30 Kasım 2014 Pazar

SORUN AĞAÇ KESİMİNDEN ZİYADE, ZİHNİYET MESELESİ


Yalova’da Kara Yolları tarafından yapılacak köprülü kavşak yapımı için, Kara Yolları'nın dayatması ile oldukça büyük çınarların da olduğu çok sayıda ağaç kesildi. Muharrem İnce’ye göre 18 ağaç, kimine göre 150, kimine göre ise 223 ağaç kesilmiş.
Öncelikle bilmemiz ve üzerinde hemfikir olmamız gereken şey, her halükarda ağaç kesmenin yanlış olduğudur. Kim tarafından ve niçin yapılırsa yapılsın ağaç kesmek de bir cinayettir. İnsanın yaşaması için doğaya ve yeşile ihtiyaç vardır. “Doğa bize atalarımızdan miras kalmadı. Gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde devredebilmek için bize emanet edildi.” Dolaysıyla bizim de doğaya saygılı olmamız gerekir. Yani bu emanete hıyanet etmememiz gerekir. Hele 50, 100 yıllık ağaçları kesmenin savunulacak bir tarafı yoktur.
Bu genel doğruyu hemen herkes kabul eder ama herkes de kendi hesabına göre doğru ve yanlışlar yaratır. 6000 Zeytin ağacının kesilmesine ses çıkarmayanlar, yasal altyapısı tamamlanmadan ağaçların kesilmesine seyirci kalanlar bile Yalova'daki ağaç kıyımına gürlediler. Üstelik 'Gezici'leri Yalova’ya sessiz kalmakla suçladılar.
Ülkenin her deresine birkaç termik santral yapmak için, bilmem ne madeni çıkartmak için doğayı hunharca katlediyoruz. Ve burada sorumlulukları olanlar hiçbir şekilde doğayı da gelecek nesilleri de düşünmüyor.
AKP Yalova İlçe Başkanı bile “bu ağaçların kesimini Kara Yolları istedi. Ağaç kesimi kaçınılmazdı” diyerek buradaki ağaç kesimini normal karşılarken, aynı partinin faklı düzeylerdeki temsilcileri siyasi hesaplaşma adına veryansın ediyor.
Önce bilmemiz gereken Yalova’da ağaç kesilen alan bir park değil. Tarım alanı değil. Yol kenarındaki alanlarda bulunan ağaçlardır. Yani burada bir yeşil alan talanından, parkın yok edilmesinden, yeşil alana bir AVM veya benzer bir şehir tüketim merkezi yapılmasından söz edilmiyor. Yeşil alan yok edilip bir termik santral yapılmıyor. İnsanların trafikte takılmaması, daha rahat yaşaması için köprü yapımı amacıyla kesilmiştir. Sayısı eğer 18 ise bu iki üç ağaç kesimi ile belki atlatılabilirdi. Demek ki bu projeyi çizen mühendisler bu çizimi, alanı gezerek ve alana uygun biçimde yapmamışlar. Bu, o mühendislerin, Kara yolları kurumunun hatasıdır.
Kara yolları hata yaptı diye belediye de aynı yanlışa devam etmemeliydi. Belediye dediğin kurumda da mühendisler var. Bu projeyi görüp incelemeli ve doğru uyarıları yapmaları, yanlıştan dönülmesini sağlamaları gerekirdi. Anlaşılan bu kontrol da yapılmadığı için belediye, gelen projenin olduğu gibi uygulanması için o güzergahtaki ağaçların kesilmesini buyurmuşlar ve işçiler de gerekeni yapmış.
Bu ülkenin temel sorunu bu zaten. Kimse gerekli sorumluluğunu yerine getirmiyor. Ortaya yanlış çıkınca da herkes birbirini suçlayacak ortamı buluyor. Yani siyasi olarak herkes kendine rant yaratmaya çalışıyor. Halbuki çevre, doğa siyasete malzeme edilmeyecek kadar kıymetlidir. Yanlışı kim yapmış olursa olsun bunun hesabı verilmelidir. Mesela bu projeyi çizen mühendisler neden alanı görüp, alana özel bir proje çizmediler?
Neden buradaki ağaçları dikkate almadılar?
Belediyede, bu ağaçları “kesin” emrini verenler, neden bu emri vermeden önce alanı inceleyip burada ağaç kesilmeden veya en az ağaç kesimi ile projenin uygulanıp uygulanmayacağına dikkat etmediler?
Elbette sadece bunlar suçlu değil. Bizler toplum olarak hepimiz suçluyuz. Her birimiz kendi alanımızda işler yaparken bu kadar duyarlı mıyız?
Yanımızda, çevremizde yaşanan bu tür olaylara ne kadar duyarlıyız?

İğneyi biraz da kendimize batıralım. Herkes kendi yanlışını ve kendi yandaşının yanlışını görmeli. Elbette suçlamak için gerekçe yaratma amacı gütmeden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder