıştım. Beylikdüzü metro
ihalesinin sürekli ertelenmesinin nedeni olarak “Kanal İstanbul projesi
güzergahının netleşmemesinin gerekçe gösterildiğini” söylemişti.
Bir de
“trafik sorununu çözmek için Büyükşehir ve ilgili ilçe belediyeleri birlikte
çözüm aramalı, çözümü sağlayacak kararları istişare ederek almalılar. Biz
Büyükşehirle bunu yapıyoruz ama uygulamaya gelince Büyükşehir buna pek uymuyor”
demişti Ekrem İmamoğlu. Yazının devamında yazdığım sorunların daha doğru
şekilde ve hızlı olarak çözülebilmesi için buna acil ihtiyaç olduğunu yazımın
başında söylemek istiyorum.
İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığından Kadir Topbaş’ın gönderilmesinden sonra
yerine getirilen Mevlüt Uysal yönetimi, ihalesi yapılmış 6 metro projesinin
(toplam ihale bedeli 12 milyar 859 milyon 636 binTL) sözleşmesini fesih etmek
için ilgili firmalara yazı göndermiş. Zaten daha önceden çıkan haberlerde
İstanbul metroları darboğazda, metro inşaatlarında işten çıkarma haberleri
basında yer almıştı.
Anlaşılan o
ki ülkenin ekonomik sıkıntıları belediyeleri de vurdu. Onlar da kemer sıkma
politikası uygulayacaklar. Ancak İstanbul’un trafik sorunun bir an önce çözülmesi
gerekir. Bu sorunu ancak raylı sistem çözer. Öyle yollar, köprüler yapmakla
çözülecek gibi değil. Zaten yüz yıl geç kalmışız metroyu yapmakta, şimdi de yapılacaklar
iptal ediliyor. Yapılması planlananlar unutulacak demektir.
Kanal
İstanbul hayalinin ertelettiği İncirli Beylikdüzü metrosu hayal oldu. Büyükçekme,
Beylikdüzü Esenyurt, Avcılar, Küçükçekmece Bahçelievler ve Bakırköy halkı
Metrobüse talim etmeye devam edecek.
Metrobüs
ulaşımı bu ilçeler için geçici olarak işe yaradı. Çünkü gereksiz yatırıma rağmen başladığında
güzel bir uygulamaydı. Ama aslına
bakarsanız yapılan yatırıma değmedi. Biz o gün de yazdık, çizdik söyledik ama
dikkate alan olmadı. Bizatihi Ulaşım Daire başkanlığında yetkililere anlatmıştık,
metrobüsün çözüm olmayacağını. Bu projeye harcanacak para ile metroya yatırım
yapılmalıdır. Bir yıl gecikmeli de olsa metro çalışmasının başlatılmasını
savunduk. Metro projelerini alıp sergiledik. Sanki ihale edilecek gibi de oldu
ama tamamen siyasetçilerin bastırmasıyla alel acele metrobüs projesi uygulandı
ve metro beklemeye alındı. Şimdi metrobüs derde deva olamıyor. İnsanlar, insan
gibi taşınamıyor. İnip binme çile dolu, yolculuk işkence gibi.
Metrobüs duraklarına
adım atmak bile başlı başına bir işkence. O
daracık turnikelerden aynı anda yüzlerce insanı geçmeye zorlamak, 'cezaevinden
kaçış' sahnelerini hatırlatan film kareleri gibi. Bu bir parça da utanç sebebi
aslında. Tükenmişliğin, uykusuzluğun, çaresizliğin yolculuğa çıkmış hâli gibi metrobüsler.
Özel paralı üniversitelerin topraktan biter gibi
çoğaldığı İstanbul’da, bu okullara gidecek öğrencilerin sevkinde mecburi
işkence evi olmuş metrobüsler.
Bu şartlarda
artan yolcu talebini karşılamak için sefer sayıları artırıldı. Daha çok
miktarda otobüs çalışmaya başladı. Metrobüs duraklarında yığılan yolcuları
taşımak, hele sabah ve akşam saatlerinde pek mümkün olmadı. Metrobüs
yolculuğunda bir çok trafik kazası da yaşandı. Kah metrobüsler çarpıştı, kah
özel araçlar metrobüs yoluna daldı. Geçen yılın 11. Ayına kadar yaşanan 32
kazada 9 kişi öldü, 68 kişi yaralandı. Yani metrobüs çok güvenli yolculuk
sunamadı.
Hal böyle
iken Kasım ayında açıklandı ki, işkence dolu bu güvensiz metrobüs yolculuğu bu ilçelere yetmezken,
Büyükşehir Belediyesi metrobüs hattını Silivri’ye kadar uzatacakmış. Büyükşehir
çilenin dozunu artırmayı ve çile çeken insanların sayısını artırmayı kafaya
koymuş. Allah yardımcımız olsun.
Beylikdüzü
Söğütlüçeşme arasında yaklaşık 50km’lik yolda, 1.5 saatlik yolculukta
metrobüsler ful çakılı gidiyor. İnsanlar sırt sırta, göbek göbeğe yolculuk
yapıyor. Nefes almanın bile güçleştiği, balık istifi yolculuk az geliyor olmalı
ki buna yaklaşık 40km yol daha ilave edilmek isteniyor.
Bu nasıl bir
mantığın ürünü anlamak gerçekten zor. Büyükçekmece ve Silivri halkı için cazip gibi
gözükse de, metrobüs onların sorununu çözemeyecektir. Sorunun çözümü raylı
sistemdir.
Bu kadar yol
yapıp yeni otobüsler alıp insanları metrobüste işkence yapmak yerine neden
raylı sistem yapmaktan kaçınılıyor anlamak zor. Merkezden çevreye ulaşımın en
hızlı ve en güvenli yolu raylı sistem iken biz neden lastikli kara yolu taşımacılığını
tercih etmek zorundayız?
Bir çekici
ve onlarca vagonun taşıdığı, binlerce insan daha güvenli, daha ekonomik
yolculuk yapacak. Bunu düşünmek bu kadar zor olamasa gerek. Ya da tersini yapıp
her açıdan maliyetli ve sorunlu olanı tercih etmek kime ne kazandırıyor?
Ama öyle
anlaşılıyor ki vatandaş bizatihi talepte bulunmazsa, doğrunun yapılması için
baskı yapmazsa bizim yöneticiler, belediyelerimiz yanlışı tercihte ısrar
edecekler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder