Bu yazıyı, her ne pahasına olursa olsun başbakanı ve
hükümeti savunanlar için yazmak istedim. Gerçekten siyasetçilerin sıkıştıkça
neler yaptığını, neler söylediğini göstermesi açısından önemlidir. Ve bu da,
işe yaramasa bile benim çığlığım, benim seslenişim olsun istiyorum.
TUSİAD başkanı Muharrem Yılmaz kendi camiasına
yönelik bir konuşma yaparken, "hükümetin şirketlere yönelik uyguladığı
baskılara" dikkat çekmiş.
Bazı şirketlere yönelik aylardır süren
incelemelerden sonra birkaç yüz milyon liralık cezalar kesildi. Bu durumu da
aslında kamuoyu yakından biliyor. Gezi olayları sırasında eylemcilere destek
verdiğini düşündüğü şirketlere yönelik bir vergi incelemesi başlatıldı. Bunun
sonucunda da geçtiğimiz günlerde bu şirketlere yüklü cezalar kesildiği görüldü.
Bu yetmiyor gibi şimdi de Cemaatle hükümet arsındaki
kavgadan dolayı hükümet, HSYK ile ilgili yeni kanun maddeleri hazırladı ve
mecliste görüşülüyor. Bu maddelerin kesinleşmesiyle birlikte adalet ve hukuk
sistemi tamamen yürütmenin kontrolüne girecek. Böylece yargının hiçbir yerinde
kendisine yönelik soruşturma açılamayacaktı. Bunu da sadece TUSİAD veya biz
değil, sağır sultan bile duydu, biliyor. Başbakanın son Avrupa gezisinde de,
kendisine en çok eleştiri getirilen konu bu oldu. Nitekim Başbakan gelir gelmez
bu kanunla ilgili birçok maddeyi geri çekme ve askıya alma gibi geri adım
sayılan hamleleri de yaptı.
Hükümetin öteden beri tavrını biliyoruz. Ülkede
yaşayan her şirketi, her kurumu kendi yanında görmek istiyor. Daha önce
başbakan çok net olarak söylemişti zaten, "taraf olmayan bertaraf
olur" diye.
TUSİAD kendi üyelerine, hükümet tarafından
yöneltilen ve bir baskı aracı olarak uygulanan bu cezalardan şikayet ediyor.
Diyor ki, "bir ülkede hükümet şirketlere bu kadar ağır cezalar uygularsa
bu ülkeye yabancı sermaye gelmez."
Muharrem Yılmaz, içinde yabancı şirketlerin de üye
olduğu bir kurumun başkanı ve kendi üyelerinin şikayetlerini, sorunlarını dile
getiriyor.
Bizim başbakanımız hiç sessiz kalır mı, daha önce
örneğini defalarca yaşadığımız gibi çıkıyor kürsüye ve başlıyor tehdide;
"Bu ülkeye, bundan dolayı yabancı sermaye gelmez diyen TUSİAD başkanı
vatan hainidir."
"Bu ülkenin yargısına paralel devlet hakim iken
neden sesiniz çıkmıyordu? O zaman iyi kazanıyordunuz. Şimdi sesinizi niçin çıkarıyorsunuz?
Madem siz bize bunları söylüyorsunuz bakın bundan sonra biz size neler
yapacağız?"
Hangi ülkede bir işadamları örgütü bir soruna dikkat
çekti diye vatan haini ilan edilir? "Bakın bundan sonra biz size neler
yapacağız" diyebilir?
Allah aşkına, insanlık aşkına, vicdanlar aşkına söyleyin;
bu sözleri söyleyebilen bir başbakan ülkesine nasıl güzellikler, iyilikler ve
huzur getirebilir?
Her itirazı olan vatandaşı tehdit eden bir başbakan
kime nasıl güven verebiliyor?
Bu başbakan sizlere nasıl bir güven veriyor ki,
sizler halen bu başbakandan güzel ve tarafsız bir çalışma bekliyorsunuz? Bu
başbakanın halen bu ülkede yaşayan herkesin başbakanı olabileceğini
düşünüyorsunuz?
Bu ülkede hiç bir kimse, kurum veya şirket, dernek
veya işadamı örgütü, hükümetin hiçbir uygulamasından şikayetçi olamayacak mı? Olunca
vatan haini mi olacak?
Hükümetin alternatifi yok! diye bir ülkenin
başbakanı bu kadar tehditkar ve öteleyici olabilir mi?
Bu ülkede birçok gazeteci bu yüzden işinden oldu.
Birçok basın yayın şirketi el değiştirdi. Birçok kesim sustu, susturuldu. Bütün
bunlar yetmedi, şimdi arada sırada çıkan
bir itiraza bile tahammül edilmiyor.
Burada mesele TUSİAD'ı savunmak meselesi değildir.
Mesele bu ülkede kaybolan demokrasi, insan hakları, özgürlük sorunudur.
Normal ülkelerde bir işadamı örgütünden eleştiri
geliyorsa, o ülkenin ekonomiden sorumlu yetkilileri gider, o işadamları örgütü
ile konuşur, endişeleri gidermeye, yanlış anlamaları düzeltmeye, kendi yanlışlarını
düzeltme yoluna gider.
Bir ülkede başbakan,"her şeyi ben bilirim, en
doğrusunu ben yaparım, kimse bana itiraz edemez, bak ananızı bellerim"
türü sözleri bu kadar rahatlıkla söylüyorsa, o ülkeden gerçekten korkmak
gerekir.
Ben geçen günkü yazımın başlığını "Endişe
duymamak mümkün değil" diye yazmıştım.
Gerçekten sizler endişe etmiyor musunuz? Gerçekten
bu ülkede herkesin güven içinde yaşadığını, yarınlarına güvenle baktığını
düşünüyor musunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder