Dokuz ocak pazartesi TBMM’sinde Anayasa değişikliği
görüşmeleri başladı. Bir gün öncesinde Başbakan Binali Yıldırım Irak gezisinden
döndü ve kameralar karşısına geçti.
Gazeteciler kendisine sordular. CHP, meclisteki görüşmelerde
çok konuşacak ve süreyi uzatmaya çalışacak. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başbakan cevap veriyor; “Bizim de kendimize göre bir stratejimiz
var. Biz tam bir savunma taktiği uygulayacağız. Mümkün olduğu kadar kısa sürede
bu tartışmaları bitireceğiz ve referandumun 2 Nisan’da yapılmasını
sağlayacağız” dedi.
Açıklamadan görüldüğü gibi mesele bir ülkenin geleceğini
belirleyecek olan anayasa değişikliği yapılırken amaç, milletvekillerinin
bilgilenmesi değil. Amaç çarçabuk bu işi kotarmak, meclisten geçmesini
sağlamaktır.
Milletvekillerinin bilgilenmesini istemeyenler halkın
bilgilenmesini isterler mi? Böyle bir ihtiyaç hissedeler mi?
İyi de niye?
Neden Ak Parti böyle davranmayı gerekli görüyor?
Madem halka güveniyoruz. Madem milli irade bu kadar önemli
niçin milli iradenin doğru ve sağlıklı tecelli etmesi için halkı doğru
bilgilendirmekten kaçıyoruz?
Şimdi bir de yeni bir durum oluştu. Çıkarılan yeni KHK ile
yeni seçmen yaratılmaya çalışıldığı söyleniyor. CHP
Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, KHK
ile getirilen düzenlemeyle yurt dışında adres kaydı yapmayan 1 milyon seçmenin
oy kullanmasının önünün açıldığını belirterek, “Şimdi adres bildirimi yapmadan
oy kullanma getiriliyor. Bu kontrolsüz bir hale getirir, mükerrer oy
kullanmanın önü açılır. Sandık güvenliği ortadan kalkar. Seçim yasalarında
yapılan değişiklikler 1 yıl içinde gerçekleştirilen seçimlerde uygulanamaz.
Ancak hukuk dolanılarak bu yapılmaya çalışılıyor” dedi.
Pazartesi günü, yani bu
anayasa değişikliğinin mecliste görüşüleceği gün, Barolar Birliği ve CHP
milletvekilleri bu anayasa değişikliği teklifi ile ilgili açıklama yapmak için TBMM
önünde toplandılar. Hükümet bunların üzerine biber gazı ve tazyikli su
sıktılar. Yani ülkenin anayasası değişiyor ve bununla ilgili iki önemli kurum,
biri hukuku savunmakla görevli kurum olan Barolar Birliği, diğeri ülkenin ana
muhalefet partisi milletvekilleri düşüncelerini açıklamak, bu değişiklikle
ilgili halkın dikkatini çekmek istiyor ve iktidar bunlara biberli gazla,
tazyikli su ile tomarla saldırıyor. Biz de bu ülkede demokrasi var diyerek
kendimizi kandırıyoruz.
Bu ülkede yaşayan bir
yurttaş olarak bu yaşananlardan, yapılanlardan rahatsızlık duyuyorum. Hepimiz
bu ülkede yaşıyoruz. Gidecek başka bir yerimiz yok. Burada yapılacak yanlışlar
geleceğimizin iyi ya da kötü olmasını belirleyecek.
Burada futbol takımı tutar
gibi siyasi parti tutmanın bizi nerelere götüreceğini herkesin görmesi gerekir.
Benim partim, benim liderim yanlış yapmaz diye bir şey söz konusu olamaz.
Herkes insan, insan şaşar. İnsanlar şaştığı zaman yaptığı hata kendisini bağlar
ama o şaşan insan ülkeyi yönetiyorsa bunun bedelini toplum olarak, ülke olarak
hepimiz öderiz.
Anayasa yapılması gibi
önemli bir konu oldubittiye getirilmemeli. Lütfen her bir ferdimiz bunu iyi
görsün.
Bu anayasa meclisteki
komisyona gelmeden birkaç kişi arasında hazırlandı. İktidar partisinin 316
milletvekili daha bu anayasa değişikliğini görmeden, okumadan imza attılar. Bu
doğru değildi. Daha sonra komisyonda tartışılırken metin hakkında bilgi sahibi
oldular ve bazı değişiklikler talep ettiler.
Şimdi mecliste görüşülecek
ve siyasi partiler sözde bu konuda grup kararı alamıyor. Grup kararı alamıyor
ama AK Parti Genel Başkanı grubu topluyor anlatıyor. Neyi anlatıyor. 316
kişinin firesiz evet demesini. Sonra da açıklama yapıyor “bizde fire olmaz”
diye.
Böyle önemli bir konuda 316
vekilin aynı düşünmesi pek mümkün değil. Bu CHP ve MHP de gözüküyor.
Lütfen dikkat! Bu bir
futbol maçı değil. Kendi takımımızın kazanması için atmasın yürekleriniz. Bu
sizin, bizim, hepimizin geleceği. Ve meclisten geçerse bu değişiklik, yarın
bize, halka sunulacak.
Lütfen iyi okuyun.
Yapılacak bu değişikliklerden sonra yönetim biçimi nasıl olacak? Bugüne kadar
yapılan yanlışlardan sonra bir doğru oluşabilir mi?
Milletvekilinin, halkın
bilgilenmesini engelleyerek, onların özgürce karar vermesini engelleyerek
getirilen anayasa değişikliği halkın lehine olabilir mi?
Bir türkü diyor ki; “ince
ince bir kar yağar, fakirlerin başına.”
Ama bu anayasa ile ince değil kalın bir örtü geliyor hak ve
özgürlüklerin üstüne.
Son pişmanlık fayda etmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder