Yalova’da Kara Yolları tarafından yapılacak köprülü kavşak
yapımı için, Kara Yolları'nın dayatması ile oldukça büyük çınarların da olduğu
çok sayıda ağaç kesildi. Muharrem İnce’ye göre 18 ağaç, kimine göre 150, kimine
göre ise 223 ağaç kesilmiş.
Öncelikle bilmemiz ve üzerinde hemfikir olmamız gereken şey,
her halükarda ağaç kesmenin yanlış olduğudur. Kim tarafından ve niçin yapılırsa
yapılsın ağaç kesmek de bir cinayettir. İnsanın yaşaması için doğaya ve yeşile
ihtiyaç vardır. “Doğa bize atalarımızdan miras kalmadı. Gelecek nesillere
sağlıklı bir şekilde devredebilmek için bize emanet edildi.” Dolaysıyla bizim
de doğaya saygılı olmamız gerekir. Yani bu emanete hıyanet etmememiz gerekir. Hele
50, 100 yıllık ağaçları kesmenin savunulacak bir tarafı yoktur.
Bu genel doğruyu hemen herkes kabul eder ama herkes de kendi
hesabına göre doğru ve yanlışlar yaratır. 6000 Zeytin ağacının kesilmesine ses
çıkarmayanlar, yasal altyapısı tamamlanmadan ağaçların kesilmesine seyirci
kalanlar bile Yalova'daki ağaç kıyımına gürlediler. Üstelik 'Gezici'leri Yalova’ya sessiz kalmakla suçladılar.
Ülkenin her deresine birkaç termik santral yapmak için,
bilmem ne madeni çıkartmak için doğayı hunharca katlediyoruz. Ve burada
sorumlulukları olanlar hiçbir şekilde doğayı da gelecek nesilleri de
düşünmüyor.
AKP Yalova İlçe Başkanı bile “bu ağaçların kesimini Kara Yolları istedi. Ağaç kesimi kaçınılmazdı” diyerek buradaki ağaç kesimini
normal karşılarken, aynı partinin faklı düzeylerdeki temsilcileri siyasi
hesaplaşma adına veryansın ediyor.
Önce bilmemiz gereken Yalova’da ağaç kesilen alan bir park
değil. Tarım alanı değil. Yol kenarındaki alanlarda bulunan ağaçlardır. Yani
burada bir yeşil alan talanından, parkın yok edilmesinden, yeşil alana bir AVM
veya benzer bir şehir tüketim merkezi yapılmasından söz edilmiyor. Yeşil alan
yok edilip bir termik santral yapılmıyor. İnsanların trafikte takılmaması, daha
rahat yaşaması için köprü yapımı amacıyla kesilmiştir. Sayısı eğer 18 ise bu
iki üç ağaç kesimi ile belki atlatılabilirdi. Demek ki bu projeyi çizen
mühendisler bu çizimi, alanı gezerek ve alana uygun biçimde yapmamışlar.
Bu, o mühendislerin, Kara yolları kurumunun hatasıdır.
Kara yolları hata yaptı diye belediye de aynı yanlışa devam
etmemeliydi. Belediye dediğin kurumda da mühendisler var. Bu projeyi görüp
incelemeli ve doğru uyarıları yapmaları, yanlıştan dönülmesini sağlamaları
gerekirdi. Anlaşılan bu kontrol da yapılmadığı için belediye, gelen projenin
olduğu gibi uygulanması için o güzergahtaki ağaçların kesilmesini buyurmuşlar
ve işçiler de gerekeni yapmış.
Bu ülkenin temel sorunu bu zaten. Kimse gerekli
sorumluluğunu yerine getirmiyor. Ortaya yanlış çıkınca da herkes birbirini
suçlayacak ortamı buluyor. Yani siyasi olarak herkes kendine rant yaratmaya
çalışıyor. Halbuki çevre, doğa siyasete malzeme edilmeyecek kadar kıymetlidir.
Yanlışı kim yapmış olursa olsun bunun hesabı verilmelidir. Mesela bu projeyi
çizen mühendisler neden alanı görüp, alana özel bir proje çizmediler?
Neden buradaki ağaçları dikkate almadılar?
Belediyede, bu ağaçları “kesin” emrini verenler, neden bu
emri vermeden önce alanı inceleyip burada ağaç kesilmeden veya en az ağaç
kesimi ile projenin uygulanıp uygulanmayacağına dikkat etmediler?
Elbette sadece bunlar suçlu değil. Bizler toplum olarak hepimiz
suçluyuz. Her birimiz kendi alanımızda işler yaparken bu kadar duyarlı mıyız?
Yanımızda, çevremizde yaşanan bu tür olaylara ne kadar
duyarlıyız?
İğneyi biraz da kendimize batıralım. Herkes kendi yanlışını
ve kendi yandaşının yanlışını görmeli. Elbette suçlamak için gerekçe yaratma
amacı gütmeden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder