8 Kasım 2014 Cumartesi

BEYLİKDÜZÜ B. MECLİSİ KASIM AYI TOPLANTISINDAN NOTLAR

Beylikdüzü Belediye Meclisi toplantısı ayın üçünde ve altısında olmak üzere toplantılarını yapıp bitirdi. Bu toplantılardan bazı notlarımızı sizlerle paylaşmak istedim.
Meclis toplantı gündem maddelerinin bazılarında Beylikdüzü halkı için çok önemli bilgiler var. Bunları aslında yazı dizisi haline getirip tefrika şeklinde yayınlamak gerekir. Zira kimlerin şirketlerine ne ihaleler verilmiş ve ortaya nasıl rakamlar çıkmış, bunlar dudak uçuracak cinsten.
Öncelikle bir şeyi belirtmem lazım. Bu maddeler görüşülürken AKP grup sözcüsü Mücahit Birinci sık sık meclisin gerilmesine neden oluyor. Zira yerli yersiz  hemen her söze müdahale ediyor. TBMM’nde de sık sık gördüğümüz gibi Beylikdüzü Belediye Meclisi de sık sık gerginlik yaşanıyor. Halbuki herkes konuşmacının hakkına saygı gösterip, kendisi de söz alıp konuşsa ve konuşmacı dinlendikten sonra cevap verilse çok daha yararlı olacak.  Zira hem çok çirkin bir görüntü oluşuyor ve hem de oluşan kargaşadan dinleyiciler de konuşulanları pek anlamıyor. Yani öncelikle konuşan meclis üyelerine saygı gösterilmesi en çok azınlık olan meclis grubunun işine yarar. Zira yararlı gördüğü eleştirileri anlaşılmış olur. Oysa şimdi söyleyecek sözü olan bir grup liderinden ziyade meclisi geren bir grup lideri portresi ortaya çıkarıyor.
Zaten bu ülke yeterince gergin. Belediye meclisini germek, hem de lüzumsuz şekilde germek başta Beylidüzü’ndeki muhalefet, ülkedeki iktidar partisi grubuna yakışmıyor.
Hükümetin icraatları eleştiriliyor diye kıyameti koparmak yerine, cevap hakkını kullanıp o icraatların doğruluğunu izaha çalışmak daha doğru olur.
Acizane önerimiz; Mücahit Birinci yeni meclis üyesi seçilmiş genç bir politikacı. Mesleğinin avukat olması çok konuşmasını açıklasa da doğru zamanda ve öz olarak konuşması daha yararlı olur. Hem kendi grubu için, hem belediye meclisi için, hem de Beylikdüzü için.
Biz meclis gündemine dönecek olursak; Adnan Kahveci mahallesinde 634 ada 4 ve 6 nolu parseller cami yapılmak üzere (madde dini tesis yapılmasıydı. CHP grup sözcüsü ısrarla ‘cami yapılmak üzere’ eklenmesini sağladı) bedelsiz olarak 25 yıllık süre ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edildi. Ebru Habip’in önerisi ile arsa üzerinde hacizler varmış. Belediye bir an önce bu hacizleri kaldırsın ve arsa sorunsuz teslim edilsin.
Bu arsa 25 yıllığına tahsisi edildi ya, arsaya bir iki yıl içinde bir cami yapılacaktır. 3 – 5  yıl da inşaatı sürecektir. Geri kalan yirmi yıl hizmet verdi.  Bu tahsisin süresi doldu, ne olacak?
Cami belediyeye mi iade edilecek?
Buradaki amaç; eğer 25 yıl süreyle cami yapılmaz ise arsanın geri alınmasını kapsıyorsa, bu ülkede camilerin yapılması öyle uzun sürmüyor ki tahsiste böyle bir süre konulsun. Mesela hastane yapımı için tahsis edilen arsalarda tahsis süresi içinde yapılmadığı çok oluyor ve arsa belediye geri alınıyor. Bunu Beylikdüzü’nde de yaşadık. Ancak Cami yapımı için ayrılan hiçbir parselin, cami yapılmadığı için geri döndüğünü ben bilmiyorum.
Belediye meclis gündeminin 5. Maddesi; plan sonucu oluşan artık parsellerin satılması yetkisinin Encümene ve belediye başkanına verilmesi konusuydu. Ebru Habip buna itiraz etti. “Parsel numaraları ve rayiç bedelleri belirlensin sonra yetki size verilsin” dedi.
Buna da “zaten artık parseli ancak yanındaki parselin sahibine satabilirsiniz. Başka biri gelip bu küçük parseli almaz. Zaten bir nevi yanındaki parsel sahibine zorla satıyoruz” denilerek cevap verildi.  Madde oy çokluğu ile kabul edildi. Ancak belirtmek gerekir ki bazen plan sonucu kayda değer büyüklükte, kıymetli parseller de oluşuyor.
Gündemin 7. Maddesi “İçkili yer bölgesi tespiti idi. Konu; Beylikdüzü’nde sanırım 18 caddenin      ( 6 sokak, 10 cadde, 1 bulvar, 1 liman ve + 4 noktada) içkili bölge olarak tespitini kapsıyordu. Bu maddeye AKP’li meclis üyelerinin itirazı fazla oldu. Anayasanın 58. Maddesine atıfta bulunuldu. “Devlet gençleri alkolden korur maddesi var. Siz buna aykırı davranıyorsunuz. Beylikdüzünü meyhaneye çevireceksiniz. Siz evinizin altında meyhane ister misiniz? Niçin Beylikdüzü’nü sarhoşlarla doldurmak istiyorsunuz” diye birçok eleştiri getirildi.
Anayasamızın 58. Maddesi’nin A bendi “Gençliğin Korunması” başlığını taşıyor ve şöyledir: ”Devlet İstiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
Ülkede 12 yıldır iktidar olan AKP insanların yaşam biçimine çeşitli şekillerde müdahale ediyor. AKP’liler de Anayasanın bu maddesinin tamamına sadık kalınması için bir çaba içinde değiller. Sadece bu maddenin son bölümüyle ilgilenmelerinin sebebi de toplumun yaşam biçimine müdahale amacı taşıyor.
Anayasanın hiçbir maddesinde insanların özgürlükleri kısıtlanır denmiyor ama bu ülkede birçok özgürlük kısıtlanıyor. Bu madde de “nasılsa kimse açıktan alkolü savunamaz” uyanıklığı var. Bir ülkede alkollü yerler çok yaygın olduğu için alkolikler artmaz. Eğitim ve bilinç düzeyi düşük olduğu için alkoliklik ve bilumum kötülükler çoğalır. Dini hassasiyetlere önem verildiği kadar bilimsel hassasiyetlere önem verilseydi biz bugün bunları konuşan bir toplum olmazdık.
Ben çok alkol kullanan biri değilim. Ancak bir misafiri ile, arkadaşı ile insanların gidip iki duble şarap içeceği yerlerin olmasıyla da bu ülke alkolik olmaz.
Partilerin genel politikaları burada öne çıkıyor. Halka da, “bakın bunlar bütün Beylikdüzü’nü alkollü mekanlarla dolduracaklar” demek çok doğru değildir. Ayrıca geçtiğimiz dönemden meclis üyesi olan Mülayim Demirtaş, geçen AKP’li belediye döneminde de Beylikdüzü’nde yeni içkili bölgeler belirlendiğinin altını çizdi. Kimse bu sürede o günkü belediyeye benzer suçlama getirmedi.

Diğer gündem maddelerini bir sonraki yazımda yazacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder